Murat Tuncer “Kuantum Politika” ile politikada yeni bir pencere açıyor
Bugüne kadar binlerce atıf almış 200’den fazla uluslararası yayını ve 20’den fazla kitabı bulunan, Prof. Dr. Abdullah Murat Tuncer, okurlarının karşısına bu kez Kuantum Politika ile çıktı. Politikaya kuantumun merceğinden farklı bir bakış açısı getiren yazar, kuantumu fizik yasalarını ilgilendiren mekaniğinin politikadaki yansımalarına ışık tutuyor. Tuncer, demokrasi ve demokratik cumhuriyet yönetimlerinde yaşanan tıkanmalara da yanıt arıyor. Gerçekliği öznel ve sonsuz sayıda kabul eden kuantum fiziğinin olasılıklı yapısından hareketle, toplumsal farkılıklıkları tümüyle temsil eden bir yönetim şeklinin ütopyalara mahsus olmadığına işaret ediyor.
Kuantumun politika görüşü
Son yıllarda tüm dünyada demokrasinin işlerliği konusunda şüpheler uyandığını ve kuantum politika anlayışının pek çok soruya yanıt verebileceğine inandığını belirten Prof. Dr. Tuncer, kitabının çıkış noktasını şöyle aktarıyor: “Kuantum mekaniği, çok küçük birimler olan atom-altı parçacıklarının uyduğu fizik kurallarını inceler. Önceliği serbestlik, belirsizlik, anlam, yaşam ve amaçtır. Diğer bir deyişle ‘mutlak doğru yoktur’ prensibi geçerlidir. Bu noktada kuantumun, yalnız fizik yasalarını ilgilendiren mekaniği değil sosyal bilimleri de etkilediği açıktır. Kuantumun politika görüşü ise herkesi koruyan ve altında barındırabilen geniş bir şemsiye olarak düşünülebilir. Ben de ‘Kuantum Politika’ ile yeni pencereler açmak ve bugüne kadar görünenlerden daha fazlasını göstermek istiyorum.”
“Farklılıkların tümünü temsil edecek ortak düşünceler geliştirmeliyiz”
Günümüzde aktif olan uygulamaların kimi noktalarda halkın mutluluğu için gereken yaklaşımları artık ortaya koyamadığını ifade eden Prof. Dr. Tuncer, kuantum politika anlayışının sunduğu çözüm yollarına da değiniyor: “Bizi bugüne getiren büyük değişimler, siyasal görüş ve yaklaşımlarımızı yenilememiz gerektiğine dair önemli mesajlar veriyor. Bugünkü bilgisayar teknolojilerinin binlerce yılda çözümleyebileceği problem ve analizleri dakikalar içinde çözen kuantum bilgisayarların geliştirildiğini düşündüğümüzde, bugüne kadar tıpkı kodlamadaki gibi 0 ve 1 kombinasyonlarıyla hareket eden düşünce sistemimizin de değişmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Tam da bu noktada kuantum politika anlayışı gösteriyor ki düşünülen planları ve çözüm modellerini 0 ve 1’e göre değil, sonsuz seçimleri bir arada değerlendirme yoluyla geliştirebiliriz. Daha açık ifade etmek gerekirse, farklılıkların tümünü temsil edecek ortak düşünceler geliştirmeliyiz.”