Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;
CHP üyesi olup böyle bir yazıyı yazmak hiç kolay değildir ancak ben yazmak zorundayım!..
Bu yazıyı tüm ömrünü sol ve sosyal demokrasiyle tüketmiş bir insan olarak sadece kendi düşüncelerim ve endişelerim olarak yazmıyorum.
Siyasette var olmak, güçlü ve etkili olmak, mevki makam ve koltuk sahibi olmak veya bu konumdaki gruplara, siyasi dostlarıma yandaş olmak içinde yazmıyorum.
Bu tür bir yazıyı ancak ben ve benim gibi kendileri ve yakınları için beklentisiz konumda mücadele eden ve yıllarca edindikleri tecrübeleri ve duyarlılığı olan bir avuç insan yazabilir.
Çünkü böyle bir yazıdan sonra yanlış anlaşılmak veya işlerine gelmeyen insanların eleştirilerine daha doğrusu fanatizmlerine muhatap olmak istemezler.
Halklarımızın refahı, mutluluğu, huzuru, güvenceleri hak ettikleri aş -iş ve eşit yurttaşlar olarak saygın ve barış içinde yaşamak isteyenler için elini taşın altına koyabilen bir avuç insan bu dostça uyarıları yapabilir.
Sayın Özgür Özel, ben 77 yaşında okuyan, yazan ve toplumsal duyarlılığı olan, siyasetin içinde her zaman doğrulardan yana tek ve yalnız kalmayı göze alarak kitaplar ve binlerce makale yazan, sorunları ve çözümleri anlatan tecrübeli bir partili ablanızım.
Tüm ömrümce emperyalizm destekli sağ-sığ iktidarlara, dinci-bağnaz tarikatların ve ülke soyguncularının karşısında olup emek düşmanlarına ve faşist diktalara karşın bedeller ödeyerek mücadele ettim.
Özellikle şeriat özlemcisi bağnaz ve soygun düzeninin parçası olan tarikat ve cemaatlerin, kadın ve çocuklara karşı her türlü şiddet ve sapkın uygulamalarına ısrarla tavır koyuyorum..
Ülkemde her zaman sorunları Sol/Sosyal Demokrat ideoloji ve sapmayan, satmayan, liyakatli kadroların iş başında olduğu, örgütünü yok saymayan bir yürekli lider ve ortak akılla, çözeceğimizi düşündüm ve hayal ettim.
Daha fazla uzatmak istemiyorum.
Sizi Grup Başkan Vekilliğinizde takip eden, tavrınızı ve tarzınızı özellikle yürekli hesap soruşunuzu beğenen bir insandım.
Malum hepimizi çok üzen ve hayal kırıklığına uğratan genel seçim sonuçlarından sonra değişim isteyen ve yazan kalemlerden de biri oldum.
Seçilmenize de benim gönlümdeki sol ve devrimci bir lider olmasanız da Tek Adam diktasıyla mücadele edeceğinize inanarak şahsen sevinmiştim.
Yerel seçimlerde ön seçim sözünde durmamanıza karşın elde edilen sonuçlardan dolayı yinede umutlandım.
Şimdi hiç kimse ve sizde kusura bakmayın ancak daha fazla uzatmadan ben kitabın ortasından yazacağım!!!!
CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, size ne oldu, siz neler yapıyorsunuz böyle ???
Bu kadar kısa zamanda herkesi kıra-döke, hatta sizi o saygın makama taşıyanları üzerek, kırarak veya yok sayarak hareket edemezsiniz…
Ülkeyi ve halklarımızı perişan eden Tayyip Erdoğan gibi Tek Adam mantığı ile bireysel kararlarla CHP’de Genel Başkanlık yapamazsınız!!!
Cumhuriyeti kuran, laik demokratik cumhuriyetin teminatı ve halklarımızın güvencesi olan CHP’nin genleri, gelenekleri ve ideolojisiyle oynayamazsınız.
Sayın Özel, hakkınızı yiyemem gerçekten çok özverili ve çok çalışkansınız.
Başarılı olma konusunda da çok isteklisiniz.
Ancak, ülkede yıllarca süren soygun düzeni, yoksulluk, açlık ve hukuksuzluk ile demokrasinin katledilip aydınların, milletvekili ve siyaset önderlerinin bile siyasi tutsak olması kazanılan başarıda ciddi etken oldu.
Ayrıca kadınlara karşı kullanılan şiddet ve cinayetlerle gençlerin çaresizliği ve çocukların aç kalması sonucu zaten başarı kaçınılmaz olmuştu.
CHP’de 31 Mart Yerel Seçimlerinde elde edilen başarı sonucu gördüğüm kadarıyla bu durum çok kısa zamanda sizde hırsa ve kibre dönüştü.
Mutlaka seçim sonuçlarındaki başarıya sizinde katkınız oldu ama bu başarıyı tek başınıza sahiplenemezsiniz!..
Ani ve düşünmeden parti organlarında tartışıp karara bağlamadan hatalı ve sıkıntı yaratan bireysel kararlar verdiniz.
Kurultayda sizi desteklemeyen birçok saygın ve değerli insanı da yok sayıp öfkeyle hareket ederek kısa sürede CHP içinde sıkıntı yaratır oldunuz.
Sayın Özgür Özel, düşünmeden ani olarak verdiğiniz karalarınızın başarısızlığı sandığınız gibi ne yazık ki sadece sizi bağlamıyor…
Böyle davranarak; 23 yılda ülkemizi perişan etmiş, tüm değerlerimizi yok etmiş, yolsuzluk ve yoksulluğu halklarımıza reva görmüş, eğitimi, sağlığı, sermayenin emrine verip adaleti yok etmiş Tek Adama can simidi oluyorsunuz.
Üzgünüm ancak partimizin gelenekleri, ideolojisi ve örgütlerimizin çoğunluğunun onaylamadığı bir tavır takındınız.
Demokrasi ve halklara düşman olan şahsa sadece kendi isteğiniz ve tavrınızla “normalleşme veya yumuşama” diye bir iyi niyet gösterisi ile Tek Adama el uzattınız.
Tüm siyasi yaşamı süresince halkları bölen, kendisine biat etmeyenlere her türlü haksızlık-hukuksuzluk yanında ağza alınmayacak hakaretleri yapan ve pişman olmayan Tek Adama siz ısrarla el uzatıyorsunuz.
Sayın Özel, bu iyi niyetli, zarif ve duyarlı tavrınızı ne yazık ki partimize ömrünü vermiş, bilgisi-birikimi ve özverisi ile rol model olmuş ancak sizi desteklememiş vekillerimize göstermiyor hatta onları yok sayıyorsunuz.
Birçok bireysel kararınız ve tavrınız içimize sinmedi ancak grup kararı almadan gruba yazılı talimatla uymalarını istediğiniz olayda bizleri çok üzdü ve yersiz uygulamanızı kabul edemedik:
TBMM’de kendi kararınızla ve size konumlarını borçlu hisseden ve bu nedenle itiraz edemeyen sınırlı sayıda vekille hak etmeyene ayağa kalkma tavrını ısrarla savundunuz ama bu tavrınız örgütlerde hatta seçmende kabul görmedi.
Sayın Genel Başkanımız, ben burada sizin ani ve fazla düşünmeden yaptığınız ancak kabul görmeyen bireysel kararlarınız tek tek yazıp haklılığımı kanıtlama derdinde değilim.
Ancak kurultaydan bu yana ne yazık ki halkları açlığa yokluğa ve emeklileri resmen ölüme terk eden AKP ile hala başa baş durumda olmamızı kabul edilemez buluyorum.
Zaman zaman birkaç puanla öne geçmiş olduğu görülen aslında tükenmiş bitmiş AKP karşısında ne yazık ki hala gerçek başarı kazanılamamıştır.
CHP, yıllarca verilmiş emekleri yok sayan, örgütün taleplerini umursamayan, sadece Genel Başkanın bireysel karalarını onaylayan bir parti olamaz.
Böyle bir durum partimizi başarısız kılar ve bir kaosun içine sürükler.
Yazdıklarımın hepsini tek tek kanıtlar ve tarafınızdan yapılan haksızlıkları isim isimde yazabilirim ancak amacım bağcıyı dövmek değil üzüm yemek.
Sayın Özel, inanın yaşamda da ama özellikle siyasete en kötü şey güven kaybetmektir.
Güven ayna gibidir bir kez kırılırsa sürekli çizik kalır ve devamlı hatalı gösterir.
Üstelik bu kaybedilen güven sadece şahısları bağlasa üzülürüm ama endişe edip korkmam.
Ancak bu güven kaybı ilk önce sizleri var eden saygın kılan ve Dünya Liderimiz Mustafa Kemal’in koltuğuna oturmanıza destek veren örgütümüzde yaşanıyorsa asla
kabul edilemez.
Tüm iyi niyetimle yazıp paylaştığım sorunları ortadan kaldırmak için lütfen sesime duyun ve yazdıklarıma itibar edin.
Ben mecbur kalmadıkça hiç unvan kullanmam ancak burada size anımsatmak istiyorum:
Mütevazılığı ve kişiliği ile örnek ve saygın bilim insanı SHP’de Genel Başkanımız olan Sayın Erdal İnönü’nün 44 kişilik PM’sine kurultayda çarşaf listeden seçilmiş bir PM üyesiyim.
Burada dile getirmek istemesem de gerek tavırlarınızın örgütlerde yarattığı sıkıntılar, gerekse size destek verip o saygın göreve getirenler bile sizden vazgeçip yeni bir arayışa girmişler.
Sayın Özel, sosyal demokratlarda her zaman yeni arayışlar, eleştiriler, kırgınlık ve kızgınlıklar olmuştur.
Ancak bu güne dek bu kadar kısa sürede hiçbir Genel Başkandan bizzat destekleyenlerinde vaz geçtikleri görülmemiştir.
Hatta genel seçimlerden sonra sonucu görüp partideki değişime öncülük yaparak sizinle birlikte olanlar ve destekleri göz ardı edilmeyecek ekiplerin bu sürece dâhil olup yeni arayışlara girmeleri çok manidardır.
Bu arada kapalı kapılar ardında konuşulan dedikodular ve söylentiler çok üzücü ve inanılması çok zor olan yakışıksız iddialardır.
Özelikle Tek Adam diktatoryasıyla parlamenter sisteme geçmek ve makamları paylaşmak üzere anlaşmalar veya örtülü destek vermek gibi çirkin iddiaların gündem olması CHP’yi umut olmaktan uzaklaştırmaktadır.
Tabiî ki bu yakışıksız ve asla inanmak istemeyeceğimiz iddialar ve keyfi karalarınızın yarattığı rahatsızlıkla imza toplanması bizleri düşündürmekte ve üzmektedir.
Ancak sizinde mutlaka tavrınızı, tarzınızı örgütün onay vermeyeceği, destek veren seçmenlerimizin kabul etmeyeceği bireysel kararlarınızı gözden geçirmeniz gerekmektedir.
Sayın Genel Başkan Özgür Özel, kim ne kadar haklı olursa olsun şu anda yeniden CHP içindeki bir bölünme kabul edilemez.
Hatta size haklı gerekçelerle muhalif olan ve hepsinin farklı beklentisi olması nedeniyle aralarında adeta amipler gibi bölünmüş olmaları ne partiye nede ülkemize fayda sağlamayacaktır.
Yıllarca yaşadığımız İnönü Baykal yarışmalarının adeta savaşlarının yakın tanığı olan bir insanım.
O yarışma hatta savaşanlardan kimse kazançlı çıkmadı.
Kadrolar bölündü, sevgi saygı yok oldu ve “kavgalı eve kız verilmez” sözü adeta toplumda slogan oldu.
Sayın Özel, bu günün koşullarında CHP’de öyle bir yarışmaya ne partinin nede kendilerini aç susuz bırakan ceberut iktidardan kurtulmak isteyenlerin kabul edeceği bir durum değildir.
Çünkü durum çok ciddi ve risklidir.
Anayasayı değiştirip Tek Adamı ve saltanatını ömrü billâh kalıcı kılmak için bebek katili Öcalan’dan bile medet umuyorlar.
Faydacı bir anlayışla ve kuşattıkları basın ve medya gücüyle “Barış- kardeşlik” diyerek sahte bir algı yapan bu iktidarı ciddiye alıp “el yükseltiyorum” diyerek onay veremezsiniz.
Sayın Özel, bir yanda PKK terörünün başı ve bebek katilini gazi meclise davet eden tutarsız ve yancı Devlet Bahçeli var.
Diğer yanda TBMM’de halkın iradesinin temsilcisi DEM partisine selam verenleri terörle ilişkilendiren Tek Adam birlikte “iyi polis ve kötü polisi” oynuyorlar.
Devlet Bahçeli gelen tepkiler üzerine anında yıllardır alışkın olduğu dönüşlerinden birini uygulayıp; “Ülkemizde Kürt Sorunu Yoktur” diyerek samimiyetsiz faydacı tavrını ortaya koymuştur.
Sayın Genel Başkanımız, ülkemizde on yıllardır“Kürt Sorunu” vardır.
Bu sorunu kabul eden ve çözüm için yıllar önce SHP döneminde raporlar hazırlanmıştır.
Bu nedenle sizler, Sol/Sosyal Demokratlar, demokrasiye inanan tüm milletvekilleri ve DEM Partinin birlikteliği ile TBMM de çözebilirsiniz.
Size soruyorum, sizin tüm iyi niyetinize ve ısrarlı el uzatıp “normalleşme ve uzlaşma” diyerek örgütü karşınıza alarak gösterdiğiniz olumlu tavra karşın ülke zararlıları ne yaptılar????
Halklarda ciddi karşılığı olan, kendisine kurulan tüm oyun ve tezgâhlara karşın halkın güvenini alıp Tayyip Erdoğan’ın haksız müdahalesine karşın üç kez İstanbul’a başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun önünü kesmek için hukuk dışı müdahalelere başladılar.
Cumhur ittifakı, her zamanki haksız hukuksuz ve yargıyı baskılayan tavrıyla yeni bir tezgâh kurdu.
57 ilimizden büyük olan ve yaşayan halkların yarısının oyunu alarak uzlaşma sonucu seçilen bilim adamı ve örnek bir insan olan Esenyurt Belediyesi’nin CHP’li Başkanı Ahmet Özer’i tutuklattı.
Üstelik sabahın köründe evine hatta mahrem olan yatak odasına girilerek, belediye binasının kapıları kırılarak bu faşist uygulama CHP’li bir başkana yapıldı.
Sayın Genel Başkan, bu haksız hukuksuz ve uydurma gerekçelerle yapılan; Esenyurt halkının hakkını gasp eden ve ülkemizdeki herkese gözdağı veren bu despot uygulama karşısında sizde anladınız
hatanızı.
Bu faşist uygulama karşısında toparlandınız ve dikkatli davranıyorsunuz.
Verdiğiniz kararla ve bu faşist uygulamalara karşın tüm örgütümüzle, yönetici, milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımızla birlikte sahip çıkmanız ve İstanbul’da toplamanız olumlu bir davranıştır.
Yaptığınız mitingdeki konuşmada nihayet Tek Adam keyfi yönetimiyle normalleşme ve gereksiz nezaket göstermenizin bu sonuçlara sebep olduğunuzu fark edip hesap sormanız önemlidir.
Ancak yeterli olmamıştır.
Sizden ricamız ve beklentimiz, lütfen partiyi yeni bir iç çekişmeye ve üç dört benzemezin bir araya gelerek kurultay hesaplaşmasına sokmamak için ilk önce bir özeleştiri verin.
Bireysel ve ani iyi düşünülmeden kararlar almaktan vazgeçin.
Oluşan kırgınlıkları giderin.
Sizin o makama gelmenizdeki en önemli destekçilerinizi bile üzmüş, gücendirmiş ve yeni arayışlara mecbur etmişsiniz.
Biliyorum ki benim yazdığım bu metni okuyunca size sorsalar veya size karşı bir araya gelen ekiplere sorsalar “yok öyle bir şey” diyeceksiniz ama herkes partideki kırılmanın ve gelişmelerin farkında.
Lütfen 23 yıllık yalan, talan, soygun ve halkları bölerek dinci İslamo-faşist bir yapıyı ülkemizde dayatmalarla kurumlaştıran emperyalizm in desteklediği Tek Adam diktasıyla normalleşmenin olamayacağını herkese anlatınız.
İstanbul’daki konuşmalarınız ve tavrınız olumlu ve önemlidir ancak yarın Toplanacak PM’de en azından bu özeleştiriyi vererek size kırılmış gücenmiş ve hatta çok kızmış olan en üst organımızın temsilcileriyle yeniden bir ve bütün olun.
PM’ de alacağınız kararlarla CHP’nin ideolojisine her zaman sahip çıkmış ancak size muhalefet eden yıların parti emekçisi yoldaşlarınızla birlikte uzlaşarak, barışarak ve yeniden güven kazanmayı sağlamalısınız.
Ülkemizi perişan eden, devlet kurumlarını yozlaştıran ve çürüten, laik cumhuriyeti yok eden kendilerinin defalarca değiştirdikleri Anayasayı tanımayan 23 yılda halkları açlığa mahkûm eden ve mutlaka yargılanmaları gereken ülke zararlılarına bir daha can simidi olmayınız.
Sayın Genel Başkanımız tüm samimiyetimle istiyorum ki; CHP bir daha kendi içine dönmeden halkların umudu olsun ve Atatürk’ün partisi olmaya hak kazansın.
CHP, yediden yetmişe herkesin güvendiği ve ülkede yaratılan tüm sorunları çözecek tek parti olsun.
CHP kuruluş felsefesinden sapmadan ve ideallerini satmadan (yozlaştırmadan) geçmişine sahip çıkan ve emek vermiş tüm kadrolarına itibar edip yoldaşlık yaparak iktidar olsun.
Lütfen o saltanat yozlaşma ve görgüsüzlüğün nirvanaya ulaştığı saraya bir daha gitmeyiniz.
Sizin atadığınız gölge bakanlarda olsa çok daha değerli vekillerimiz veya PM üyelerimizi bir daha Tek Adamın emrinde ve kendisine biat etmiş memur bakanların yanına yollamayınız.
Sizin yapacağınız en önemli ve saygın davranış; geçmiş dönemlerde görev yapmış tüm tecrübe sahibi yoldaşlara el uzatmak ve değer vermek olmalıdır.
Örgütümüze güvenmek, ülkede eşit yurttaşların teminatı olmamız gibi kendi içimizde de eşitlik ve hak edenlere itibar edip birlikte omuz omuza yürümek olmalıdır.
Her koşulda ve ivedilikle siyasi tutsak olanların haklarının verilmesi için ciddi eylemlerle sonuç almanız olmalıdır.
Bütçe görüşmelerinde elinizi değil gövdelerinizi taşın aylına koyarak asgari ücrete, süründürülen emeklilere hak ettiklerini sağlamak olmalıdır.
Sayın Özgür Özel, kıskançlıkların, kırgınlıkların, kumpasların ve yol keserek var olmanın kabul görmeyeceği bir anlayışla hep birlikte halkların umudu ve güvencesi olarak bu karanlığa ışık olup iktidar olmalıyız.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.