Ne güzel, ne anlamlı deyimlerimiz vardır. Yüzyılların deneyimlerini, birikimlerini süzerek gelmişler; sayfalarca anlatılacak bir konuyu bir kaç sözcükle anlatmışlar. Ne denli öz ve ne denli yalındırlar deyimlerimiz.  Kısa , özlü ve derin anlam içerirler.

Sanki bugünleri çok önceden görmüş gibidirler. Yaşadığımız  günleri ve içinde yaşadığımız koşulları birkaç sözcükle anlatıverirler. Güzel Türkçe’mize , anadilimize özgü bir anlatım biçimidir onlar.

Günümüze, bugünlere  çok uygun bir deyimimiz var; Ne güzel, ne içten , ne özlü  bir dilektir bu. ” Ağzımızın tadı bozulmasın ( kaçmasın).” Dirliğin , düzenin bozulmasın. Erincin( huzurun) kaçmasın , anlamları taşır. Canınız sıkılmasın, olumsuzluk yaşanmasın vb.dileklerde bulunmaktır.

Gel de ağzımızın tadı bozulmasın. Çocukluğumda gördüğüm, bildiğim, tanıdığım pek çok ürünün zamanla nasıl birer birer yok olduğuna tanık oldum. Haşhaş üretiminin yasaklanmasıyla başladı süreç. Sonra sırasıyla pancar , tütün, ipek böcekçiliği, tahıl ürünleri ( buğday, arpa, yulaf vb.) kısıtlandı, yasaklandı, engellendi. Üzüm bağları yok oldu sonra. Para etmez oldu köylünün ürettiği. Dut ağaçları kesildi. Üzüm asmaları söküldü. (Şimdilerde ise şeftali ağaçları sökülmeye başlandı.) Karpuz ve kavun tarlalarının yerinde yeller esiyor.

Döğenlerin üstünde harman sürdüğümüz günler yok artık. Bağlardan topladığımız  üzümlerden şarap, pekmez yapamaz olduk. Bal tadında, kavunlarımız, ortadan yarılan karpuzlarımız da yok. Arabalarla taşıdığımız karpuzların yerini dilimle satılan karpuzlar aldı.

Köylümüz, üreticimiz, neye el atsa elinde kalıyor. Emeğinin karşılığını alamıyor. Umarsızlık içinde başını oradan oraya  vuruyor.  Bir çıkış yolu arıyor. Bulamadıkça, destek bulamadıkça umarsızlaşıyor, topraklarımız boş kalıyor.

Şimdilerde ise yanan ormanlar, her türlü ürüne yapılan zamlar içimizi yakıyor, bağrımızı dağlıyor.

Bir de şekere yapılan üst üste zamlar , ağzımızın tadını iyice kaçırdı. Şeker fabrikaları kapatıldı. Pancarı yetiştiremez, şekeri üretemez olunca ancak zam yapar hale geldik. Baklavaların içi boşaldı. Geçim sıkıntısı arttı. Çocuklarımız şeker, büyüklerimiz  baklava, tatlı yiyemez oldu. Keyif çaylarımıza  bile atacak şekerimiz kalmadı.

Özetle ağzımızın tadı bozuldu( kaçtı).. Sizin ağzınızın tadı bozulmasın ( kaçmasın) .