İçişleri Bakanlığı, yabancıların yoğunlaşmasını önlemek için ‘seyreltme’ projesi başlatıldığını açıkladı. Suriyeli’lere, Afganlı’lara kapılarını açan, sınırlarda hiçbir denetim uygulamayan iktidar, ortaya çıkan sorunların ayırdına yeni vardı. Günde 1.000- 1.200 arasında sınır kapılarından geçen göçmenler, ülkemiz için bir tehdit oluşturmaktadır. Kendi ülkelerinden yurdumuza gelen bu yurt kaçakları, sorunlarıyla birlikte geldiler.
– Toplumsal yaşama uyum sağlamadılar. Ülkemizde İzmir, Bursa , Gaziantep gibi büyük kentler olmak üzere onaltı ( 16) kente yerleştiler. Kendi kültürlerini yaşadıkları kendi mahallelerini oluşturdular. Her kentin bir kimliği, bir kültürü vardır. Yaşam biçimleri, alışkanlıkları vardır. Türküleri, gelenekleri, tarihsel güzellikleri vardır. Suriye’den, Afganistan’dan gelen davetsiz konuklar, kendi yoz kültürlerini getirdiler.
Yeniliklere, çağdaşlığa açık olmadıkları için toplumsal yaşama uyum sağlamadılar. Çocuk yaşta evlenen kızlar, çok çocuklu aileler, saçı sakalı birbirine karışmış erkekler, göze hoş gelmeyen görüntüler yarattılar. İktidarın özendirici ve destekleyici politikaları yüzünden tepki çekmeye başladılar. Hastanelerde, resmi kurumlarda sıraya girmeden işlem yaptırmaları, ücret ödemeden alışveriş yapmaları, toplumda öfke yarattı.
– Güvenlik sorunları yarattılar. Kentlerin belirli bölgelerinde , mahallelerde sayısal çoğunluğa ulaşınca çeşitli sorunlar çıkardılar. Buralarda kendi düzenlerini kurmak istediler. Çocukları taciz ettiler ,grup kavgalarına , yaralamalara, ölüm olaylarına karıştılar. Zaten yoklukla , yoksullukla mücadele eden halkımız, bunlara tanınan ayrıcalıklar nedeniyle iyice öfke seline kapıldılar. Mahallelerde çıkan olaylar, herkesi tedirgin etti. Sonucunda sosyal ayrışmalar başladı. İlimiz Bursa, bu göç dalgasından en çok etkilenen illerin başında geliyor. Alınan duyumlara göre, kentimizde Suriyeli’lere ait irili ufaklı 2.000 dolayında iş yeri varmış. Bunlar yaklaşık beş yıldır faaliyette. Neredeyse her okulda Suriyeli’ler için iki derslik ayrılmış. Başka duyumlar da var. Bursa nüfusunun kaçta kaçını oluşturduğu, bunlar için ne kadar harcama yapıldığı da konuşulanlar arasında.
Bunlar yaklaşık beş yıldır faaliyette. Neredeyse her okulda Suriyeli’ler için iki derslik ayrılmış. Başka duyumlar da var. Bursa nüfusunun kaçta kaçını oluşturduğu, bunlar için ne kadar harcama yapıldığı da konuşulanlar arasında. Mahallelerin , kentlerin demografik yapısı değişmeye başladı. Giderek ülke nüfusunun değişmesine yol açacaktır bu gidiş. Kimi değerlerimiz yok olmaya başladı. Toplumda büyüyen tepkiler, sonunda iktidarın ilgisini çekti. Öngörüsü olmayan , doğacak sonuçları önceden kestiremeyen iktidar önlem almak için harekete geçti. İçlerinde Bursa’nın da olduğu (16) onaltı kentte seyrelttme politikası uygulanacağını duyurdu.
Bir oy deposu olarak gördüğü Suriyeli’lerin bir mahallede, bir ilçede adeta kendi düzenlerini kurmalarına ; yabancı nüfusun mahalle nüfusunun % 25 ini aşmasına izin verilmeyecekmiş Geç kalınmış bir karar. Geç ve bir o kadar da yetersiz bir karar. Asla yeterli görmüyoruz. Ayrışan, birbiriyle uyuşamayan iki halkın bir arada yaşaması zor. Ulus yapısını ümmete çevirmeye çalışan bu anlayışın , bu uygulamanın karşısında duracağız. Demografik yapının değişmesine karşı çıkmak, düzensiz göçe karşı çıkmak, kültür yozlaşmasına karşı çıkmak şovenizm değildir.
Düzensiz bir göçün tehdit oluşturduğu, kutuplaşmayı artırdığı, demografik yapının değişimiyle iç barışın bozulacağı için karşıyız. Ekonomik sorunlar arttığı için, suç oranlarını ve işsizliği artırdığı için , ahlaki değerleri çökerttiği için karşıyız. Hedef Suriyeli’lerin kendi ülkelerine dönüşünü sağlamak olmalı. Bunun için Suriye topraklarında barış ve güvenlik ortamı oluşturulmalı, istikrar sağlanmalıdır. Hükümet, barışçı bir politika izlemeli, geri gönderme konusunda kararlı olmalıdır.