Köşe yazarımız Zeki Baştürk dostluk üzerine yazdığı yazıda;
“Sayılı günler tez geçermiş. Gerçekten öyle. Billurkent’te bugün itibariyle bir dönem daha sona erdi. Dostlarımız, biten dönemin ardından ayrıldılar birer. İlk günkü buluşmanın mutluluğu, sevinci ve coşkusu ; yerini ayrılığa ve hüzne bıraktı.
Her yerde güz yaşanırken burada ilkyazı yaşıyoruz. Yemyeşil her yer. Zakkumlar, mineler, yaseminler, melisalar, japon gülleri nasıl da renklendiriyor buraları. Nasıl da güzel kokuları ile gönülleri okşuyorlar. Nasıl da yaşama sevinci veriyorlar insana.
Ne güzel başlamıştı herşey. Ne de çok özlemişiz birbirimizi. Sarılmalar, kucaklaşmalar, yerleşirken yardımlaşmalar…Günaydınla başlayan sabahlar. Tanıdık , tanımadık herkese verilen esenlikler. Sabah yürüyüşlerinin ardından çarşaf gibi denize girmenin mutluluğu. Keyifle yapılan kahvaltılar, içilen çaylar. Sahilde birlikte söyleşiler, günün sosyal, siyasal, kültürel ve sportif değerlendirmeleri.
Hele akşamları…Aynı saatte kurulan sofralar. İmecenin en güzelinin yaşandığı zaman. Evlerden getirilen değişik türde mezeler, yemekler. Birlikteliğin yaşandığı güzellikler. Karşıdan karşıya takılmalar, şakalaşmar, laf atmalar. Birlikte söylenen şarkılar, türküler.. Ortak kültür, ortak zevkler, ortak beğeniler. Birlik olmak, birlikte olmanın keyfi. Dostlukların , paylaşmanın doruğa çıktığı tavan yaptığı anlar. Doyumsuz geceler.
Her güzelliğin sonu olduğu gibi bu güzel günler de göz açıp kapayana dek geçti. Bir dönem daha sona erdi. Bu güzelliklere katkı koyan dostlar ayrıldılar birer. Bize de ayrılığın hüznünü bıraktılar.
Yan komşumuz Simay ve Tülin Çetinkaya ayrıldı ilkin. Bir İstanbul beyefendisi Simay. Alçakgönüllü, paylaşımcı , cömert. Eşi Tülin ise incelik simgesi. Özverili, içtenlikli , candan bir dost. Onları züğürt ağa Yılmaz ile asalet simgesi Baran Dalgılıç izledi. Toplantılara, söyleşilere neşe katan , ortamı neşelendiren bu ikilinin ayrılığı derin boşluk bıraktı gönüllerde.
Bir ayrılık da başına buyruk, maceracı ruha sahip, sporcu kimliği ile öne çıkan Fehmi ile uyumlu, anlayışlı eşi Ayça Giray ikilisinden geldi.
Elli yıllık okul arkadaşım İsmail ile eğitimci yazar Mükerrem Şehitoğlu ailesi de ayrılanlar arasındaydı. İsmail’in kendine özgü davranışları , arkadaşlığı, dostluğu , onu ekibin ayrılmaz bir parçası yaptı. Eşi Mükerrem aydın düşünceleri ile Cumhuriyet’in aydınlık yüzünü gösterdi hep. Kızları Elif ise pırlanta gibi değerli, güleryüzlü ve uyumlu yapısı ile gönüllerde taht kurdu.
Bugünden itibaren bu dostlardan ayrı geçecek günlerimiz. Zaten eksiliyoruz her yıl. Yitirdiğimiz Nebahat – Hasan Özkan çifti yok artık. Neşe kaynağımız Ertan Say da yok aramızda. Başka dünyalardan bizi izlediklerini düşünüyorum. Hastalıklar nedeniyle gelemeyenler de oldu. Güneşen- Oktay Ercan çifti ile Gönül- Yavuz Ayfoğan ailesi de yoktular bu yıl. Varlıklarını hep duyumsadık. Hep birlikteydeydik sanki. Sonsuzluğa göçen arkadaşlarımıza Tanrıdan rahmet, yakınlarına sabırlar; hastalarımıza ise sağlıklar ve esenlikler dileriz.
Her ayrılık , yeni bir başlangıçtır. Önemli olan güzel anılar, güzel dostlar ve dostluklar biriktirmektir. Yolunuz açık, geleceğiniz aydınlık olsun dostlar. Aydınlık yarınlarda yeniden buluşmak umudu ve dileğimle iyi yolculuklar dilerim hepinize.
Sağlıkla kalın, mutlu kalın , esen kalın.”