Güler Buğday yazdı; GERÇEK DOSTLARLA MORAL GECESİ.

Güler Buğday yazdı; GERÇEK DOSTLARLA MORAL GECESİ.

Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;

Ülkede yaşatılan despotizmden ve keyfiyetten dolayı duyarlı, vicdanlı, demokrasiden, laik cumhuriyetten, yasalara saygılı, emekten ve eşit yurttaşlıktan yana olan tüm insanlar çok acı çekiyorlar.
Beni de uzun yıllardan bu yana tanıyorsunuz.
Tüm ömrümü hiç sapmadan ve satmadan sol/sosyal demokrasi mücadelesine vermiş, ilkeli ve kimsenin yazamadıklarını yazan, gerçeklere gözlerimi, vicdanımı kapamayan bir insanım.
Yazdıklarım ve anlattıklarımın karşılığında asla bir çıkar ve beklenti yoktur.
Hatta bunun için hiçbir gazetede köşe yazmayı veya internet sitesinde reklam bile kabul etmediğim için artık sadece facebooktan yazar diğer sosyal mecralarda paylaşırım.
Benim bu duyarlılığım ve tavrım nedeniyle ülkemde ve kendi ilimde basının içine düştüğü çaresizliği veya kolaycılığı görüp üzülüyorum…
Hatta mektup yazamayacak kişilerin basın mensubu veya gazeteci (!) ilan edilmeleri de üzülmeme sebep oluyor.
Sadece yazım kalitesi düşük olsa telafisi mümkün olur ancak bozulan düzende, kirlenen atmosferde temiz kalmak özverili ve yürekli olmayı gerektiriyor ki işte orada durum çok vahim!..
Daha fazla uzatmadan şunu söyleyerek herkesin değerlendirmelerini ona göre yapmasını önereceğim.
Gazeteci veya yazar olan kimse en başta toplumun vicdanı olması gerekir.
Yaşam biçimiyle, tavrı ve tarzı ile saygı duyulacak ahlaka ve değerlere saygı duyulan olmalıdır.
Kalemini hiçbir koşulda objektif olmanın ve toplumun yararı ve haklarının savunusunun dışında kullanmaması gerekir.
Gelecek korkusuyla veya düzene uyarak “ben nasıl geçinirim?” endişesi ile kalem oynatanlardan gerçek gazetecilerde yazarlarda çıkamaz…
Özellikle siyaset yazanlar veya siyaset yapanlar; keyfi olarak yasalar hiçe sayılıp, haksızlıklar ve yargı sopasıyla insanlar tutuklanıyor veya suçlanıyorlarsa yürekli ama bir o kadarda vicdanlı olmak zorundalardır.
İşte bu duyarlılıkta olununca birde kendilerini ait oldukları partilerin iç işlerindeki kopuşlar, savruluşlar ve bölünmeler karşısında dik durmak, doğruları yazmak ve söylemek yürek ve vicdan istiyor.
Bu koşullarda kişisel beklentileri yeterli destek ve ilgiyi görmeyince hatta maddi destekler yerine gelmeyince kin- nefret ve kumpaslarla kalem oynatanların ne kendilerine nede ülkelerine faydaları olabilir.
Şimdi merak etmişsinizdir Güler Buğday dostlarıyla buluştuğu bir geceyi paylaşırken neden bunları yazdı diye!
Mecburdum… ülkemde ve kendi kentimde her alanda artık sapla saman birbirine karıştı.
Ortalara dökülen çirkinlikler ve inanılmaz suçlamalar şahsen beni hem üzüyor hemde “Bizler, yani bir avuç kalan kelaynaklar olarak bir ömrü boşuna mı geçirdik?” diye düşündürüyor.
Bu arada biliyorsunuz geçen yıl geçirdiğim çok ağır ve riskli ameliyat sonrası bir türlü iyileşemedim.
Yaşadığım sorunlar ameliyat hatasından değil kendi ihmallerimden oldu.
Her sabah çok erken kalkıp eğilerek bilgisayar başında okuyarak ve yazarak geçirdiğim zamanlar iyileşmeme engel olduğu gibi yeni sorunlar yaşamam sebep oldu.
Beni tanıyanlar bilir uzun yıllar 50 kilonun üstüne çıkmamış bir insan olarak sürekli oturmaktan bu oranı katlayıp birde yüksek şekere karşın yediklerime dikkat etmeyince çok zor günler geçirir oldum.
İşte bu zor zamanlarda gerçek dostlar, duyarlı, vicdanlı ve vefalı insanların ilgisi, saygısı ve sevgisi en önemli ilaç oluyor.
Yeniden ameliyat olmam gerektiğinin söylendiği ve ağrılarımın evde dolaşmamı bile engellediği bu günlerde sağ olsunlar bana moral vermek isteyen dostlarımla dün gece buluştuk.
Artık herkesin çok iyi tanıdığı ve yüreğine koyduğu, yaptığı hizmetlerle de sol/sosyal demokrasiyi söylemde değil eylemde hayata geçiren evimin küçük oğlu Osmangazi’nin güldüren, mutlu eden yüzü Erkan Aydın gelip beni evden aldı.
Her zaman kendisini sessiz ama çok saygın güç olarak nitelediğim geçen dönem milletvekilimiz Prof. Yüksel Özkan her zaman ilgisi, sevgisi ve duyarlılığı ile benim Can dostlarımdan biridir.
Kim ne söylerse ve ne kadar haksızlık yaparsa yapsın tanıdığım en naif ve saygılı insan geçen dönem Nilüferi güldüren isim Turgay Erdem’le birlikte siyaset ve insan ilişkilerini konuştuğumuz ve diyeti bozduğum bir gece geçirdik.
Herkese bir tek şey tavsiye edeceğim.
Hangi konumda olursanız olun, hatta kendinizi çok güçlü sandığınız veya şöhrete ulaştığınızda bile dostlarınızı ve iyilik gördüğünüz insanları tüketmeyin.
Çünkü bu yaşamda her şey gelip geçici sonuçta herkes ne ekerse onu biçiyor.
Lütfen kimseye haksızlık yapmayın.
Özellikle iyilik, dostluk gördüğünüz, yardım aldığınız dostlarınızı hiçbir koşulda üzmeyin ve tüketmeyin.
Sevmeyi ve paylaşmayı bilin.
Ne yediğiniz nerede yediğiniz önemli değil.
Gerçek dostlarınızla buluşun-konuşun ve zenginleşin
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

118 queries in 5,332 seconds.