Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;
Aylardır ülkemizde açlıkla, yoksullukla ve çaresizlik içinde yaşatılan ve ortalama ücrete dönüşmüş asgari ücret için defalarca toplanıp anlamsız görüşmeler yapılması sonrası dün gece açıklandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan asgari ücretin 2025 yılı için net 22 bin 104 lira olarak belirlendiğini bildirdi.
Bakan, oldukça uzun konuşmasında defalarca nedense Tek Adama minnet ve şükranlarını açıkladı!..
Konuşmasında hak ve hukuktan söz etti ve sonunda herkesi şoka sokan ve insanlarla alay eder gibi bu 22 bin 104 lira olacak sefillik ücretini vicdanı sızlamadan yüzü kızarmadan başarıymış gibi açıkladı.
Sarı sendikanın temsilcileri de bu toplantıya girmeyerek sözde tavır koyuyor gibi yaparak işçinin, emekçinin gazını almaya ve kendi konumlarını korumaya çalıştılar.
Beklenmeyen ve kabul edilmesi mümkün olmayan bu sefalet ücreti açıklandığı andan ibaren çoğunluk koru halinde Tek Adam lütfedip ücreti biraz artırsın diye dua ediyorlar.
Bu temenniyi yapanlar cahil-cühela olsa iyi niyetle ve biat kültürünün temsilcilerinin zavallılığı diyecek ve sadece üzülecektim.
Ancak aklı başında sandığımız, dürüstlüğünden ve iyi niyetinden şüphe etmediğim insanlar dün geceden bu yana adeta Tek Adama yalvarıyorlar!..
“Yarın olsun grupta Tayyip Erdoğan mutlaka bu ücreti artırır 25.000 liraya çıkarır” diyorlar.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, neler oldu bizim ülkemize bu ne rezalet ve ihanettir???
Kim kimin hakkını veya parasını lütfedip padişahlıktaki ‘Cülus veya Ulufe’ dağıtma mantığı ile verilmesini bekliyor ve halkları bu yakışıksız ve onur kıran sisteme alıştırıyor.
Vicdanı olan, onuru ve gururu olan ve laik Türkiye Cumhuriyetinin bireyleri olarak demokrasiyi yok eden ve Saray Saltanatı ile padişahlığa özenilen bu sistemi içinize sindirebiliyor musunuz?
Her şeyden önce verilmesi gereken ücret halkların vergileri ile toplanan ve hakça paylaşılması gereken hak edilmiş ve tarafların insanca yaşamaları için bölüşmesi gereken bir ücret olmalıdır.
Kimse gece gündüz çalışan ve soygun düzeni ile hak etmeyen çetelerin, saray yalakalarının, dinci ve şeriat özlemcisi tarikat ve cemaatlerin ve iktidarda olanların zevki-sefa içinde ülkeyi soymalarını normalmiş gibi kabul etmemelidir.
Sendikalar ve emekten yana olan tüm kuruluşlar, toplanan aidatlarla kendileri varlık ve lüks içinde yaşarken üyelerinin haklarını böyle laf olsun diye savunur görünüp halklara ve emekçilere sırtını dönmüş bir Tek Adam sultasına yandaş olmamalıdır.
Bu ülkede insanca ve onurluca yaşamak isteyen herkese hak ettikleri ücret verilmelidir.
Okuyan, düşünen, anlayan ve haksızlıklara ve emek istismarına izin vermeyecek namuslu vicdanlı tüm yurttaşlara insanca yaşayacak ve yarınlarını güvence altına alan ücret tanınmalıdır.
Halkların hakkını yiyenlere, ülkede soygun düzenini kendilerine hak sayanlara, kendi saltanatları için ülke kaynaklarını yabancılara sunanlara ve ülkesine, resmen ihanet edenlere asla itibar edilmemelidir.
Halklara ve tüm emekçilere vicdansızca hak görülen bu asgari ücret “KULLUK” ücretidir.
Emekçilerine verilen bu asgari ücrete yani sürünme ücretine bakınca zaten aylardır açlıkla, yoklukla terbiye dilen 12.500 TL ile süründürülen emeklilere de ölüm ücreti olacağı kesindir.
Kendi halkına bu kadar acımasız ve duyarsız olanların komşumuz Suriye’nin parçalanmasını ve kafa kol kesen terör örgütlerinin işgaline sevinip mutlu olup ucuz kahramanlığa soyunmalarını da üzüntüyle izliyoruz.
Bu iktidarın mezhepçi anlayışı sonucu milyonlarca Suriyeli sığınmacıyı ülkemizde beslerken yetmezmiş gibi şimdide yakılan-yıkılan Suriye’ye para aktarmayı düşünenlerle bu ülke aydınlığa çıkamaz diyoruz.
Aklı başında, vicdanı, onuru ve ahlakı olan hiç kimse Laik Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini yok sayıp demokrasiden vazgeçip Tek Adam otokrasisine övgüler dizerek halklarının hakkının gasp edilmesine sesiz ve suskun kalamaz.
Sol/Sosyal Demokrasiye inananlar, cumhuriyeti kuran
CHP’nin örgütlü gücü ve hak-hukuk diyen, haram lokmaya tenezzül etmeyen tüm yurttaşlar bu faşist düzene ve haksızlıklara tavır koymak zorundalar dır.
Yıllardır sorunlar yumağı olan ülkemizde her şey çok pahallı ancak insan yaşamı çok ucuzlamıştır.
Tüm sistem ve uygulamalar varsılara ve patronların daha çok kazanmasına göre kurgulandığı ve çalışanların yaşamları hiçe sayılıp tedbirler alınmadığı için iş kazalarında kaybettiğimiz canların hesabı verilmemekte ve tedbirler alınmamaktadır.
Dün Sabah Balıkesir/Karaside kaybettiğimiz canlara özellikle kadın hatta genç kızlarımızın kaybına sebep olanlara mutlaka bu sefer hesabı sorulsun.
Bu kazada kaybettiğimiz yurttaşlarımıza rahmet diliyorum. Yakınlarına ve tüm emek kesiminin başı sağ osun derken herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum.
Her sabah kalktığımda güzel sözlerle mutluk dileyerek yazmak hatta güzel türküler paylaşmak istiyorum ama inanın mümkün olmuyor.
Bunun için sürekli boşu-boşuna türküsünü dinliyor hatta zaman-zaman ağlıyorum.
Bu gün unutmamamız ve şükranla anmamız gereken tek olay:
Kurtuluş Savaşı kahramanlarından olan, Türkiye Cumhuriyetini 2. Dünya savaşına sokmayan başarılı devlet adamı ve Partimizin 2. Genel Başkanımız olan Sayın İsmet İnönü’yü, ölümünün 51. yılında saygıyla anıyoruz.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.