CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan ve İstanbul ve Ankara’dan sonra ülke
genelinde yayılan protestolara karşı polisin sert müdahalesine ve hukuksuz tutuklamalara
tepki gösterdi. Sarıbal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, “Bu iktidar, hukuksuzluğu
tarihe kazımakta ısrarcı. Basını susturmak için ise her türlü aracı kullanıyor. Kendilerine biat
etmeyen, talimatla haber yapmayan, mikrofonu yalnızca muktedire uzatmayan gazetecileri
hedef alıyorlar. Görevini yapan gazeteciyi suçlu ilan eden, muhalefeti ‘suç örgütü’ gibi
gösteren, her protestoyu ‘kalkışma’ sayan bir iktidar mekanizması işliyor. Türkiye artık nefes
alamıyor. Bu ülkeyi yoksulluğa, açlığa, sefalete mahkum eden Saray, sokakları da insanlara
dar etti. Bu ülkenin sokaklarında adalet isteyenler, onuruyla yaşamak isteyenler var. Ama
karşılarında zorbalıkla, hukuksuzlukla, baskıyla ayakta durmaya çalışan bir iktidar var.
Sokakta nasıl mücadele ediyorsak, üretimden ve tüketimden gelen gücümüzü de kullanacağız.
Tek kurtuluş yolu, örgütlü, güçlü ve dayanışma içinde bir halk hareketidir. Bizi sindirmek,
mücadelemizi bölmek, eylemlerimizi terörize etmek istiyorlar. Sokakları, meydanları
korkuyla doldurmak, halkı susturmak istiyorlar. Buradan dönme şansımız yok. Saray baskıyı
artırdıkça daha çok haykıracağız. Baskıyı artırdıkça yalnızlaşacak, tek adam, tek kalacak.
Nefes aldığımız her yerde direnişi büyüteceğiz” dedi.
“ÇOCUKLARIMIZI, GENÇLERİMİZİ SERBEST BIRAKIN!”
Tek adam rejiminin artan otoriter dayatmalarına karşı meydanların dolduğunu kaydeden
Sarıbal, “Gençler, kadınlar, emekliler, laiklik savunucuları, geçinemeyenler Saray’dan hesap
soruyor. Mesele, açlık, yoksulluk, haksızlık, adaletsizlik, eşitsizlik. Mart ayı açlık sınırı: 25
bin 720, yoksulluk sınırı ise 78 bin 230 lira. Gençlerin yüzde 61’nin gelir kaynağı yalnızca
ailesi. Üniversiteyi bitiren işsiz, çalışan geçinemiyor. Adalet desen yok, liyakat desen hak
getire. Sınav sorularını çaldılar, kurumları çökerttiler, eğitimi tarikatlara teslim ettiler. Bir
nesli bile isteye karanlığa mahkum ettiler. Resmi her 3 işsizden 1'i üniversite mezunu.
Şimdi de hakkını savunan, onurlu bir yaşam isteyen gençleri dövdüler, işkence ettiler,
tutukladılar. Bu ülkenin gençleri, hayallerini, umutlarını, özgürlüklerini savundukları için
zindanlara atıldı. Gençlerimizin eğitim hakkı, gelişim hakkı, ifade özgürlüğü hiçe sayılarak
alınan bu kararlar temel insan haklarının ihlalidir. Çocuklarımızı, gençlerimizi, gazetecileri
derhal serbest bırakın” diye konuştu.
“BU ÜLKENİN EVLATLARINA KARŞI SORUMLULUĞUNUZ VAR”
“Bu ülkenin vicdanlı, namuslu, onurlu savcılarını göreve çağırıyorum” diyen Sarıbal, “Sizler
Türkiye Cumhuriyeti adına karar veriyorsunuz. Sizler hukukun, adaletin, devletin temel
direğisiniz. Kendi çocuklarınıza nasıl bir ülke bırakmak istiyorsunuz? Bu ülkenin evlatlarına
karşı sorumluluğunuz var. Hukuka, vicdana, ettiğiniz yemine karşı sorumluluğunuz var”
ifadelerini kullandı.