Köşe yazarımız Ali Yazır makalesinde; Borç batağına batmış, fanatik taraftarının bile geleceğinden ümitsiz olduğu, Bursa’da gönlü Bursaspor ile çarpan, ekonomik durumu, geliri iyi olmasına rağmen Bursaspordan uzaklaşan veya uzaklaştırılarak yalnızlaştırılan yönetici potansiyelinin yok edildiği Bursaspor.

Recep başkanın ifadesi ile İnegöl’den geçerken bile polisin koruduğu, düşmanı çok bir Bursaspor.

Ayrıca “önlem alınmazsa bir sene sonra kapanır, burada Bursaspor’u konuşamazsınız“ifadesinin resmî ağız ile dile getirildiği bir Bursaspor.

Varsa ortaya çıkması için dillerde sakız olmuş yolsuzluk iddialarının mahkemelere müracaat edilerek incelenmesi, hatta, niyeti başarılı olmaktan öte gitmeyen eski yönetimlerin aklanması, varsa suistimallere bilerek bilmeyerek neden olan yönetimlerin ayrışması için açılan davaların niçin tartışıldığı Bursaspor. Daha önceden sahibi olduğu ama bugün yok olmuş taşınmaz mülklerin geri alınması için verilen mücadelenin destek yerine kösteklendiği, sadece sahada 17-20 yaş grubundaki sporcunun sırtına yüklenmiş ve bu haliyle başarı beklenen bir Bursaspor.

Kısaca Bursaspor’un geleceğinden herkes ümitsiz.

Hiç kurtulma ümidi yok mu? Tabii ki vardır. Önce bu işi çözmek için tüm Bursasporluların cenazeye benzeyen hastayı iyileştirmeyi istemesi lazım!
Acizane olarak benim Bursaspor’un kurtuluşu için iki acil hayata geçirilebilir önerim var.

1-Bursa’da 17 tane organize Sanayi bölgesi var. Bu organize sanayi yönetimleri yeni yapılacak olan yönetim kurulu seçiminde,(ki az bir zaman kaldı) her bölgeden bir yönetici belirlesinler ve Bursaspor’da yeni yönetim kurulunu oluştursunlar.

2- Bursaspor’a daha önce yönetici olarak yıllarını veren Bursa’nın elit ailelerinin çocuklarından oluşan yeni bir yönetim oluşturulsun. Ki, bu gençler muhtemelen iyi eğitim almış milyon hatta milyar dolarlık bütçeleri yönetecek donanım ve yöneticilik yeteneklerine sahip olduklarından iki üç yıllık bir zaman diliminde profesyonel bir planlanma ile Bursaspor’u özlenen yerine getirebilirler.

Ancak!

Bizim gururla şovlarını izlediğimiz ve son yıllarda hasret kaldığımız şov üreticisi seyircimizin, bazen öfkesine yenilerek, takımı şampiyon yapmış hocaya, başarılarına rağmen bazı başkanlara, sporculara, antrenörlere ettikleri küfürler o zamandaki şiddetine hemen hemen eşitlikte başarıda dip yapmamıza rağmen devam ediyor. Bu tepki gördük ki fayda değil zarar veriyor! O nedenle başka teşvik edici protesto biçimleri üretilmeli .

Sosyal medyada yapılan aslı astarı var mı yok mu araştırılmadan yapılan karalamalar, evine baskın yapılan başkanlar vs vs yaşanmışlıkların failleri olan seyircimiz de kısaca kendini sorgulamalı. Bursaspor’un bu duruma gelmesinde “ne kadar payımız var” özeleştirisi yapmalı ve bağcıyı dövmek için değil, üzüm yeme yolu tercih edilmelidir.

Çaresizseniz, çare yine sizsiniz! demiş düşünür. Yani Bursaspor yaşayacaksa yaşatacak yine Bursalı Bursasporlulardır.