Cumhuriyet’in en sıkıntılı yıllarında, Anadolu bilim ve ilim ile tanışsın diye açılan Köy Enstitülerini açtığı yılların başında Bursa’nın bir köyünden çıkıp idealleri için Atatürk’ün yolundan koşarak gitti. Köy Enstitüleri’nde okurken, dönüşen Öğretmen Okulları’nın ilk mezunlarından olan Lemanser Sükan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayram’ının 100’ün yılında eğitimin ışığında görüşlerini gazetemizle paylaştı. Sükan; “23 nisan 1920 akşamı arkadaşları Atatürk’e sorarlar. ‘bu günün adı ne olacak?’ Atatürk şöyle yanıt verir. ‘İstanbul’da bir hükümet vardır. Bizim meclisimiz onun yanında çocuk sayılır. Bu güne çocuk bayramı diyelim. Bu çocuk büyüsün kendi zaferinin adını koysun’ der. İşte o çocuk çalışır, çabalar birinci İnönü, ikinci İnönü, Dumlupınar, Büyük taarruz gibi kendi zaferlerini kazanır, bütün düşmanları denize döker. Yurdunu hain Padişahtan ve Halifeden temizler ve büyür, kendi devletini, yani yepyeni bir devlet kurar. O devletin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir.” Dedi.
Sükan; “ Bu günün adı da; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olur. Bu bayram, çocuk bayramıdır, bütün dünyada tekdir. Bu bayram, egemenlik yani bağımsızlık özgürlük bayramıdır. Bu bayram, Türk halkının ümmetlikten kurtulup birey oluşunun, ulus oluşunun bayramıdır. Bu bayram Türk halkının sürü olmaktan kurtulup cumhur oluşunun bayramıdır. Bu bayram ulusu yönetenin çoban değil, Cumhurbaşkanı oluşunun bayramıdır. İşte bu nedenlerle 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı kabul edildiği günden beri özgürlük düşmanlarını, çocuk ve kadın düşmanlarını, yoz ve yobazları, halife ve padişah hayranlarını rahatsız etmiştir. Ülkenin yönetimini ele geçirmiş olan sağ görüşlü yöneticiler sudan bahaneler yaratarak halkın ve çocuklarımızın bayram coşkularından korktukları için engellemişler ve engellemektedirler. Oysa kurucu başkanımız, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ‘özgürlük ve bağımsızlık benim karakteridir’ diyerek halkına örnek olmuştur. Özgür olmayan ulusların yaşam hakkı olur mu? 23 Nisan Çocuk ve Egemenlik Bayramını, ulusumuza armağan eden başta büyük atamız Mustafa Kemal Atatük’e saygı ve sevgilerimi sunuyor, elbet bir gün 1960 yıllarda olduğu gibi yasaksız özgürce bayramlarımızı kutlama dileği ile sevgilerimi sunuyorum.” Dedi.
Lemanser Sükan Hakkında;
Orhangazi Gedelek 1935. Eğitimci, Muhtar. İlkokulu doğduğu köyde okudu. Öğretmeninin çabalarıyla Arifiye Köy Enstitüsü’ne yazıldı. 1950’de köy enstitüleri aleyhinde başlatılan kampanya sonucu, bütün kız öğrenciler Kızılçullu Köy Enstitüsü’nde toplandı. 1952’de okul binasına NATO birliğinin yerleşmesi üzerine Beşikdüzü Köy Enstitüsü ne gönderildiler. Aynı yıl köy enstitüleri öğretmen okullarına dönüştürüldü. 1954’te okulu bitirerek Bozüyük’ün Karaağaç köyüne öğretmen olarak atandı. Daha sonra Bozüyük ve Bilecik’te görevlendirildi.
1960’ta Ankara’da Gazi Eğitim Enstitüsü’ne girdi. Ankara’da “27 Mayıs”ın getirdiği aydınlanma havası içinde kendisini yetiştirmeye çalıştı. 1963’te Gazi Eğitim’i bitirince Tokat İlköğrctmen Okulu’na atandı. 19ö8’de, oğlu iki aylıkken siyasal gerekçelerle Erzurum Nene Hatun llköğretmen Okulu’na sürüldü. Burada da çağdaş öğrenci yetiştirme çabaları engellendi, Suşehri’ne sürüldü (1970). Sekiz ay çalıştıktan sonra, Danıştay kararıyla Erzurum’daki görevine döndü. 1973’te eşinin görevli bulunduğu Ankara’ya Yunus Emre Ortaokulu’na atandı. 1974’te deneyim ve birikimleri göz önünde bulundurularak Edirne Öğretmen Okulu müdürlüğü ile görevlendirildi. Ancak kısa süre yeniden göze battı ve Cide’nin İlyasbey köyüne sürüldü. 1975 Burada pek çok dost edindi, kendisi gibi sürgün kişilerle ve bu arada Rıfat İlgaz’la tanıştı. 1977’de bu kez iki yıllık Edirne Eğitim Enstitüsü müdürü oldu. O kargaşa ortamında okulundan hiç fire verdirmedi.
1978’de, İzmir’e yerleşmek amacıyla Buca Eğitim Enstitüsü’ne meslek dersleri öğretmenliğine atanmak istedi. Ancak çocuklarının eğitimi dolayısıyla Bursa’ya geldi, yedi ay Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nde çalıştıktan sonra emekliliğini istedi. Meslekten ayrıldıktan sonra sosyal hayata karışmakta gecikmedi. Çevresinin teşvikiyle, Çekirge’den ayrılan Kükürtlü mahallesi muhtarlığına aday oldu ve kazandı. Sonraki iki dönemde de seçildi ve 1999’a değin bu görevini sürdürdü. Atatürkçü Düşünce Derneği yönetim kurulu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Çağdaş Eğitim Kooperatifi, Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği, Ulusal Güçler Birliği üyesi olan Sükan, 1999 kongresinde Atütürkçü Düşünce Derneği Bursa Şubesi başkanlığına seçildi, bu görevini 2002’ye değin sürdürdü. 2008 de Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Bursa Şubesi Kurucu Başkanlığını 2010 yılına kadar sürdürdü