Köşe yazarımız Zeki Baştürk makalesinde;
Türkçe’de dilin varsıllığını ve etkileyiciliğini artıran önemli dil bilgisel özelliklerden biri yineleme ve ikileme türleridir. Bu iki dilbilgisel yapıyı kimileyin birbirine benzer biçimde kullanıyor olsak da yapısal anlamda farklılıklar taşırlar. Yineleme, belirli bir sözcüğün ya da yapının anlamını güçlendirme ya da vurgulama amacıyla yapılır.
Yineleme ve ikileme, dilin gücünü ortaya koyan önemli söz sanatlarıdır. Bu sanatlar, yazarlara ve konuşmacılara yazı ve şiirleri daha etkili ve çarpıcı duruna getirme olanağı sunar. Yineleme ve ikileme, edebiyatın yanı sıra dilin zenginliğini gösteren önemli ögelerdir. Yinelemeker, gündelik konuşma dilimizde sık sık karşımıza çıkmaktadır. Bir tümcede kullanacak olursak
“Deniz, maviydi. Gökyüzü, maviydi. Her şey maviydi. ” denebilir. Orhan Veli’nin ” İsranbul’u Dinliyorum Gözlerim Kapalı” şiiri örnek gösterilebilir.
Yazınımızda söz sanatları içinde de yer alır yineleme. Divan şiirinde Tekrir diye bilinir.
“Konumuz edebiyat dersinde söz sanatları mı ?” sorduğunuzu duyar gibiyim. Edebiyat dersinde değiliz elbette. Günümüzde çok sıkça duyduğumuz kavramlar var:
” Adalete güvenin. Yargı bağımsızdır.” Ya da ” Emeklimizi enflasyona ezdirmedik “tümcesini hemen her gün duyarız. Övünmek istediğimizde ” Dünya bizi kıskanıyor” ; işler kötüye giderken “Dış güçlerin oyunu bu” tümceleri ağızlardan hiç düşmez.
Enflasyonla başa çıkamadığınız zaman ise ” Kötü günler geride kaldı. Önümüzdeki yıllarda uçuşa geçeceğiz” belleklerimizde iyice yer edinmiştir.
Siz değerli okurlara soruyorum: “Kötü günler geride kaldı.” denilince gerçekten ekonomi düzelmiş mi oluyor? ” Eneklileri enflasyona ezdirmedik ” denilince emekliler erinçli ve mutlu oluyor mu? ” Yargı bağımsızdır ” denildiğinde halkın yargıya olan güveni artıyor mu? ” Avrupa’nın en özgür ülkesi biziz” diye söylevler atıldıkça insanımız özgürleşiyor mu?
Yazınımızda yinelemeler, söz sanatı olarak şiire güzellik katsa da, anlamı güçlendirmeye yarasa da siyasal söylemde pek tutarlı olmuyor. Gerçeklerle söylemler çelişiyor gibi. Ya da kimi gerçeklerin üstü örtülüyor gibi. Bence söz sanatı olarak kalması daha uygun ve daha yararlı olacak.
Siz ne dersiniz değerli okurlar?