Ali Yazır yazdı; Öfkelerimiz, sevgilerimiz, kederlerimiz, hüzünlerimiz, mutluluklarımız herşeyimiz  gönüldendi.

Ali Yazır yazdı; Öfkelerimiz, sevgilerimiz, kederlerimiz, hüzünlerimiz, mutluluklarımız herşeyimiz gönüldendi.

Köşe yazarımız Ali Yazır makalesinde; Komşusu sıkıntı içinde olan kişi evinde huzur içinde uyuyamaz,çünkü vicdanı, onu için için tırmalar yani ilâhî adalet buna izin vermez. Nasıl ki insan vücudunda bir hücre bile rahatsız olduğunda, tüm vücud bunu hissediyorsa, insan da; ortak kullandığı bu dünyada bir kişi sıkıntı içindeyse onu hissedebilmelidir öğüdünün kaynağı olan kültürümüz, töremizin öne itmesiyle, bir zamanlar çıktığımız kutlu yolda her birimiz, birer ben iken, çok güçlü bir biz oluşturmuştuk. Yol bulmakta, yol açmakta, yol yürümekle ilgili hiçbir sıkıntımız yoktu. En zayıfımız en acizimiz en geridekimiz bile yol açma gücüne, bilgisine yeteneğine ve tecrübeye sahipti. Yola gönülle çıkıp yolu gönülle birleştirmiştik. Öfkelerimiz, sevgilerimiz, kederlerimiz, hüzünlerimiz, mutluluklarımız herşeyimiz gönüldendi. Yolun aşığı olmuştuk. Gün geldi sirenler çaldı. Gönüllerimiz karşısında mahçup olsada cellatlar, emre boyun eğmişti. “Yolumu yolsuza bir daha düşürmesin felek” türküsü çınladı kulaklarımızda. Kim doğru kim haklı bilinmedi ama biz köküne kadar kaybetmiştik. Çözüm olarak da en sonunda, gönlümüzü avutmak için yıllarca unuttuğumuz aklımıza sığınmıştık. Gönülle aklımızı birleştirmekte geç kaldınız dese de içimizdeki cılız bir ses, zaten yolun çoğu geride kalmış, saçlarımız, sakallarımız akarmıştı. Yıllarca sindirip sessizleştirdiğimiz aklımıza sarılmak istedik ama yol bitmiyor ama biz bitmek üzereydik. Sadece dopdolu sayfaları olan bir hatıra gerçeği ile yüzleşti gönül yolculuğumuz.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

119 queries in 1,977 seconds.