Ali Yazır Yazdı; Cesareti olmayanların vatanı ve ahlakı olmaz!

Ali Yazır Yazdı; Cesareti olmayanların vatanı ve ahlakı olmaz!

Köşe yazarımız Ali Yazır yazdığı makalede; “Ülkemde herkesin ruh dengesini bozacak kadar şaşırtıcı karışık işleri duyuyor görüyoruz! Devlet kurumlarındaki çürümüşlük ayyuka çıkmış, kime güveneceksin sorusu güven bunalımını kamçılar durumda.

İnsanlarımızda oluşmuş öyle bir psikolojik yapı var ki; Sanki herkes pusuda bir yanlışımızı kolluyor, herkes hâlâ bir hata yapsa da linç etsek diye bekleşiyor, ağzınla kuş tutsan da yaranamaz duygusu sarmış gönülleri! Ülkesiyle gurur duyan, öğünen kalmamış gibi! Herkes de bir ümitsizlik ve umutsuzluk! Belki de bu duyguların kaynağında yaşanmışlıkların etkisi büyüktür ondan da olabilir.

Mesela bu güzel ülkede mevsimler gibi bir çok operasyon ve kumpasın var olması! Dahası Silah, seccade, devlet ve kara paranın da müşterisi pek çok olup büyük cazibesinin varlığı. Bakınız! Kirlilik her yerde, devletin savcıları uyuşturucu işine girmiş, ünlü avukatların ortaya çıkan hukuksuzluklarına, silah ticaretinde ismi geçen devlet görevlilerine, basında ki, PKK’ya karşı olan ama onlarla ortak uyuşturucu tüccarlığı yapan sözüm ona milliyetçi mafya babalarının haberlerine, nerede haraç nerede kara para nerede üstüne konacak çökülecek bir yer var, sağcı solcu İslamcı ileri gerici demeden, hepsi ‘hazır kıta’ yan yana iç içe, silah, seccade, devlet ve kara para, aynı beden içinde! Siyahla beyazı ayırtetmek imkansızlaştı! Her yer gri! Şeytan kim melek kim kafalar oldukça karışık? Son yıllarda öyle bir şey becerdiler ki kim kahraman kim hain, kim hırsız kim vatansever bilenimiz anlayanımız kalmadı!

“Allah” deyip milyarlar kazan, “Atatürk” deyip vatansever düşmanlığı yaparak sonra da Cumhuriyet düşmanlarıyla helalleşenler, terör sevicileri, fetöcüler, gladyo, çeşitli dini oluşumlar, tarikatler, cemaatler ve 90’lı yılların meşhur derin devlet simaları, hepsi aynı partilerde iç içe yaşıyorlar ve artık gizlenecek saklanacak bir korkuları da kalmadı, en tehlikesi ise millette de artık umut da kalmadı.

Benim vatanım burası ama bu kirlenmişliklerden kime nereye sığınacağız, bu aleni yıkım karşısında biz ne yapmalıyız!
Depresyon, çöküntü, mutsuzluk her yerde! Yine de tek tesellimiz; bizim hâlâ bir ülkemiz var ve gidecek başka bir vatanımız yok.
Öyle bir fırtına esmeli ki bu topraklarda, beyinler resetlenmeli, Türkün tarihe yön veren ilahi adaleti bu coğrafyada tekrar hakim olmalı.
Herkes, hukuk karşısında eşit olsun.

Torpil, iltimas, ayırımcılık, liyakatsizlik, yandaşlık, partizanlık, tarikatçılık yok olmalı.
Yaşlılar ve gençler Cumhuriyet’in kurulma zorluğunu hiç unutmamalı.
Bizi ancak, şeffaflık, açıklık, harbilik ve adil bir hukuk düzeni kurtarır. Ve bunu öğreten gerçek bir milli eğitim sistemi….

Cesareti olmayanların vatanı ve ahlakı olmaz derdi orta okuldaki tarih hocam. Nur içinde yatsın.
Kirli işlere girenler benden uzak dursun. Ülkemdeki hiçbir kirli işin uzantısı parçası olmayacak ve pisli işlerin ithamı ve şüphesi altında asla kalmadan ülkem için elden geldiğince çalışmaya devam. Vatan bizim bayrak bizim. İslam bizim. Hira dağı kadar müslüman tanrı dağı kadar Türk olduğumuzda bizi kim yıkabilir. İslam tercihimiz Türklük kaderimizdir. (Ahmet Yesevi)
Tarih bizi bu zamanda bir olmaya beraber olmaya çağırıyor. “

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?