CUMHURİYETİMİZİN  101.YILI KUTLU OLSUN..!!

CUMHURİYETİMİZİN 101.YILI KUTLU OLSUN..!!

Kurulmuş olduğu 1985 yılından günümüze Bursa’da Sosyal projelerin her zaman içinde bulunarak her zaman takdir edilmiş olan,ülkemizde sektörünün öncü kuruluşlarından olan Haspek Gömlekleri Kuruluşunun 40. yılına yaklaştığı şu günlerde her geçen gün kendi markasını hem Yurt genelinde hem de dünyaya tanıtmış durumda.

Kırk yıla yakın zamandır hem Bursa’da hem de yurt genelinde birçok STK ve sosyal projelerin içerisinde yer alan depremlerde yaşanılan afetlerde her zaman en önde bulunarak ülkemizde bu anlamda da öncü bir kuruluş olan Haspek Gömlekleri tüm yurt genelinde kutlanan en büyük Bayram 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın da coşkusuna ortak olmakta. 29 Ekim 1923 yılında Kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyetimizin 101. Yılı kutlu olsun.

Hasan Peksert idaresinde güzel bir ivme yakalayarak bugünlere gelmiş olan ürün çeşitliliği ve uygun fiyat politikası ve kalitesini öne çıkararak Bursa’mızın markası olmayı başaran ve yurt genelinde ve yurt dışından da birçok müşteri kitlesine ulaşan Bursa’mızın değeri Haspek Gömlekleri 40. yılına yaklaştığı şu günlerde geleceğe emin adımlarla yürümeye devam ediyor.

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN..!!
Haspek Gömlekleri’nin kuruluşundan günümüze büyük mücadeleler neticesinde markanın bugünlere gelmesinde emekleri olan Peksert ailesinin tüm bireylerine çalışmalarında başarılar diliyoruz.29 Ekim 1923 yılında Kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyetimizin 101. Yılı kutlu olsun.

CUMHURİYETİN İLANINA NASIL GELİNDİ

Mustafa Kemal Paşa, daha Erzurum Kongresi sırasında, zaferden sonra hükümet şeklinin cumhuriyet olacağını söylemişti. 23 Nisan 1920’den beri Türkiye’yi idare eden Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, millî egemenlik esasına dayanıyordu. Bu, adı konulmamış bir cumhuriyet yönetimiydi. 20 Ocak 1921 tarihli anayasada “Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” deniliyordu. Bu, yeni rejimin ilân edilmemiş bir cumhuriyet olduğunu gösteriyordu.

Millî Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasında tarihî bir görev yapan birinci dönem TBMM üyeleri, yeni seçim kararı alarak dağıldı (l Nisan 1923). Yeni seçimlerin yapılmasından sonra TBMM ikinci dönem çalışmalarına başladı. Yeni kurulan meclis, Lozan Barış Antlaşması’nı onayladı. Böylece millî bağımsızlık tam olarak gerçekleşmiş oldu.

NİCE 29 EKİM’LERE..!!

23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığı sırada yeni Türk devletinin adı henüz konulmamıştı. Hükümet, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adını taşıyor, meclis başkanı hükümet başkanlığı da yapıyordu. Bu sistem içinde devlet başkanlığı boş görünüyordu. Şimdi, yürürlükte olan siyasî rejime uygun devlet şeklini bulmak zorunlu hâle gelmişti. Millî Mücadele Dönemi’ndeki, olağanüstü şartların bir ürünü olan meclis hükümeti sistemi de artık işlemez olmuştu. Bu sistemde, Bakanlar Kurulunun her üyesi için ayrı ayrı oylama yapılırdı. Bu durum ise hükümet kurulmasını zorlaştırıyordu.
TÜRKİYE DEVLETİ’NİN HÜKÜMET ŞEKLİ CUMHURİYETTİR..!!

25 Ekim 1923’te hükümetin istifasıyla bir bunalım ortaya çıktı. Bu olay Mustafa Kemal Paşa’ya, cumhuriyeti ilân etmek için beklediği fırsatı verdi. 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine, Mustafa Kemal Paşa, Çankaya Köşkü’nde arkadaşlarına “Yarın cumhuriyeti ilân edeceğiz.” diyerek fikrini açıkladı. O gece İsmet Paşa ile birlikte 1921 Anayasası’nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı. “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli cumhuriyettir.” hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM’de yapılan konuşmalardan sonra cumhuriyetin ilânı kabul edildi. “Yaşasın cumhuriyet!” sesleri arasında alkışlarla cumhuriyet ilân edildi (29 Ekim 1923).

TÜRKİYE CUMHURİYETİ MESUT,BAŞARILI VE MUZAFFER OLACAKTIR..!!

Bundan sonra cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal, yaptığı konuşmasını “Türkiye Cumhuriyeti mesut, başarılı ve muzaffer olacaktır.” sözü ile bitirdi. Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verildi. Devlet başkanlığı konusu çözüme kavuştu. Hükümetin kurulma şekli yeniden düzenlendi. Buna göre; cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçip cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla, meclis hükümeti sistemi yerine parlamenter rejime geçilmiş oldu. Böylece Türk Milleti’nin tarihinde yeni bir devir açılıyordu.

Türk milletinin yapısına en uygun idare şekli olan cumhuriyet rejimine sahip çıkmak ve onu yaşatmak, hepimizin başlıca vatandaşlık görevidir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?