Köşe yazarımız Ali Yazır makalesinde;
Asgari ücret 22.040 lira olarak belirlenmiş bulunuyor. 22.040 liraya Eyvallah etmek zorunda kalan bir haldeyiz.
Bu rakam anlaşılır bir şey değil % 30. Enflasyon eğer % 43 oranında ise asgari ücretin de en az olması gereken zam oranı % 30 değil % 43’ün den daha fazlası olmalıydı. Kimse devletten daha zengin değil. Sanki bu zamla ülke içinde milleti isyan ettirip karıştırmak istiyorlar gibi!
Enflasyon Ahlakı bozar, borcu olan borcunu ödemez, alacağı olan alacağını alamaz, hırsızlıktan, soygundan, fuhuşa kadar hemen hemen bütün yolları açar. Toplumsal ilişkilerde, aile ilişkilerinde, insanların birbiriyle olan ilişkilerinde, herkeste genel bir mutsuzluk, her alanda bir çürüme hali başladı. Bir bıkmışlık ve usanmışlık hali var. Toplumun içini bozan bir olaydır. Onun için ki batılılar enflasyona bir numaralı halk düşmanı derler. Tek kollu canavar derler. Bir gün ekonomiyi düzeltirsiniz. Ama insanların bozulan kişiliklerini, ahlaklarını, bozulan toplumsal ilişkileri, aile ilişkileri düzeltmek çok zor ve uzun zaman alır..
O yüzden bu rakamların, yüzdelerin, aslında toplumsal olarak çok ciddi büyük psikolojik bir tahribatı var. Enflasyon bugün için Türkiye’nin birinci sorunudur. Halk bugüne bakar, yarına çıkmanın bir garantisi de yok ki?. Halk genelde günlük yaşar.
Beka sorunu sadece cephede oluşmaz. Maalesef ki ekonomi Beka sorununun en önemli konusundan birini teşkil ediyor.
Yapılan asgari ücret zammına halkın isyanı var.
Son zamanlarda hani neredeymiş devlet? diyenler çoğalıyor. Bu ise devleti zayırflatıyor…
Ülkemizin insanı sadakatle çalışmaya devam ediyor. Sadakat önce eşit dağıtmayla ve eşit paylaşımla olur. Maalesef ki son 3 -4 senedir ülke ekonomisinde resmen bir yangın var ve bu yangın sönecek gibi de görünmüyor.
Bugün asgari ücret kazanan bir kişi hayatını sürdürmesi mümkün değil…
Ya çalacak ya bir yolsuz işe bulaşacak, ya da ilaç içerek uyku uyumayacak 24 saat köle gibi çalışacak. Bu ifadeler emekliler için de geçerlidir. Aynısı esnafımız için de geçerlidir.
Bu yazıyı okuyanlar diyecek ki, kardeşim asgari ücret çok olursa o zaman her şeye zam gelir!. Senin ekonomi bilgin bu kadar mı?
Haa işte yangın tam olarak da bu noktada. Bu ülkede Ticaret Bakanlığı görevini yapmıyor!
Dirayetli bir ticaret bakanı olsa; asgari ücrete zam geldiğinde marketler matbaa gibi etiket basamaz. Ülkemizi çeşitli para baronları ellerine geçirmiş vaziyetteler.
İnşaat baronları, kira baronları, Turizm baronları, gıda baronları, araç baronları diye liste uzayıp gidiyor. Hepsi de sözleşmiş gibi organize bir soygunla ülkemizin sonunu getirmek üzereler.
Ticaret bakanlığı buna neden el koymuyor denetlemiyor?.
Bakınız; bir senedir asgari ücrete zam gelmiyor, elektriğe, işçi maaşına, hiçbir şeye zam gelmiyor, dolar kuru da durduğu yerde duruyor ama siz bir senedir periyodik olarak aynı bir ritüel uygular gibi her ay ürünlerinize zam yapıyorsunuz? Bu böyle yürümez kardeşim. Birileri soygun yapıyor ve bu soygunu durdurması gereken devletin bakanları soyguna sırtını dönüyor!. Nasıl düzelecek bu iş?
Zavallı belediye Zabıtalarının, sözde denetim yaptığı görüntüleri medyalarda sürekli döndürülüyor. O firmaların sahipleri de jakuzinin içinde elinde viskisini yudumlayıp kahkahasını atıyor olsa gerek.
Bu mesele zabıtalık bir mevzu değil bu iş devletin gücünü gösterebilecek makamlarının işidir.
Bunları yaka paça alıp yargının karşısına çıkartamıyorsan, hak ettiği cezasını verip ardından da malına mülküne el koyamıyorsan, o enflasyon da maalesef ki düşmeyecek demektir.
Gençler niye evlenmiyor?
Mobilya fiyatlarına, ev kiralarına, mutfak masraflarına, ev beyaz eşyasına bakarak, sonrasında da asgari ücrete bakarak evlenmenin pek mümkün olmadığını anlarız.
Belki de 10 yıl sonra herkesin bekar yaşadığı, artık kimsenin evlenmediği, nüfusun doğurganlığın sıfıra indiği, aile kavramının yok olduğu böyle bir Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşamak zorunda kalacağız.
Eğer gıda enflasyonu son 2 senedir tüm dünyada eksiye düşüyorsa, bir tek bizim ülkemizde zirveye çıkıyor ve Arjantin Brezilya gibi ülkelerle yarışır vaziyete geldiysek,
konut fiyatları 2 milyar nüfuslu Çin’de bile gerilemişken, hatta Avrupa’da Amerika’da eksi hanelere düşüp yerin dibine girmişken, bizde ise daha da şişmiş olan emlak fiyatlarının, bırakın gerilemesini, “ nasıl daha fazla zam yaparım” diye klavye başında ilan güncellemeyi bekleyen soyguncular varsa ve bunlara müdahale
edilmiyorsa, tabii ki Devletimizden yardım isteyeceğiz. Sesimizi duyun diyeceğiz.
20.040 lira asgari ücretli için ev fiyatlarının kimsenin hayalinde bile göremeyeceği rakamlara çıkartmış bir soygun çetesi varsa bunları yazmaya devam. Evliliklerin oranlarının Türk tarihinin ilk kez dibini gördüğünü Sayın aile bakanı söyledi. Askere gönderecek erkek bulamayacağız dedi ve doğurganlık istatistiğinde dünya ortalamasının da altına indik kırmızı alarm durumundayız dedi.
Demek sorun sadece ekonomi de değil.
Kumaş bozuldu, ahlak bozuldu.
Bu saatten sonra Nasıl evlilik yaptıracaksınız?
Nasıl ahlaklı bir ticaret hayatı sürdüreceğiz?,
Çok değil 5 yıl sonra belki de İlkokullarda öğrenci bulamayacak hale geleceğiz . Bu beka sorunu değil de nedir? Problem o kadar büyük ki…
Bu ülkeye dışarıdan gelen bir saldırıyla kimse bir şey yapamadı Allah’ın izniyle de yapamayacak ama içerisi alarm veriyor.
Milletimize oynanan bu oyunu da bozun. Millet biterse Devlet zaten çöker. Ben devletime güveniyorum. Fakat insanlarımızın da dayanacak sabredecek gücü kalmadı. Şu an Türkiye’de suç oranı şu anda % 15 ! Bu şu demek; her 100 adamdan 15 tanesi hapislik suç işlediği bir ülkedeyim. Halk suça meyilli hale gelmiş ve bu çok tehlikeli bir durum.
Kim yönetirse yönetsin halkın ahlakını düzeltemezsen bu iş düzeltilemez.
Çünkü bozulan bir ahlak varsa nesil bitme noktasına gelmişse sonraki zamanlarda bunu parayla düzeltme şansınız hiç yoktur vesselam.
Fırsatçılık toplumun huzurunu, kimyasını bozdu.
Bizim elimize çantamızı alıp ülke değiştirecek halimiz de yok. Devletimiz gerekeni yapmalı. Başka hiçbir çaresi yok bu kriz ya düzeltilecek ya düzeltilecek…