YAZIK BÖYLE GAZETECİLİĞE!

YAZIK BÖYLE GAZETECİLİĞE!

Gazeteci Yüksel Baysal’ın 22 Mart 2025 tarihinde “Bursa Saati” adlı haber sitesinde yazdığı “Yazıklar Olsun Doğu Perinçek” başlıklı yazıya ilişkin Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi ve Bursa İl Başkan Vekili Rıza Türkmendağ’ın kaleme aldığı cevap yazısında ilginç tespitlerde bulundu.

Gazetecilik zor bir iştir; bir nevi namus ve ahlak işçiliğidir. Her şeyden önce gerçeğe sadakat gerektirir. Gerçek gazeteci doğruyu yazar, gerçeğin arayıcısıdır. Diyojen gibi mum ışığında gerçeğin peşine düşer. İnce eleyip sık dokur. Gazetecilik, Yunus Emre gibi kırk yıl tekkesine doğru odun taşımaktır. Yunus Nadiler, Abdi İpekçiler, Uğur Mumcular, Turan Dursunlar, Aziz Nesinler, Hasan Yalçınlar gibi bedel ödemektir.

Bu yazıyı kaleme alma nedenimiz, gazetecilik adı altında taraftarlık yapılmasına karşı bir yanıt vermektir. Bu yanıtı kamuoyuna ve milletimize borç bildiğimiz için yazıyoruz.

Yüksel Baysal gazetecilik yaptığını sanıyor ancak büyük bir yanılgı içinde. Doğu Perinçek ve Vatan Partisi’ni hiçbir zaman anlayamadığını ve gizliden düşmanlık beslediğini, öfkesini kustuğu “Yazıklar olsun Doğu Perinçek” başlıklı yazısıyla bir kez daha göstermiş oldu.

En başta söyleyeceğimizi net bir şekilde ifade edelim: Doğu Perinçek’i anlamak, ona laf söylemek, onun düzeyine ulaşmak seni fersah fersah aşar, Yüksel Baysal!

Doğu Perinçek, 60 yıldır emperyalizme karşı Türk devrimcilerinin bayraktarlığını yapıyor ve bu uğurda bedeller ödedi. O, bir söz söyledikten 20-30 yıl sonra birileri ancak o noktaya gelebildi. Doğu Perinçek; Namık Kemaller’den Talat Paşalar’a, oradan Mustafa Kemaller’e uzanan Türk devrimci geleneğinin öncü lideridir. Senin ne kalemin ne de birikimin bunu kavrayacak düzeyde. Anlayamadığın için de yazına daha başlarken iftira ve yalanlara sarılıyorsun. Sözde hakkını teslim ettiğin kısımlar bile eksik ve gizli bir düşmanlık barındırıyor.

Yalan 1

Yazının girişinde, amca oğlunun Aydınlık hareketine katılmasını anlatırken “Çinci, Maocu, zikzak çizen birinin yanında” ifadesini kullanıyorsun.

Gerçek:

Doğu Perinçek hiçbir zaman ne Çinci ne de Maocu oldu. Doğu Perinçek her zaman Türkiyeci oldu. Mazlum milletlerin öncü devrimleriyle dayanışma içinde olmayı ve o birikime sahip çıkmayı anlayamamak sizin eksikliğiniz. Eğer amaç yalan söylemek ve itibar suikastı yapmak değilse tabii ki… Doğu Perinçek’in hayatı, Kemalist Devrim’i tamamlama ve sınıfsız, sömürüsüz bir dünya kurma mücadelesidir. “Ben Çin’in Kemal’iyim” diyen Mao Zedong’un Türk Devrimi ile benzerliğini ortaya koymak, Çinci olmak değil, bir gerçeği tespit etmektir.

Yalan 2

15 Temmuz darbesini önleyen kuvvetlere CHP’yi de ekliyorsun.

Gerçek:

CHP’nin darbeye karşı göstermelik duruşu çok kısa sürdü. “Kontrollü darbe” söylemiyle, 15 Temmuz kalkışmasının asıl sahiplerini ve arkasındaki gücü gizledi. Bu da gerçeği çarpıtmak isteyenlerin klasik yöntemidir. Asıl merkezi zayıflatmak için araya bir şeyler sıkıştırma taktiği… 15 Temmuz darbe girişiminin karşısında en net duran kuvvet, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Vatan Partisi’dir.

Yalan 3

Yüksel Baysal, gazeteci olduğunu iddia ettiği yazısında (beceremediği aşikâr) kendini bir anda mahkeme yerine koyarak Ekrem İmamoğlu’nu aklıyor, mahkeme adına karar veriyor ve sonucu ilan ediyor. Bu sırada Doğu Perinçek’e saldırmaya da devam ederek “açık destek verdi” diyor.

Gerçek:

Doğu Perinçek, Başkanlık Kurulu kararını açıklarken Türkiye’ye yönelen asıl tehdide dikkat çekmiş, gerçek tehdidi ortaya koymuştur. Yolsuzlukların üzerine gitmek için Türk hâkim ve savcılarını cesaretlendirmek, bugün her siyasetçinin ve her vatandaşın görevidir. Eğer gazetecilik yapacaksa Yüksel Baysal’ın da görevi budur.

Yalan 4

Devlet Bahçeli’nin açıklaması sonrası sürece dair Perinçek’in hiçbir şey söylemediğini iddia ediyorsun.

Gerçek:

Perinçek, bu süreçte en net tavrı koyan ve doğru denklemi gösteren isimlerden biridir. Başkanlık Kurulu kararında “DEM Parti ve HDP kapatılmalı, PKK’ya silah bıraktırılmalıdır” diyen de bizzat Doğu Perinçek’tir. Yüksel Baysal ya bu gerçeği bilmiyor ya da işine gelmiyor.

Yalan 5

Ekrem İmamoğlu soruşturmasında PKK işbirliği ve belediyelerin birlikte yönetilmesi meselesini hafifletiyor, akıl ve mantık arıyorsun.

Gerçek:

Sokaktaki çocuğun bile bildiği işbirliği, Devlet Bahçeli üzerinden aklanmaya çalışılıyor. Bu da gerçeği gizleme çabasının bir başka örneğidir.

Yalan 6

Aydınlık gazetesini, CHP’nin açıklamalarına yer vermemekle suçluyorsun.

Gerçek:

Bunu yazmadan önce açıp Aydınlık gazetesine bir baksaydın! “Tek bir cümle yayımlanmadı” demek nasıl bir yalan! Herhalde “Nasıl olsa bizim hitap ettiğimiz kitle ne dersek inanır” diye düşünüp yaz gitsin mantığıyla hareket ediyorsun.

Yalan 7

Yolsuzluk ve PKK işbirliğinin üzerine yürüyen Türk hukukuna destek verdik diye Vatan Partisi’ni AKP’den para almakla itham ediyorsun.

Gerçek:

“Dervişin zikri neyse fikri de odur” derler ya… Yüksel Baysal, belli ki hep birilerinden aldığı paralarla kalem oynattığı için, Türkiye’nin en temiz siyasi hareketine böyle iftiralarda bulunuyor. Dost, düşman ve hatta Yüksel Baysal bile iyi bilir ki Doğu Perinçek ve Vatan Partililer para ile satın alınamaz, hakikat işçisidir.

Sonuç olarak:

Yüksel Baysal, yazısında Türkiye’nin gerçek tehditlerine dikkat çeken, PKK’nın siyasi uzantısının kapatılmasını isteyen, yolsuzluk ve PKK işbirliğine karşı Türk hukukuna cesaret veren Doğu Perinçek’e “yuh” demiş.

O zaman biz de şunu söyleyelim:

Bu iftiralar ve çarpıtmalarla Türk vatanseverliğinin, Türk devrimciliğinin liderine yönelik itibar suikastı yaptığın için sana “yuh olsun”!

Açık konuşalım: Yüksel Baysal, bu yazısıyla Amerikancıların cephesine düşmüştür. Çünkü 60 yıldır Doğu Perinçek’e saldıran ve psikolojik harp yürüten hep bu kuvvetler olmuştur.

Amcasının oğlundan biraz olsun bir şey öğrendiyse, bu yanlışından derhal döner. Çünkü tarih, Doğu Perinçek’i hep haklı çıkardı.

Türk devrimcileri olarak hiçbir insanımızdan ümitsiz değiliz. Umarım yanlışlarından tez zamanda dönerler.

Rıza Türkmendağ

Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi

Bursa İl Başkan Vekili

İŞTE YÜKSEL BAYSAL’IN O YAZISI!

12 Eylül öncesinde amca oğlum, kutup yıldızımız rahmetli Nevzat Baysal, Halkın Yolu grubundan Aydınlık’a geçtiğinde çok şaşırmıştım.

Donanımına, Marksist bilgi birikimine hayran olduğum Nevzat abinin Çin yanlısı, 1968’den bu yana zik-zaklar çizen Doğu Perinçek’in yanında yer almasına kızmıştım.

Ancak bu dostlar arasında bir tartışmaydı; bizim bahçemizde ‘Bin çiçek açsın’, bizim dünyamızda ‘Bin fikir tartışsın’ ilkesine yürekten bağlıydım.

Doğu Perinçek’i de Türkiye’nin yararına çalışan yurtsever bir lider olarak kabul etmiştim.

****

Perinçek önderliğinde yayınlanan 2000’e Doğru dergisi 1990’yı yıllarda gerçek gazeteciliğin adresiydi.

Faili meçhul cinayetlere kurban giden muhabirleri oldu o dönemde…

Gerçek habercilik yaptıkları için tutuklandılar, yargılandılar, cezalar aldılar.

****

2006 sonrasında Ergenekon-Balyoz operasyonlarıyla aydınlara, sanatçılara, Türk ordusuna kumpas kurulduğunda en ön safta savaşanlar arasında Vatan Partililer ve Doğu Perinçek vardı.

Bunun bedelini de çok ağır bir şekilde ödedi; uzun yıllar cezaevinde kaldı.

****

FETÖ darbesi sırasında MHP yalpalarken gözümüz Doğru Perinçek’teydi. O ‘Bu darbe FETÖ’cülerin darbesidir’ deyince pek çok kişinin bakış açısı değişti.

FETÖ ile işbirliği yaparak, Türk ordusuna kumpas kurulmasının siyasal zeminini sağlamasına karşın Tayyip Erdoğan’ın yanında saf tutmak zorunlu hale gelmişti; TBMM’de CHP-AK Parti birlikte direndi, şerefli Türk subayları silahla karşı koydu; halk darbeye geçit vermedi.

****

Doğu Perinçek ve ekibinin AKP-MHP bloku ile yaptığı ittifak 15 Temmuz sonrasında da devam etti.

Türk devletinin bekasını ilgilendiren etnik bölücülük sorunu ve Avrasya yaklaşımı nedeniyle Vatan Partisi’nin iktidar yanında yer almasını benimsemesem de anlamaya çalıştım her daim…

Bundan ötürü toplantılarına da gittim bir gazeteci olarak, kendi çapımda destek vermeye de çalıştım.

****

Ancak gelinen süreçte, Ekrem İmamoğlu’nun şahsında kurulan kumpasa, İstanbul’un yönetimini gasp etmeye, halkın iradesini yok saymaya açık destek vermesi benim için bardağı taşıran son damla oldu.

Apo ile barış görüşmeleri yapılırken, Devlet Bahçeli’nin ‘PKK Malazgirt’te kongre toplasın’ çıkışına sessiz kalınırken ‘CHP ile DEM Parti el ele, gidişat nereye’ diye soruluyorsa, orada vicdan, akıl, mantık bir kenara bırakılmış demektir.

Oysa yüzyıllar öncesinde ne demişti W. Shakespaere, “Pırlantaların en değerlisini içimde taşıyorum, o da vicdanımdır.”

Demek ki bunların pırlantaları teneke oldu.

****

Barış gösterileri, hak aramayı ‘Sokak terörü’ olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri manşet yapılırken, Özgür Özel başta olmak üzere hiçbir muhalefet partisinden tek bir cümle yayınlamadı Aydınlık denilen karanlık odak…

Laikliğe savaş açan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i manşet yaparak, “İmamoğlu FETÖ okulu açtı” komik suçlamasına bile zemin hazırladı Aydınlık…

****

Akşam, Sabah gibi yayın organlarından hiçbir farkı kalmadı Aydınlık’ın…

Ülkemizin sosyalist önderlerinden Dr. Şefik Hüsnü’nün adını kirleten bu yayın organı, dönüp kendi yayınlarına baksa, Doğu Perinçek ve arkadaşlarının gözaltına alındığı dönemde, Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, dönemin adaletsizlik bakanının ‘’Bağımsız yargıya güvenin” dediğini görebilirler.

Ve de eklemlenmiş, giydirilmiş, doyurulmuş gazeteci-yazar takımına operasyon öncesinde haberlerin sızdırıldığını, yalan, dezenformasyon, iftira ile algılara oynandığını kendi yayın organlarında tarih ve isimleri değiştirerek okuyabilirler.

****

Bir önceki yazımın başlığı ‘’Türkiye 1’den büyüktür’’ şeklindeydi. Gençler, Türk milleti bunu kanıtladı. Tek adamın bu ülkeye biçmeye çalıştığı elbiseyi yırtıp atmak üzere ayağa kalktı.

Gizli tanıklarla suçlanmış, telefon tapeleriyle yargılanmış, kumpaslarla partisinin önemli yöneticileri AKP-FETÖ ortaklığıyla içeri tıkılmış Doğu Perinçek ve arkadaşları, aynı senaryoyu göremiyorsa, ortada ya büyük paraların döndüğü bir oyunun içindeler ya da Stockholm Sendorumu’na yakalandılar.

Her iki türlüsü için de yazıklar olsun diyorum.

HAYDİ BURSA FSM’YE

Kent Meydanı’nda toplanan CHP, bu kez FSM için çağrı yaptı.

“Adalet için yürüyoruz!

Kurtuluş Yok Tek Başına,

Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!

Tarih: 22 Mart 2025 Cumartesi Saat: 20.00

Buluşma: Nilüfer Kent Konseyi Önü

Nilüfer/Bursa

Güzergah: FSM Hastane Alanı…”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

91 queries in 1,116 seconds.