Genel Merkezi Bursa’da olan BAMİS ve BATİS’ten 1 Mayıs açıklaması; “Selam sınıf kardeşlerim, selam ezilen ve direnen dünya halkları, BATİS-BAMİS İşçi Sendikaları olarak Birlik, Dayanışma ve Mücadele günü olan, 1 Mayıs bayramını kutluyoruz.
Dünya işçi sınıfı (her yıl olduğu gibi bu yılda) 1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele gününde, örgütlü ve güçlü olduğunu, istediği zaman üretim araçlarına sahip olabileceğini göstermeye devam ediyor..!
1 Mayıs öyle bir tarihtir ki, 1800’lü yılların ortalarından buyana, sömürü sistemi kapitalist sermaye sınıfı burjuvaziye karşı tüm zorlukları aşarak, onurlu yaşam mücadelesi veriyor.
İşçi sınıfı sokağa çıkamıyor diye, hiçbir kapitalist burjuvazi ve
1 Mayıs karşıtları sevinmesinler. Sokakların, fabrikaların ve tarlaların sahipleri kimlerin olduğu, coronavirüs sürecinde,
bir kez daha görülmüştür.
Varoşlarda yaşayan yoksullar, fabrikalarda ve tarlalarda çalışan işçiler varsa, yaşanacak hayatında var olduğu, bir kez daha görülmüştür.
Fabrikalarda ve tarlarda üretim yapacak işçi yoksa, üretilen ürünü alacak varoşlarda yoksullar yoksa, yoksulları ezerek sömürüp zulüm eden kapitalist burjuvazinin de, yaşayacak hayatı olmadığı, bir kez daha görülmüştür.
Varoşlarda yaşayan yoksullar, fabrikalarda ve tarlalarda çalışan işçiler, kamu kurumlarında görevli emekçiler, 1 Mayıs günü veya harici günlerde sokağa çıkmıyorsa, kapitalist burjuvazinin yasaklarından dolayı değil, coranavirüs’e karşı insana olan saygınlığından, bilime olan inancından, insan sağlığına önem veren emekçi doktorların tavsiyelerine uyarak, fiziksel mesafeyi korumak için sokağa çıkılmadığı, bir kez daha bilinmelidir. Sokağa çıkamayacak birileri varsa, oda yoksulları ezerek sömürüp zulmeden, kapitalist sistemin burjuva patronlarıdır.
Can çekişen kapitalist sistem iflas ederse, burjuvazi lüks yaşam düzenimiz sona erecek korkusuyla, işçileri fabrikalarda ve tarlalarda çalıştırmaya devam ederek, işçilerin ve tüm yoksulların can güvenliğini tehlikeye sokarak, dünyada ve ülkemizde coranavirüs sürecinde varoşlarda yaşayan yoksullar, işyerlerinde çalışan işçiler olmadan yaşamın olmayacağı, bir kez daha görülmüştür.
Kötü günlerden geçiyoruz. Ama bizleri daha kötü günlerin beklediğini de biliyoruz. Coranavirüs sürecinde, patronlara milyarlar dağıtılırken, yoksulların ihtiyaçları neden karşılanmıyor, işçilere iş-kurda biriken işsizlik ücretinden,
17 Nisan’da yürürlüğe giren kanunla, işsizlik ödeneği alanlar ile zorunlu ücretsiz izne çıkarılanlara neden 1.177 lira, esnek çalışmanın getirdiği kısmi çalışmaya neden 1.760 lira, yıllarca çalışan emekliye neden 1.500 lira maaş ödenerek, ayrıca mevcut 10 milyonu aşan ve 7 milyon 740 bin üniversite öğrencisi ile 20 milyona doğru ilerleyen işsizliğin artmasına neden olunarak, varoşlarda yaşayan yoksullara, işyerlerinde çalışan işçilere, eğitim süreci devam eden gençliğe, ev işinde çalışan kadınlara köle zihniyeti uygulanıyor.
Emeğiyle geçinip onuruyla yaşamak için, üreterek zenginlik yaratan işçilerin ve emekçilerin, aç kalıp-sefil yaşaması için, sizin sadakanıza ve zekatınıza ihtiyacı yoktur.
Talep edilenlerde, verilmek istenenlerde gözden geçirilerek, insanlar için sosyal devletin yapması gerekenler yapılmalıdır.
Değerli ve onurlu işçi kardeşlerim; Ülkemizde, coronavirüs ortaya çıktığı günden buyana, dile getirdiğimiz taleplerimizi tekrarlıyoruz. Devlet Sosyal Devlet ise, Sosyal Devleti Yöneten Vekillere ve Bürokratlara sesleniyoruz.
1)-Salgının başladığı 11 Mart’tan itibaren işten çıkarmalar şartsız yasaklanır.
2)-Salgın devam ettiği sürece çalışma durdurulup, tehlike ortadan kalkana kadar, işçilerin ücretleri işyerleri tarafından eksiksiz ödenir.
3)-Kayıtdışı çalıştırılanlar kayıt içine alınarak, ücretleri kayıtdışı çalıştıran işyerleri tarafından ödenir.
4)-Salgının başladığı tarihten önce işsiz kalanlara, salgın devam ettiği sürece işsizlik fonundan en az asgari ücret ödenir.
5)-Asgari ücretin altında maaş alan emeklilerin maaşları,
en az asgari ücret seviyesine çıkartılır.
6)-Salgının başladığı tarihten itibaren sınırlı olarak elektrik, su, yakıt, iletişim ve ulaşım ödemeleri kaldırılır. 2.500 liranın altında ücretle yaşamak zorunda kalan ailelere, yerel yönetimler tarafında ihtiyaç kadar gıda ve kira yardımı yapılır.
7)-Salgın sürecinde özel hastaneler, kamu hastanesine dönüştürülüp, sağlık çalışanlarının iş güvencesi ve sağlık güvenliği sağlanıp, hasta insanlar tedavi altına alınır.
8)-Salgınla ilgili bilimsel tüm bilgiler insanlar tedirgin edilmeden, yerel ve genel olarak, doğru düzgün açıklamalar yapılır ve insanlar aydınlatılır.
9)-Eğitim, salgının tehlike durumuna göre, devlet kontrolünde eğitimciler tarafından şekillendirilir ve aksamadan devam eder.
10)-Demokrasiye inanan sosyal devlet; salgınla ilgili krizi, bilim kurulu ile insanların oy verdiği tüm parti ve sivil toplum örgütleriyle birlikte yönetir.
11)-Salgın süreci ve salgın sonrası önüne geçilemeyecek en büyük sorun, işsizlik virüs’üne karşı acil çözüm, Finlandiya’da olduğu gibi sürekli ve kalıcı olarak, haftalık çalışma günü 4 güne, günlük çalışma saatleri ise 6 saate düşürülmelidir.
12)-Salgınla ilgili tüm çalışmalar, salgın sona erene kadar, üreterek zenginlik yaratan işçilerin ve emekçilerin, demokratik sınıf örgütleri olan sendikaların gözetiminde yürütülür.
Bu nedenle sendikaların faaliyeti ve çalışma düzeni kesinlikle kısıtlanamaz.
Taleplerimiz, her yurttaşın talep hakkıdır. Çağrımız emeğin örgütleri olan sendikaların öncülüğünde, sosyal devletin yapması gerekenleri, yaşamın olduğu her yerde, her gün sesli bir şekilde talep ederek, sesimizi duyurmak olmalıdır..!
Coronavirüs sürecini fırsata çevirmek isteyen, sömürü sistemi kapitalist burjuvaziyi, bugün bir kez daha uyarıyoruz.
>Coronavirüs bahanesiyle haklarımız gasp edilemez. Kahrolsun sömürü sisteminiz kapitalizm, Yaşasın 1 Mayıs..!
>Yeni Dünya Düzeni için, yaptığınız sömürü ve zulüm planlarınız, coronavürs’le birlikte yok olacak. Kahrolsun sömürü ve zulüm düzeniniz, Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği..!
>Sömürü ve zulüm üzerine kurduğunuz faşist diktatörlük, coronavirüs’le birlikte yıkılacak. Kahrolsun faşist diktatörlük, Yaşasın sosyalizm..!
>Kapitalist sisteminizle birlikte, sömürü ve zulüm planlarınızı, yarattığınız çöplüğe gömeceğiz. Fabrikalar ve tarlalar asıl sahipleri olan işçilerin olacak. Yaşasın 1 Mayıs..!