Köşe yazarımız Zeki Baştürk makalesinde;
Degerbilirlik (vefa), yaşanmışlıklara saygı duymaktır. Bir değeri, bir emeği, bir sanatçıyı gündeme getirmektir. Anmaktır onu. Anımsamaktır. Unutturmamaktır. Geçmişi geleceğe taşımaktır aynı zamanda.
Değerbilirlik, bir erdemdir. Erdemli bir insana yakışan bir davranıştır.
Hiç eskimeyen, hep yeni kalan , özgün bir sestir. Derin nota bilgisine sahip, en çok bestesi olan sanatçılardan biridir Arif Sami TOKER . Bu usta besteci ve bu ünlü sanatçı anıldı bu akşam. Bilinen ve sevilen besteleriyle bir kez daha gönüllerde yaşatıldı.
Bir değerbilirlik örneğine tanıklık ettik bu gece. Böylesine güzel ve anlamlı etkinliği İpekyolu Türk Müziği Korosu yaşattı bize. Fark yaratan şef Remzi ÇELİKYAY, farkını gösterdi yine.
Yaşamın her alanında istenen, özlenen değişim , koroda gerçekleşmiş. Sazlar ve koristler yenilenmiş, erkek sesleri çoğalmış. Bu değişiklik , bu değişim olumlu bir hava getirmiş koroya. Yenilenen ve gençleşen yapısıyla koroya, gençlik aşısı yapılmış sanki. Gençlik rüzgarı estirilmiş. Enerji ve deneyim birleşmiş, güçlü bir koro yaratmış.
Bu değerbilirlik örneği yaşatan konser, koronun seslendirdiği “Artık gelecek sanma sakın” şarkısı ile başladı. Bu şarkıyı, “Şimdi anladım neden bana küstüğünü ” ve “Bir sevda geldi başıma” adlı şarkıları izledi. Bu şarkı ile izleyiciler hareketlenmeye başladı. Sahnedekiler ile salondakilerin uyumu coşkuyu başlatan önemli bir etkendi.
İlk solist, Cavit YALÇIN,
“Unutmak istesem o hatırayı” adlı şarkıyı seslendirdi. Cavit Yalçın, koronun jokeridir. Nerede bir boşluk varsa doldurur orayı. Def çalar, kanun çalar, şarki söyler.
“Anladım ki aşkın bana hicran oluyor” adlı şarkıyı ise Yücel KAYA seslendirdi .
Yaşam tekdüze değildir. Değişkendir. Kişilere seçenekler sunar. Seçmek kişinin elindedir. Koro,
“Dalında solarken akşamın gülü ” şarkisini seslendirirken izleyicilere bu seçeneklerden kendilerine uygun olanı seçmelerini öneriyor: “İçmesem bir türlü, içsem bir türlü” .
Sanat yapıtlarının ( roman, öykü, şiir, tiyatro, beste vb.) hemen hemen tümünde sanatçının yaşamından kesitler yer alır. Ya yaşamından bir bölüm anlatır ya da yaşadığı döneme tanıklık eder. Besteci Arif Sami Toker’in neredeyse kendini anlattığı “Talihin elinde oyuncak oldum” adlı bestesini güçlü sesiyle Zehra BAYSAL, içten ve duyarak okudu.
“Koşa koşa gel yanıma” adlı şarkıyı yine korodan dinledik. Ardından ‘Bir kara gözlüye ay balam” şarkısını
Sevgi- İsmail FİLOĞLU çifti birlikte yorumladı. Şarkıya
danslarıyla görsellik kattılar. Beğeni topladılar.
Her şarkının, türkünün, bestenin bir öyküsü vardır. Kimileyin şaşırtır bu öykü bizleri. Bir aşk şarkısı sanırsınız, oysa bir çocuğun doğumunu muştular o şarkı.İşte böyle bir şarkıdır bu:
“Aşkımın ilk baharı”
Ercan GÜLSEREN’den dinledik.
Esin perisinin ne zaman geleceği belli olmaz. Bir bakarsınız gece yarısı böler uykunuzu. Ya da bir sabah erkenden uyandirir sizi. Bu şarkı da böyle bir zamanda bestelenmiştir. Besteci gece yarısı uyanır uykusundan. Duygularını döker notalara. Baharın gelişini, baharın coşkusunu duyumsar damarlarında.
“Erişti nev-bahar eyyami”.
Bir bahar tadında dinledik bu şarkıyı.
İstanbul’dan uzak kalmıştır uzun süre. Yaşamını sürdürebilmek için Anadolu’ya gider. Konserler verir para kazanmak için. Bestecilik, yeterli kazanç sağlamaz ona. İstanbul özlemi, ona bu şarkıyı yaptırır:
“Ayrılık büküverdi boynumu”. Bu ayrılık ve özlem dolu şarkıyı kadife sesli Betül BİLGİN yorumladı. Yumuşacık, sımsıcak, bir ses. Rengiyle , tinısıyla, yorumuyla büyük alkış aldı.
“Geldi yine güzelim yaz” adlı
hareketli, coşkulu bu şarkıyı korodan dinledik.
Yaşamı yoksulluk içinde geçer bestecinin. Ne yapsa geçim kaygısını hep taşır içinde. Çözemez bu sorununu bir türlü. Sonunda bu durumu notalara döker. Ezgilerle duyurur dostlarına bu çığlığı:
“Ben derdime hiç çare
bulmam “. Bu yakarışı, bu çığlığı, Semra UYANIK’in sesinden duyduk.
İstanbul’a hayrandır Arif Sami TOKER. Bu şarkıyla İstanbul’un en güzel yerlerini gezdirir bizlere. Adalara, Marmara’ya, Moda’ya, Göksu ‘ya götürür bizleri.
“Çek küreği güzelim uzanalım Göksu’ ya !”
Sonlara doğru Hicaz makamındaki şarkılara geçilir.
“Gel sevgilim son ümit yalnız sendedir. ” Ayla CAN seslendirdi.
“Bir kere sevdim diye ” adlı bu güzel ve sevilen şarkıyı
Elif AKBULUT’ un sesiyle bir kez daha sevdik. İçten, doğal ve duygulu okuyuşuyla gönülleri okşadı.
Koro ile büyüyen, sanat müziğini iliklerine dek yaşayan, geleceğin yıldızı Tuna TEPECİK, acemkurdi bir şarkı ile sahne aldı. ” Geceler” adlı şarkı ile yine en çok alkışı aldı. Konser, koronun söylediği
“Yenilendi derdim nedendir bilemem ” adlı şarkı ile sona erdi.
Şarkılar sona erdi ama gece bitmedi. Çağdaş, aydınlık yüzlü, aydınlık düşünceli insanlardan oluşan koro , Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutlamadan bitirmezdi bu geceyi. Atatürk’ün çağdaş kadınları ile yurtsever erkekleri ve izleyiciler, İzmir Marşı ile son noktayı koydular. Yüreklerinden gelen Atatürk ve Cumhuriyet sevgisiyle coştular, coşturdular.
Yine unutulmaz bir gece yaşadık. Bir büyük besteciyi anarak vefa duygusu gösterdik. Unutulmaya yüz tutmuş bir besteciyi bir kez daha anımsadık. Bilgilendik, bilgilerimizi tazeledik. Büyük önderimize ve O’nun en büyük eseri olan Cumhuriyet’e sahip çıktık. Genç yeteneklerle ve güzel seslerle tanıştık.
Bu güzel geceyi yaşatan başta şef Remzi ÇELİKYAY’a, koro elemanlarına ve saz sanatçılarına yürekten teşekkür ederim. İyi ki varsınız Türk Sanat Müziği sevdalıları. Emeklerinize, yüreklerinize, sesinize sağlık.