Buradan Alınan Kira Gelirlerinin Filistin’e Bomba Olarak Yağdığını Düşünüyorum!

Buradan Alınan Kira Gelirlerinin Filistin’e Bomba Olarak Yağdığını Düşünüyorum!

1802’deki Büyük Bursa yangınından sonra Yahudi Mahallesi’ndeki evler, dükkânlar ve sinagoglar ciddi zarar görmüştü. Birçok Yahudi, mıntıkalarını terk ederek Bursa’nın çeşitli bölgelerine dağılmışlar, yazdıkları arzuhalle mahallelerini özellikle de havralarını yeniden imar edebilmek için izin istemişlerdi. O dönem gayrimüslimlerin ibadethanelerini herhangi bir sebepten imar edebilmesi yalnızca padişahın fermanına bağlıydı. Hatta sırf bu yüzden 1794’ün Ramazan ayının son günlerinde bine yakın kadın “Padişahtan izinsiz kiliselerini büyüttüler’’ dedikodusuna aldanıp Bursa’ya hiç yağmur yağmamasının sebebinin bu olduğunu ileri sürerek bugün üstünde Setbaşı İlkokulu olan Ermeni Kilisesi’ni yakmışlardı. 1892 yılına gelindiğinde 76.000 kişilik Bursa nüfusunun 2548 kişisi Yahudi’ydi ve  mahallelerinde üç adet sinagog bulunuyordu. Bu sinagoglar tarihsel süreç içinde doğal afetler yüzünden ya da  eskimeleri nedeniyle birçok kez yeniden yapılmış ya da tamir görmüştü. Günümüzde Mayor Sinagogu sembolik olarak dursa da Geruş Sinagogu kullanılmaktadır. Bursa’da da Yahudiler 50’lerden itibaren yavaş yavaş ayrıldılar Kuruçeşme’den. Kalanlar da Bursa’nın farklı noktalarına dağıldılar zamanla. Gidenler, taşınmazlarını ya kendileri satmayı tercih etti ya da Türk Musevi Vakfı’na devretti. Sokaklar, evler, içindekiler değişiyor; kubbeler, minareler, kuleler değişiyor; hem de zamanın korkunç çarklarında öğütülerek dönüşüyor. Kuruçeşme’nin şimdiki sakinleri, eski sakinlerine dair bir şey hatırlamıyor. Boşaltılan mülkler zamanla düzenlenen evraklarla “Musevi Cemiyetine” geçti. Bu mülk devrinde en büyük dilim ise Piri Mehmet Paşa ve Cezri Kasım Paşa Vakfı’na ait içinde bir hamamında bulunduğu 70 civarındaki dükkan oluşturdu.

Bursa‘da zamanında her gün 40 hatim indirilen tekke, iddialara göre; Bursa Türk Musevi Cemaat Vakfı‘na hibe edildi. Kuruçeşme Mahallesinde bulunan, tapu kayıtlarına göre tekke olarak görülen iki yapıda alkol satışı yapıldığı iddia ediliyor. Osmangazi ilçesi, Kuruçeşme Mahallesinde bulunan Ceziri Kasım Paşa Tekkesi‘nin hemen arkasında Geruş Sinagogu bulunuyor. Aynı mahalle içerisinde 40 kız talebenin her gün 40 hatim indirdiği, Piri Mehmet Paşa Tekkesi de bulunuyor ve bu iki tekkenin 40 dönüme yakın arsa üzerine kurulduğu söyleniyor. Tekkelerin bir kısmı şu an Bursa’nın en işlek caddelerinden olan Altıparmak Caddesi yapılırken kamulaştırılmış. Mahallelinin anlatımlarına göre, bu iki medresenin makus talihi Kurtuluş Savaşı zamanında başlıyor. Mahallenin aklı selim erkekleri, cepheye gidip dönememiş. 2. Selim döneminde mahalleye yerleştirilen Museviler, zamanla başıboş kalan mahalledeki evleri sahiplenmiş. Yine mahalle sakinleri, askeriyede subay olarak görev yapan o zamanlar ‘Akıncı Şükrü‘ şimdilerde ise ‘Arap Şükrü‘ diye bildiğimiz kişi ile beraber başıboş kalmış evlerin tapularını Musevi Cemaatinin aldığını belirtiyor. 1986 yılında ise bahse konu olan Ceziri Kasım Paşa Tekkesi ve  Piri Mehmet Paşa Tekkesi‘nin, dönemin Vakıflar Bölge Müdürlüğü‘nden, Bursa Türk Musevi Cemaat Vakfı’na hibe edildiği tapu kayıtlarında görülüyor. Şu an bu iki tekkenin içerisinde ve çevresinde alkol satışı yapan işletmeler yer alıyor. Dini hassasiyetler ile ilim için hizmet veren bu iki tekkede alkol servisi yapılıyor. Mahalleli, bu konuda tüm kamu kuruluşlarına başvurduklarını ve dönüşü yine Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden aldıklarını belirtiyor. Hal böyle olunca Geruş Sinagogu ve Musevi Vakfı kendilerine hibe edilen binaların tapu sicil kayıtlarının kendi üzerlerine geçirilmesi talebinde bulundu. Konudan haberi olan Kuruçeşme muhtarı Ali Polat ve azaları Tapu Kadastro Müdürlüğü’ne “Arapşükrü Sokağı” içinde bulunan binaların devrine itiraz ederek açtıkları mahkeme kanalı ile yürütmeyi durdurma aldı. Tebligatı alan Geruş Sinagogu ve Musevi Vakfı, muhtar ve arkadaşlarını tehdit etmeye başladı. Bursa’nın eğlence merkezi yok olmaktan muhtar ve arkadaşlarının açtığı dava ile kıl payı kurtuldu.

Türk Musevi Cemaat Vakfı’nı “Hileli Devir” işlemi nedeniyle mahkemeye veren isimlere mahkemeden “Yerinde Tespit” yapacaklarını belirten tebligat 2’ci kez verilmesine rağmen “Eksik ve Vakıflardan Gelmeyen Evrakların” olduğu gerekçesiyle ertelendi. 2021 yılında açılan normal şartlarda 8 ay içinde bir sonuç alınması gerekirken 3 yıldır bir arpa boy gidilemediğini belirten Muhtar Ali Polat; “Spor sahası için uygun yerimiz var. Pazar alanı için uygun yerimiz var. Defalarca dilekçe yazdık, yer gösterdik ama yaptıramıyoruz. Mahallemize hiçbir hizmet yaptıramıyoruz. Şu an hizmet yaptıramadığımız gibi, eskiden yapılmış olan asfaltların yamasını bile yeniletemiyoruz. Bursa’ya zararı olduğunu düşündüğümüzden, defalarca kez belediye başkanımızdan Sakarya Caddesi’ni trafiğe açmasını istedik. Cumhurbaşkanımızdan bana beş dakikalık randevu verip, mahallemizin eksiklerini ve sıkıntılarını anlatmak için beni dinlemesini istiyor ve rica ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Musevi Cemiyetinin 18 yıl içinde alkollü retsurantları da içine alacak kadar genişlediğini belirten Muhtar Ali Polat; “2023 ve en son kasım 2024’de yapılacak yerinde tespit için “Keşif” her ne hikmetse ertelendi. Burada bir tarihin üstüne çöküldü. Burasıyla bulunduğumuz bu bölgeyle Vakıflar İl Müdürlüğü avukatları mücadele etmesi gerekirken bu savaşı ben ve arkadaşlarım veriyor. Buradan toplanan kira geliri ben bunu 500 bin lira düşünüyorum ama onu da yeni öğrendik 800 bin lirayı zarfa koyup İsrail’e gönderiyorlar. Ayıptır günahtır kardeşim. Müslümanın parasıyla müslümanların tepesine bomba yağdırıyorlar. Bu duruma çok üzülüyorum. Osmanlı bile Yahudi göçünde ücretsiz evler verdiği halde Musevi Cemaatinin bu açgözlü davranışı neden! Tüm siyasilere sesleniyorum. Gelin bu çarkı hep birlikte yıkalım!” dedi.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?