Bursa’da sendikalar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun açıkladığı enflasyon rakamlarını protesto etmek için TÜİK binasının önünde toplandı. DİSK, KESK, TMMOB, Bursa Tabip Odası öncülüğünde toplanan kalabalık enflasyon rakamlarını protesto etmek için basın açıklaması gerçekleştirdi. Yıldırım ilçesi TÜİK Bursa Bölge Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında sendikalar adına konuşan Eğitim-Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem, TÜİK rakamlarının gerçeği yansıtmadığını aktardı.
TÜİK’in rakamları kullanarak “enflasyonu düşürdük”, “emekliye müjde” adı altında yapılan açıklamalarını sert sözlerle eleştiren Erdem, “Ocak’tan itibaren vergi ve harçlara yüzde 44 zam yapılmıştır. 2025 bütçesine göre attığımız her adımda ödediğimiz KDV’de geçtiğimiz yıla göre yüzde 81, ÖTV’de ise yüzde 51 artış yapılmıştır. Her 3 TL’den 2 TL’si bordrolular olarak bizlerin ücretlerinden, maaşlarından adaletsiz dilimlerle kesilen gelir vergisi bir önceki yıla göre yüzde 79 arttırılmıştır. TÜİK’in bugün açıkladığı rakamlara göre Ocak ayında kiralarda yapılacak arış oranı yüzde 58,51’dir. Buna göre Aralık ayında 20 bin TL olan kira ödeyen bir yurttaşın Ocak ayından itibaren kirası 31 bin 702 TL’ye çıkacaktır. Peki, TÜİK’in bugün açıkladığı sahte enflasyon verilerine göre ücretlerimiz, maaşlarımız ne kadar artacak?” sorusunu yetkililere yöneltti.
Açıklamada;
TÜİK Rakamları Sahte Yoksulluk Gerçek!
Yaşadığımız Gerçek Hayat Pahalılığına Göre
İnsanca Yaşamaya Yetecek Bir Ücret İstiyoruz!
Takvimler bugün 3 Ocak 2025’i gösteriyor. Gözümüzü iğneden ipliğe her şeye yapılan zam yağmuru ile açtığımız, bu yağmurun her ay şiddetlenerek kasırgaya dönüştüğü zorlu bir yılı geride bıraktık. 2024 yoksulluğun, sefaletin her geçen gün dört bir yanımızı daha fazla sardığı bir yıl olarak tarihin karanlık sayfalarında yerini aldı.
Bugün, KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak yurdun dört bir yanında alanlardayız. Her geçen gün daha fazla itildiğimiz yoksulluk ve sefalet girdabına teslim olmayacağımızı haykırmak, hakkımız olanı istemek için TÜİK binalarının önündeyiz.
TÜİK önündeyiz. Çünkü yıllardır her geçen gün daha fazla yoksullaştırılmamızda TÜİK vasıtası ile açıklanan enflasyon rakamları başrolü oynuyor.
TÜİK önündeyiz. Çünkü iktidar çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonu yıllardır TÜİK’in Ali Cengiz oyunlarıyla belirlediği rakamlar ile gizlemeye çalışıyor.
TÜİK önündeyiz. Çünkü yıllardır iktidar hangi enflasyon rakamını istiyorsa TÜİK bin türlü hile ile bulup hepimizin önüne o rakamı koyuyor.
TÜİK önündeyiz. İliklerimize kadar yaşadığımız zam yağmuru ortada. Çarşıda, pazarda, mutfakta TÜİK rakamlarının en az iki katı enflasyon yaşıyoruz.
Ama işçisinden, asgari ücretlisine kamu emekçisinden emeklisine hepimizin ücret- maaş artışlarında her seferinde TÜİK’in sahte enflasyon verileri temel alınıyor.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, iktidar sözcüleri hiç sıkılmadan “İşçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik” nutukları atmaya devam ediyor. Aynı yalanlara sığınıyor, aynı oyunu oynuyorlar.
Milyonların hakkını gasp etmeye dönük enflasyon verilerini açıklama oyununun son perdesi bugün oynandı. TÜİK 2024’ün son enflasyon verilerini açıkladı.
TÜİK’e göre Aralık ayı enflasyonu yüzde 1,03 Yıllık enflasyon yüzde 44,38 bu ayki kira artışlarında uygulanacak oran yani 12 aylık ortalama enflasyon ise yüzde 58,51’dir. Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise TÜİK’e göre yüzde 15,75’tir.
Öte yandan bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu da bugün enflasyon verilerini açıkladı. ENAG’a göre enflasyon Aralık’ta aylık yüzde 2,34 yıllık yüzde 83,40 artmıştır.
Buna rağmen birileri TÜİK rakamlarını kullanarak hiç utanmadan, “memura, emekliye müjde” diye haberleri yapmakta, iktidar sözcüleri hiç sıkılmadan “enflasyonu düşürdük” açıklamaları yapmaktadır.
Oysa güneş balçıkla sıvanmaz.
Peki, TÜİK’in bugün açıkladığı sahte enflasyon verilerine göre ücretlerimiz, maaşlarımız ne kadar artacak?
Tüm bunların soncunda eğer yeni bir düzenleme yapılmazsa, ek artış yapılmazsa:
Öte yandan enflasyon farkı adı üzerinde geçtiğimiz altı ayda yaşanan kaybın telafisidir. Dolayısıyla ocak ayından itibaren Vergi ve harçlardan, KDV’ye, ÖTV’den Gelir Vergisine, kiralara ortalama %60 zam yapılacaktır.
Ama kamu emekçisi ve emeklisi ile toplamda 7 milyona yakın bir kitlenin Ocak maaş zammı bu artışın onda birinde %6’da kalmaktadır.
Dolayısıyla “müjde haberleri” yapanlara buradan soruyoruz. Bu nasıl bir müjde? Müjde bunun neresinde? Müjdelerinizi alın başınıza çalın.
Yıllardır TÜİK’in sahte enflasyonu ile emeği ile geçinen kesimler olarak hepimizi yoksulluğa, sefalete ittiler. Şimdi de hepimizin gözünün içine baka baka dünyanın en büyük yalanlarından birine sarılıyorlar.
Ne diyorlar? “Sizin maaşlarınız, ücretleriniz enflasyonu arttırıyor. Tüketimi, talebi kısmak için maaş, ücret artışlarınızı daha da sınırlamamız gerekiyor” Diyorlar.
Asgari ücret artışında hep beraber gördük. Artık TÜİK’in sahte enflasyon oranlarındaki artışı bile milyonlara çok görüyorlar.
TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarının bile 15 puan altında kalan, açlık sınırının altındaki asgari ücreti savunuyorlar.
Böylece aslında enflasyonu asıl arttıran şeyin bizim maaşlarımız, ücretlerimiz değil fahiş fiyatlar olduğunu itiraf ediyorlar.
Çalışanlarına asgari ücreti reva gören koca koca holdinglerin, tekellerin, ürettikleri ürünlerin, sundukları hizmetlerin fiyatlarını enflasyonun çok üzerinde piyasaya sürdüğünü, fahiş karlar elde ettiğini kabul ediyorlar.
Biz de buradan iktidara sesleniyoruz. Madem fahiş fiyatlı ürünler, bunları piyasaya sürenler, satanlar var. Neden müdahale etmiyorsunuz? Elinizi tutan mı var?
Gücünüz bize mi, yoksullaştırdığınız halka mı yetiyor? Fahiş fiyatlı olmayan ne bıraktınız. Peynir mi? Zeytin mi? Et mi? Sebze mi, meyve mi? Her şeyin fiyatını fahiş hale getirdiniz.
Buradan sadece kamu emekçilerine, emeklilerine değil, emeği ile yaşam savaşı veren tüm kesimlere, onların hakkını hukukunu korumakla görevli tüm sendikalara, konfederasyonlara sesleniyoruz.
Enflasyonu arttıran ne asgari ücretliler ne işçiler ne kamu emekçileri ne de emeklilerdir.
Bu ülkede enflasyonu arttıran, körükleyen bizler değiliz.
Enflasyonu arttıranlar ülkeyi iğneden ipliğe her üründe dışarıya, ithalata bağımlı hale getirenlerdir.
Ülkenin parasını döviz karşında pula çevirenlerdir.
Hem kendisi fahiş zamlar yapan hem de fahiş zamlar yapanları izlemekle yetinenlerdir.
Bu ülkenin üretenleri, değerlerini yaratanları, üretenleri olarak sefalette değil, refahta eşitlenmeyi hepimiz fazlası ile hak ediyoruz.
Ülkenin bunu sağlayacak kaynakları mevcut. Ancak o kaynaklar, bizlerden alınan vergiler yıllardır sermayeye, patrona, yandaşa, müttehitte, beşli çeteye faiz olarak, hazine garantisi, teşvik olarak, vergi istinası, muafiyeti olarak aktarılıyor.
Faizden, ranttan, sömürüden, beslenen bu bir avuç asalak takımı kazandıkça biz kaybediyoruz.
Çok kritik bir aşamadayız.
Mevcut siyasi iktidar “çatlasanız da patlasanız da..” diyecek kadar emekçilerden, halktan kopmuştur.
Adında sendika, konfederasyon ibaresi bulunsa da gerçekte varlığını mevcut iktidara borçlu olanların bize verebileceği hiçbir şey yoktur.
Bunu bugüne kadar TÜİK’in sahte enflasyonunu temel alan her toplu sözleşmenin, her hak kaybının altına imza koyarak defalarca ispatladılar.
Bizim yanımızda değil, onları emeğin saflarına Truva atı olarak yerleştirenlerin yanında olduklarını defalarca kanıtladılar.
Önümüzdeki süreçte ya hep beraber kaybetmeye devam edeceğiz. Ya da Birleşe Birleşe Kazanacağız!
“Hak verilmez mücadele ile alınır” ilkesini temel alan ortak bir mücadele yürütmeden bu karanlıktan hiç birimizin çıkma şansı yoktur.
Gelin yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza verelim.” ifadelerini kullandı.
Yıldırım Demokrasi Platformu adına konuşan Cumhutiyet Halk Partisi Yıldırım İlçe Başkanı İlhami Gün ise, “TÜİK rakamları kapitalizmin bir yansımasıdır. Mücadelemizde omuz omuza olacağız ve hep beraber meydanlarda erken seçim diye bağıracağız” dedi.