Köşe yazarımız Ali Yazır, makalesinde “Her yanımız radyasyon, her yanımız görünmeyen zararlı enerji bombardımanında. Wi-Fi li ortamlarda yatıp, kalkıyoruz, yemek yiyoruz, çalışıyoruz. Çocuğu , genci, yaşlısı, hamilesi velhasıl her yaş insanın hücrelerine radyasyon yüklendiğinin farkına varmadan hayatımıza devam ediyoruz. Böylece elde telefon yada dizüstü Bilgisayar ile köşemize çekilip bireysel takılıp kendimizce özgürleştiğimizi sanmaktayız! Bir dostumun ziyaretine gittiğimde “çok geçmez, radyasyon geçirmeyen gümüş iyonlu elbiseler giyeceğiz” dedi. Görünmeyen büyük bir tehlike altında olduğumuzu gösteriyor. Kısırlık oranının son yıllarda radyasyon etkisi ile artması da tehlikenin cilası. İnsan türünün tehlike altında olduğunu zaten bilim insanları her gün anlatıyor ama tedbir alan yok. Bu görünmeyen tehlike insanlar için, arabada, evde, işte, sokakta kısaca her yerde. Radyasyon yanında sinir bozucu, toplumun huzur ve güvenini yerle bir eden, insanların umudunu yok eden bir sürü yanlış davranışlar da az değil. Sosyal medyada daha yeni okudum. “Hırsızlık suç işleme özgürlüğüdür”. Devamında ise eylem yapmak, hak aramak “kamu düzenini bozmak” suçudur diyordu. Hırsız var diye bağırmak da suçmuş! Müslüman toplumunda salyangoz satmayı teşvik eden bir hukuk anlayışı!. Nasıl hukuk ama! Çevresinde, hayatında memuriyetten başka iş yapmamış insanların milyarlar kazandığını, lüks bir hayat sürenleri gören, yaradılışının amacını bilen bir insan mutlu olabilir mi? Ha sahi bu insanları destek ve teşvik eden ayrıca alkışlayan o kadar çok ki! Böyle bir düzende ahlak, liyakat ve adaletten söz etmek ne kadar mümkün? Bu anlayışta olanlara yuh olsun! Çok akıllı insanlara acıyorum! İyi ki çok akıllı değilim. Yoksa radyasyonla tahrip edilen fiziksel ve ruhsal biyolojik yapımız yıkıldı yıkılacak duruma geldi. Benzer saçmalıkları artarak devam ettiğini gördükçe ben çok akıllı olsaydım delirirdim bu memlekette. Doğrular yanlış, yanlışlar doğru, saçma sapan şeyleri o kadar normal karşılar olduk ki. Tam bir deli işi. Artık ben, sistemi düzen, istemiyorum ülkemde, milletimize ayrılan pasta payını arttıracak, menfaat ile bütünleşmiş düzeni kim düzeltecek ise onu bir vatandaş olarak bir oyumla destekleyeceğim. Allah’a emanetsiniz.” ifadelerini kullandı.