Köşe yazarımız Zeki Baştürk makalesinde,
“Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var ” diye başlar Ataol Behramoğlu , aynı adlı şiirine.
Her yaşam , bir öyküdür . Belki de bir roman olur, yaşanmışlıklar sıradan değilse. Değişik ortam ve koşullarda yaşanmışsa çok şey öğretir insana. Yaşanmışlıklar, direnmeyi öğretir, ayakta kalmayı ve başarılı olmayı. Deneyimler kazanır, birikimleri artar. Donanımlı bir birey olarak ulusuna ve ülkesine hizmet eder.
Konuya giriş nedenim, sizlere bir yaşam öyküsünden söz etmek isteyişim. Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’ndan sınıf arkadaşım Ayten ŞAN’ın yayıma hazırladığı ve imzalayarak armağan ettiği kitabın kahramanından söz edeceğim.
Kitap, biyografi türünde yazılmış bir yaşam öyküsü. Biyografi, bir kişinin yaşamını ayrıntılı bir biçimde açıklayan bir yazın türüdür zaten. Biyografi, gerçek olaylara dayanır ve kurgu içermez. Genellikle üçüncü şahıs ağzıyla yazılır ve nesnel bir anlatım kullanılır. Kişinin doğumundan itibaren önemli olaylar, başarılar ve katkıları ele alınır. Kronolojik bir sıra izlenerek kişinin yaşam süreci detaylı bir biçimde anlatılır.
Bu yapıtta, Cumhuriyet tarihinin en önemli kazanımlarından biri olan Türk Tarih Kurumu Kütüphanesinde uzun yıllar çalışmış, Mihin Lugal’ın yaşam öyküsü vardır. Beş yaşında iken babasının yanına , Almanya’ya gönderilir. Dilini hiç bilmediği bit ülkede ilk ve ortaöğrenimi görür. İkinci Dünya Savaşı’nın ayak seslerinin duyulması üzerine Türkiye’ye, anavatana döner. Yine bambaşka ortama uyum sağlamak zorunda kalmıştır. Yine dil güçlüğü çekerek liseyi bitirir.
Önce soyadının ne anlama geldiğini öğreniriz. Soyadı yasası çıktığında Lugal sözcüğünü seçerler soyadı olarak. Sümerce’de bilgin anlamına gelirmiş ve bilgileri kral yaparlarmış. Ulu Önder Atatürk’ün Hitit’lere ve Sümerler’e ilgisini biliriz. Cumhuriyet’i benimsemiş , devrimlerine inanmış kişilere de bu yakışır.
Babası öğretim üyesi , annesi öğretmen olan Mihin, kendi adının da Farsça bir sözcük olduğunu, ” Hanım, büyük” anlamına geldiğini belirtir. Kültürlü bir ailede doğar, kültürlü bit ortamda büyür. Babasının çevresiyle iyi iletişim kurar ve kendini geliştirir.
Yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra Türk Tarih Kurumu Kütüphanesinde göreve başlar. Kütüphanecilik alanında dünyadaki gelişmeleri yakından izler ve kütüphaneciliğimize yeni bakış açısı getirir. Geliştirir ve çağdaş bir duruma gelmesini sağlar.
Evliliğini, anne baba ilişkilerini, çocuklarının gelişimini, mesleğe atılmalarını ilgiyle ve merakla okuyor ve öğreniyoruz. Yurtdışında da ülkemizi başarıyla temsil edişini tanık oluyoruz.
Bu kitapta ilkeli, dürüst, alçakgönüllü ve çalışkan bir insanın zorlukları aşan, başarılarla dolu bir yaşam öyküsünü okuyoruz. Azimle, kararlılıkla , istekle ve zevkle yapılan işin başarıya ve mutluluğa ulaştığını görüyoruz. Bu kitap, derslerle dolu bir yaşam öyküsünü içeriyor.
Kitabı yayıma hazırlayan arkadaşım Ayten ŞAN’a değinmeden geçemeyeceğim. Kabalcı Yayıncılık tarafından basılan ve Kuzgun Yayınevi’nce dağıtımı yapılan bu yapıta YAŞAMIN ÖĞRETTİKLERİ adı verilmiş. Kendisi de bir kütüphaneci olan ve pek çok kütüphanede yöneticilik yapa. Ayten ŞAN, bir kütüphanecinin yaşamını hazırlamış yayına. Uzun araştırmalar ve çabalar sonucu bu kitabı okurlarla buluşturduğu, örnek bir kişiliği tanıttığı için kendisini kutluyorum. Dil çok yalın. Anlatım akıcı ve sürükleyici. Kolayca okuyabilen, başlandığında elden bırakılmayan bir kitap.
Eline, emeğine, yüreğine sağlık değerli arkadaşım. Kalemin hiç durmasın. Böylesi örnek insanlara ve yapıtlara çok gereksinim var. İyilikler, güzellikler, başarılı ve yüreği sevgi dolu insanlar çoğalsın. Öğreneceğimiz çok şey var daha.