Köşe yazarı Murat Koç makalesinde;
Türkiye 1 Ocak 2025 de FETÖ Kumpasları yüzünden “Hayatına son vereceğini ilan eden” eski bir istihbarat polis memuruna kilitlenmiş durumda, anlattıklarına ve yazdıklarına bakılırsa uzun süre gündemde kalacak gibi gözüküyor, görünen o ki ortalık toz duman olacak ve hükümet dahi çok zor durumda kalacak.
Kendisi, X de “Yalnız Kurt” (İbrahim Yıldız) ve Facebook da ise “Kurban Vatan Kurban” (Türk İslam fedaisi) hesaplarının da sahibi. Öyle müthiş şeyler anlatıyor, öyle bilgi ve belgeler yayınlıyor ki ortalığı karıştıracak türden… Eğer dediklerinin çeyreği bile doğru ise bu büyük bir olay. Ancak bu adam bilgisiz, belgesiz, ispatsız da konuşmuyor, büyük bir özgüven ile ve korkusuzca konuşuyor.
KİM BU İBRAHİM YILDIZ?
İbrahim YILDIZ kendisini FETÖ ile mücadeleye vakfetmiş ve bu davaya tam adanmış bir insan, hatta FETÖ’nün daha mahiyeti bile kimse tarafından bilinmezken kendisi Devlet içine çöreklenmiş, Devlete kast eden bu sinsi yapıyı fark ediyor.
1990’lı yılların sonlarından itibaren de kıran kırana bir mücadeleye girişiyor, ama ne yazık ki buna hiç kimseyi, başta kendi devletini inandıramıyor, buna rağmen İbrahim YILDIZ o tarihten beri bu yapıyla olan mücadeleyi bir an olsun bırakmıyor, büyük bir azim ve kararlılıkla tek başına mücadelesine devam ediyor.
Tabi ki bu arada çok ağır bedeller ödüyor, haksızlıklara uğruyor, baskılara maruz kalıyor, defalarca sürgün ediliyor, maddi-manevi büyük kayıplar yaşıyor, tüm birikimlerini bu yolda tüketiyor, arabasını dahi satmak zorunda kalıyor. Nihayetinde emekli oluyor ama yine yerinde durmuyor ve mücadelesine devam ediyor.
PEKİYİ İBRAHİM YILDIZ NE DİYOR, NE İDDİA EDİYOR..?
Sonradan ismi “FETÖ” olarak kısaltılacak ve Devlet tarafından “Silahlı bir terör örgütü…” olarak tanımlanacak bu sinsi yapıyı en iyi tanıyan insanlardan biri olmasına rağmen, türlü eziyetlere, baskılara, hukuksuzluklara maruz kalması yüzünden ve belki de artık bu mücadeleden yorgun düştüğünden, Devletine karşı son bir fedakârlığı yapıp bu yapıya dikkati çekmek için 1 OCAK 2025 günü KENDİ HAYATIN SON VERME KARARI ALDIĞINI açıkladı.
Ama bu süre içerisinde de büyük ifşalarda bulunacağını, Devlet içinde ki birçok FETÖ örgütü mensubunu da DEŞİFRE EDECEĞİNİ ilan etmiş bulunuyor!
FETÖ’nün bürokrasi, emniyet ve yargı içindeki yapılanmasının devam ettiğini, CİMER’de saklanan ve silinen ihbarlar olduğunu, hatta e-devlet sisteminin dahi güvende olmadığını, hainlere ve kumpasçılara karşı ise bir işlem yapılmadığını söylüyor.
Ayrıca Reisi Cumhurumuz Sayın Erdoğan’a kurulan büyük kumpasa…” dikkat çekmek için son çare olarak hayatına son vereceğini söylüyor.
İbrahim YILDIZ’ın videolarında ki konuşmalara bakılırsa oldukça sağlıklı bir kafa yapısına sahip, zeki bir insan olduğu anlaşılıyor, ayrıca 6-7 milyondan fazla izlenen videoları var.
“TUNUSLU MUHAMMED BUAZİZİ” VAKIASI TÜRKİYE DE YAŞANMASIN!
Tunuslu Muhammed Buazizi olayını belki hatırlıyorsunuzdur, kendisi 26 yaşında, üniversite mezunu bir işsizdi, babası o çok küçükken ölmüştü ve çok fakirdiler, sekiz nüfuslu ailesine o bakıyordu, Muhammed Buazizi seyyar satıcılık yapıp sebze-meyve satarak ailesine bakmaya çalışıyordu.
Daha önce birçok kez seyyar arabasına el koyulmuştu, bir gün polis yine tezgahının başına geldi ve “Burada ruhsatsız satış yapamazsın” diyerek seyyar tezgahına tekrar el koymaya kalktı, fakat Muhammed Bauzizi’nin artık dayanacak hali kalmamıştı, bu sefer ekmek teknesini vermemek için direndi, sattığı sebzeler onun tek sermayesiydi, tartışma büyüdü, sonuçta Buazizi elindeki tek geçim kaynağını kaybetmekle kalmadı, polis memurlarından yediği küfür ve dayak ile onuru da ağır bir yara aldı. O ailesinin yükünü taşıyan onurlu bir erkekti, sonunda dayanamadı ve Buazizi’ 17 Aralık 2010 da KENDİNİ YAKARAK İNTİHAR girişiminde bulundu.
İşte bu olay Tunus’ta yaşanacak zincirleme birçok olayın ateşleyicisi oldu ve Tunus halkı ayaklandı, öfkesi sel oldu, sokaklara taştı…
Olaylar o derece büyüdü ve kontrolden çıktı ki halkın bu ayaklanması üzerine 23 yıldır ülkeyi yöneten Zeynel Abidin Bin Ali ülkeden kaçmak zorunda kaldı! Fakat bu olaylar sadece Tunus ile de sınırlı kalmadı. Başka birçok ülkeye de sıçradı ve nihayetinde (Bazı mihrakların kışkırtmasının da etkisi ile) o malum Arap Baharı diye adlandırılan süreç yaşandı. Muhammed Buazizi ismi ve onun hak arayışı tüm dünya insanlarının hafızasında yer edindi ve Bauzizi ismi bir sembol haline geldi.
Sonuç olarak “Tunuslu Muhammed Buazizi” hadisesi gibi bir hadisenin Türkiye de yaşanmaması için Devletimizin bu adama sahip çıkmasını, korumaya almasını, bu eyleminden vaz geçirmesini, Devletimizin bu adamı dinlemesini, iddialarını da ciddiyetle değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum, bu konuda özellikle İç İşleri Bakanımız Ali Yerlikaya’nın ve Sayın Cumhurbaşkanımızın hassasiyetlerini bekliyorum.