Köşe yazarımız Zeki Baştürk makalesinde;
Bu akşam Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosunda bir oyun izledim. Sanatsever öğrencim Nejat Sevim’ in çağrısı ve bilet sağlaması üzerine gittim Devlet Tiyatrosunda oynanan oyuna. Adı, başlangıçta çocuk oyunu izlenimi verse de oyun başladıktan sonra oyunun büyüsüne kapıldım. İçine çekiverdi beni.
Yaşamın, zorlukların ve baskıların yarattığı travma sonucu kuklalaşan bir beden…
Ruhunda yaşadığı acıları, zihninde oluşturduğu karakterlerle oyunlar oynayarak ifade eden bir adam.
Kadınların, erkeklerin toplum içinde karşılaştıkları zorlukları simgesel fotoğraflarla, şarkı, dans ve göndermelerle anlatan bir oyun…
Oyuncu olmak isteyen bir kızın bu isteğine babasının ve toplumun karşı çıkması olarak özetlenebilir. Türk kadınının tiyatrocu olmak için verdiği mücadele anlatılıyor.Toplumda pek çok genç kızın buna benzer isteklerinin karşılanmaması, karşı çıkılması yüzünden girdiği bunalımlar, çok sık karşılaşılan durumlar.
Oyun gerçekten heyecan vericiydi. Sesler, ışıklar ve müzikler çarpıcıydı. Travması olmayan, yaşamının bir döneminde ezilmemiş kim var ki bu yaşamda… ister oyundaki baba olsun ister farklı bir otorite. İzlerken mutlaka kendinize de dönüp bakacaksınız. Çıkınca da kendinizi bazı replikleri içinizden yinelerken bulacaksınız. “Baskı, sevmek değildir…” Böyle bir oyunu ortaya çıkaran yönetmeni, oyuncuları ve tüm ekibi yürekten kutluyorum, emeklerinize sağlık…
Oyun tek anlamıyla muhteşemdi. Kendimden de çok parça gördüğüm bu parça hem hayata karşı bakış açımı değiştirdi hem de neyi ya da neleri yanlış yaptığımı fark etmemi sağladı. Tek perdeden oluşan bu oyunu izlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Oyuncuların yetenekleri karşısında ağzım açık kaldı da diyebilirim.
Ataerkil toplumda kırılan, örselenen hatta hayalleri ile birlikte katledilen kadının içini yansıtan oyun. Tüm babaların, aile büyüklerinin izleyip ders alması gereken bir oyun. Kadınların toplumsal baskı altında verdikleri mücadelenin zorluğunu anlatan çok çarpıcı bir oyun.
Üç kişilik ve tek perdelik bu oyunun üç oyuncusunu, yönetmenini , oyun yazarını, müzik , ışık, dekor, kostüm ve efektleri düzenleyen tüm emekçileri yürekten kutlarım.
Bir döneme ve günümüze ışık tutan bu oyunu herkese öğütlerim. Mutlaka izleyin.
Zeki BAŞTÜRK