22 Aralık 2019 Pazar günü BATİS-BAMİS İşçi Sendikası önce sendika binasında toplanarak, asgari geçim ücreti sürecini değerlendirdi. Ardından Bursa Osmangazi İstasyonu arkasında Devlet Hastanesi ek binası önünden yürüyüş başlatarak, kent meydanına kadar slogan atarak, aşağıdaki basın açıklaması, BATİS-BAMİS İşçi Sendikaları Yürütme Kurulu Başkanı Metin Burak tarafından okundu.
Burjuva Cennetinde Yaşıyorsunuz!
Bildiride; “işçi sınıfıyla, sermaye sınıfı arasında 2020 yılı için imzalanacak olan ve 82 milyonu ilgilendiren, en büyük toplu sözleşmedir. Bu nedenle bu pazarlığın işçi tarafı olarak mücadelemize sahip çıkmalıyız. BATİS-BAMİS İşçi Sendikaları olarak; işçi sınıfının ürettiği zenginliğe karşılık, 2020’de insan onuruna yaraşır asgari geçim ücreti istiyoruz; Asgari ücret komisyonu; her yıl olduğu gibi bu yılda, eşit ve demokratik olmayan yine Türk-İş’e bağlı sendikalardan 5, AKP hükümetinden 5, kapitalist sistemin burjuva patronlarından 5, toplam 15 kişiden oluşmaktadır. İşçi sınıfından yetki almadan, kapitalist sistemin burjuva kanunlarıyla, komisyona girmesi için Türk-İş’e bağlı sendikalardan belirlenen 5 sendikacıya soruyoruz, sendikalardaki görevlerinizden dolayı, her ay işçilerden kesilen aidatlardan (işçi sınıfı için uygun gördüğünüz asgari ücretin) kaç katı aylık ücret alıyor ve burjuva cennetinizde ne kadar harcıyorsunuz?”
“10 Milyon Emekçi Sizi Bekliyor”
“Komisyona girmesi için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı ile birlikte AKP hükümeti tarafından belirlenen 5 kamu personeline soruyoruz, çoğunluğu işçilerin vergilerinden oluşan bütçeden (işçi sınıfı için uygun gördüğünüz asgari ücretin) kaç katı aylık ücret alıyor ve burjuva cennetinizde ne kadar harcıyorsunuz? Sermaye sınıfı kapitalist sistemin patronları tarafından, komisyona girmesi için görevlendirilen 5 kişiye ve tüm patronlara soruyoruz, işçi sınıfının ürettiği zenginlikle kurduğunuz burjuva cennetinizde yaşarken, işçilerin onurlu bir şekilde yaşamasını neden engelliyorsunuz? Yoksullara yaşattığınız cehennemden kurtulmak için, mücadele veren onurlu işçilerden neden bu kadar çok korkuyorsunuz? İşçi sınıfı sadaka değil, ürettiği zenginliğe karşılık, zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak kadar, küçük bir pay istiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in verilerine göre, sigortasız çalıştırılanlar hariç, asgari ücretin altında ücret alanların sayısı 1 milyon 800 bin, asgari ücret alanların sayısı yaklaşık 5 milyon, asgari ücretin %15 fazlasını alan işçilerle birlikte, asgari geçim ücreti pazarlığı 10 milyonun üzerinde emekçiyi ilgilendiriyor.”
“Yoksulluk Bile 7 Bin Liraya Dayanırken!”
“Yoksulluk sınırının 7 bin lira, açlık sınırının ise 2 bin liranın üzerine çıktığı, işsizliğin çığ gibi yükseltildiği ülkemizde, milyonlarca işçi açlık sınırının altında ödenen ücretle yaşamak zorunda bırakılıyor. Üreterek zenginlik yaratan işçi sınıfının ödediği, dolaylı ve dolaysız vergilerden oluşan bütçe ve milli gelirden düşen pay eşit dağıtılmayıp, siyasi ve ekonomik krizle yarattığınız İşsizlik, Pahalılık ve Yoksulluk, emekçileri zehir saçan kirli işkollarınızda çalışmak zorunda bırakarak, iş cinayeti olan bunalıma sokup intihar etmesine veya psikolojik olarak, ömür boyu engelli kalmasına neden oluyorsunuz. Buna rağmen Avrupa’dan daha iyi olduğumuzu söylüyorsunuz. Bakalım ne kadar iyiyiz? Türkiye Avrupa ülkeleri içinde en düşük asgari ücrete sahip 2.ülke durumuna düşürülmüştür. Asgari ücret Avrupa ülkelerinde; Lüksemburg: 2 bin 71 avro, İrlanda: Bin 656 avro, Hollanda: Bin 626 avro, Belçika: Bin 594 avro, Fransa: Bin 521 avro, Almanya Bin 500 avro, İspanya: Bin 50 avro, Slovenya: 887 avro, Malta: 762 avro, Yunanistan: 721 avro, Portekiz: 700 avro, Litvanya: 555 avro, Estonya: 540 avro, Polonya: 523 avro, Slovakya: 520 avro, Çekya: 519 avro, Macaristan: 464 avro, Romanya: 446 avro, Letonya: 430 avro, Sırbistan ve Arnavutluk: 308 avro, Türkiye: 307 avro, Bulgaristan: 286 avro ödeniyor.”
“Milletvekili Maaşı, Asgari’yi 11’e Katlıyor!”
“Avrupa’da milletvekilleri; ülkelerinde uygulanan asgari ücretin 4-5 veya 6 katı aylık ücret alırken, ülkemizdeki milletvekilleri ise işçilere uygun gördükleri asgari ücretin 11 katını alıyor. Cumhurbaşkanı ise Avrupa ülkelerinin, en yükseği ve asgari ücretin 37 katını alıyor. Ayrıca ülkemizde çalışma saatleri ve çalışma koşulları, Avrupa ülkelerine göre çok yüksek, daha ağır ve güvencesizdir. Avrupa ülkelerinde, ülkemizdeki gibi sendikal örgütlenmenin önünde engel yoktur. İşçiler istedikleri sendikalarda örgütlenip mücadele vererek, emeklerinin karşılığını alabiliyor. Ülkemizde ise sendika üyesi olanlar işten çıkartılarak işsiz bırakılıyor. Buna rağmen Avrupa’dan daha iyiyiz demek, akıl tutulmasından başka bir şey değildir.”
“Sadece Gıda Harcamalarını Baz Alamazsın!”
“Komisyona katılan taraflara çağrımız; Sizler kapitalist sistemin burjuva cennetinde nasıl yaşıyorsanız, ezerek sömürüp zulüm ettiğiniz işçilerde emekleri karşılığında, insan onuruna yaraşır ve güvenceli bir şekilde yaşamak istiyor. Asgari ücreti; eğitime, sağlığa, gıdaya, kiraya, giyime, elektriğe, doğalgaza, ulaşıma, suya gelen zamlar ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’in hesapladığı gibi sadece gıda harcamasından yola çıkarak veya enflasyona göre belirlemek, işçilerin emeğinin karşılığı olamaz.
İşçi sınıfının üreterek yarattığı zenginlik ve adaletsiz oluşturulan bütçe; bir avuç kapitalist burjuvaziye, yoksulluk sınırının kat ve kat üzerinde pay edilirken, işçilere açlık sınırı seviyesinde veya altında yaşam seviyesi belirlemek, anayasaya aykırı olduğu gibi kabul edilemez ayrımcılık ve eşitsizliktir. Asgari ücret; işçi sınıfının üreterek yarattığı zenginlik ve adaletsiz oluşturulan bütçe eşit dağıtılarak, en az yoksulluk sınırı seviyesinde belirlenmelidir.”
“Vicdanınızı Sesi İle Adil Davranın…”
“Komisyona teklif götüren sendikacılar, sendikalardan aldığınız aylık ücret bordrolarını önünüze koyup, işçiler için yoksulluk sınırının altında alay eder gibi dilinize dolaştırıp sunduğunuz tekliflerinizi geri çekin. Asgari ücret yoksulluk sınırı seviyesinde olursa, yetkili olduğunuz işyerlerinde nasıl sözleşme yapacağız diye korkmayın. Sözde tarafsız görev yapan hükümet tarafı, işçilerin vergilerinden oluşan bütçeden aldığınız aylık ücret bordrolarını önünüze koyup, vicdanınızın sesiyle adil davranın! BATİS-BAMİS İşçi Sendikaları olarak; öncelikle işçilerin, emekçilerin ve emeklilerin aylık geçinebilecek taban ücretinin eşit olmasını, işçi sınıfının ürettiği zenginliğe karşılık, insan onuruna yaraşır ve en az yoksulluk sınırı seviyesinde asgari geçim ücreti istiyoruz. Komisyona giren sendika ve hükümet tarafı, vicdanlı ve adil davranır ise hakkımız olan asgari geçim ücretini alırız. Sendika ve hükümet tarafı, vicdanlı ve adil davranmaz ise, üreterek zenginleştirdiğimiz kapitalist sistemin burjuva patronları ve siyasi iktidar tarafından, ülkemizin sokulduğu siyasi ve ekonomik krizle birlikte, yaratılan işsizlik, pahalılık ve yoksulluk zulmüne karşı, üretimden ve tüketimden gelen örgütlü gücümüzle, genel grev hakkımızı kullanarak, emeğimizin karşılığı olan asgari geçim ücretini, yumruğumuzu vurup almayı da biliriz!”