Köşe yazarımız Ali Yazır makalesinde; Bursaspor özellikle bu yıla gelinceye dek sanki, kendi başına bir köşeye çekilmiş ve kendi içinde sevinç ve üzüntüleri yaşar gibi kendi iç dünyasına kendini kilitlemiş, dili lal, gözleri kör, kulakları sağırlaşmış bir Bursaspor, hatta koskoca Bursa ili vardı karşımızda.
Birçok konuda, buna politika dahil, hiçbir gelişme ile anılmayan Bursa, sanayi ve ticaretteki gücüne karşın yıllardır hep gözardı edilmiş ama sessizlik tercihi olmuş.
Bursaspor tarihinde; Türkiye Kupası ve Süper Lig Şampiyonluğu Kupası, ona ilaveten, profesyonel İkinci ligde, ikinci takımı ile şampiyon olarak Süper Lig’e yükselen ama yönetmelik engeline takılan, Türkiye’de bu kupaya sahip ilk ve tek takım olup bu ligde yer alamayan olarak farklı bir tarihe sahip olan Bursaspor’u görürüz.
Türkiye İkinci Ligi oluşturulurken, müessese kulübü olarak lige alınan Adana Demirspor dışında, beş amatör kulübün birleşerek profesyonel lige alınmış ilk kulüptür Bursaspor….
2010 yılı Süper Lig şampiyonlığu sonrasında her yıl bir alt lige düşen ve kendini en son üçüncü ligde bulan Bursaspor, bu sene yeni bir yönetim anlayışı ile başladığı üçüncü lig maratonunda ilk yarıyı bitirdi lider bitirdi.
Kombinesini ve biletini alıp her hafta maça gelerek destek veren ortalama 40 bin kişi için bir isyanın dışa vurumudur bu. Biz Bursayız, lig adı ne okursa olsun, artık her hafta sahadayız, biz ilklerin şehriyiz haykırışıdır bu.
Baktığımızda sahadaki futbol oyunu bizim için bahane. Bilinç altındaki unutulmuş, yıllardır şehir olarak hakkı yenmişliğe, kenara itilmişliğe, amatörce yönetim hatalarına bir isyandır, bir başkaldırıştır!
Bursa’nın kültürü ile, sanayisi ile, 30 milyar dolarlar seviyesindeki ticaret hacmiyle, futboluyla, diğer sportif potansiyeli ile lideriz, birinciyiz diye haykırmasıdır bu. Ülkeye katkısı oranında hizmet alamanın feryadıdır. İstanbul hegemonyasına başkaldırı için Anadolu’nun bayraktarlığını yapmaktır. Her hafta özellikle kız, erkek gençlerin yoğun olduğu kırk bin kişinin haykırışına çomak sokulmazsa yeni jenerasyon yeni moda ismiyle z kuşağından oluşan taraftar profilinin Türkiye’deki ilk versiyonunun Türk futboluna sunumudur. Bursaspor ses getirdi getirmeye devam edecek.
Sportif olarak baktığımızda Bursasporun 2. Yarı 15 maçı daha var. En yakın rakibinden 11 puan önde. Bu sonuca baktığımızda rakipler 11 maç oynayacak biz 15 maçımızı oynayacağız demek. İkinci lige çıkış kesin gibi. Çoğu zaman takımın oyunu nedeniyle eleştirilen Batalla sadece bir sembol. Ancak başarılı olduğu da bir gerçek. Geçen sene Bal ligi başarısı unutulmamalı. Takımın bazı maçlardaki kötü oyun için acizane tavsiyem, bir takım psikoloğunu görev başına getirilmesi yönündedir. Rakiplerin Bursaspor karşısına, kırk bin kişi önüne üst motivasyonla sahaya çıkmalarının karşısına mental destekle, oyuncularımızın desteklenmesinin olumlu olacağı kanaatindeyim.
Ayrıca medyada, kötü oyun eleştirilerini yaparken dikkat edilmeli, seyirciyle, takımı ve teknik kadroyu karşı karşıya getirmekten kaçınmak lazım. Eğer bu tür ayrışma olursa bu birliktelik sekteye uğrayabilir. Arı kovanına şu an çomak sokulursa Bursa kaybedebilir. Bursaspor bu rüzgarla birlikte süper lige kadar çıkması için her türlü desteğe devam. İyi ki Bursasporluyum.