BU KİRLENMİŞ, ŞİDDETİN VE NEFRETİN EGEMEN OLDUĞU DÜNYAYA VEDA ETMEK KEŞKE ELİMİZDE OLSAYDI.

BU KİRLENMİŞ, ŞİDDETİN VE NEFRETİN EGEMEN OLDUĞU DÜNYAYA VEDA ETMEK KEŞKE ELİMİZDE OLSAYDI.

Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;

Yaşamımın son çeyreği başta sağlığım olmak üzere benim için çok zorlu geçiyor.
Son yıllarda maddi-manevi acı çekmek, üzülmek ve çaresiz kalmak benim rutinim oldu.
Ben kendimden vazgeçtim hiç olmazsa ülkem huzur içinde halklar mutlu ve güvende olsalardı katlanmak daha kolay olurdu.
Oysa şiddet her yerde ve her alanda masumların ve iyi insanların yaşamlarına kast edecek kadar egemen oldu.
Her gün en yakınlarınca sokak ortalarında hatta çocuklarının gözleri önünde öldürülen kadınlar, gelecek umudu yok edilen gençler, aç yatıp aç kalkan çocukları artık herkes kanıksıyor!!!
Ülkemde dürüst ve iyi insanları mutlu edecek bir tek olumlu olaya tanıklık edemezken bir avuç kan emicinin, soyguncu ve despotların korunup kollanması tahammül sınırlarımızı zorluyor.
Benim eşi bulunmaz ülkemde yüzyılın tüm kazanımları, halkların hakkı olan yeraltı yer üstü varlıkları alenen talan ediliyor.
Ülkemizde soygun ve talan düzeni o kadar egemen oluyor ki tıpkı bir veba gibi tüm insanları sarıyor ve inanılmaz boyutlara ulaşıyor.
Bozulma ve çürüme insanların yaşamlarını, sağlıklarını ve canlarını emanet ettiği kurumlarda bile egemen oldu.
Vicdanlara ve ahlaka sığmayan, para için yoğun bakımlarda katledilen bebekleri görmek, duymak şahsen bende öyle bir travmaya sebep oldu ki bir gün daha bu acımasız dünyada kalmak istemiyorum…
Ayrıca soygun düzeninde kolay yoldan, emek vermeden hatta çoğunlukla hak etmeden varsılaşanların görgüsüzlükleri ve emeğe emek verenlere düşman tavırlarına dayanmak çok zor geliyor.
Bu kadar kötülük ve haksızlık yetmezmiş gibi yeniden hortlatılan terör ve katledilen masum insanlar benim canımı çok yakıyor.
Haksız hukuksuz ve vicdansızca kaybettiğimiz tüm insanların, kadınların, çocukların ve bebelerin mekanı cennet ışığı bol yıldızlar yoldaşı olsun
Kirli ve bağnaz iktidarlarını sürdürmek için her yolu deneyen şer cephesi sonunda “BARIŞ” gibi bir kutsalı istismara kalktılar.
Barıştan nefret eden ve şiddetten beslenen insanlar kendi gelecekleri için başta demokrasiyi, hak ve hukuku, geleceğimizin teminatı olan eğitimi, sağlığı ve eşit yurttaş olma hakkımızı gasp ettiler.
Ben yalnız yaşayan, birçok sağlık sorununa katlanan bir insan olarak az uyuyan, çok okuyan ve ülkemdeki tüm sorunlara kafa yoran bir insan olarak oynanan oyunu ve kurulan tezgâhları görüyor ve inanın katlanamıyorum,
Yıllardır sadece mücadele edip bedel ödemiyorum sürekli yazarak ta katkı yapıyorum.
5 adet tüm ülke sorunlarını, faşist darbeleri ve kirli düzeni anlatan ve laik cumhuriyeti yıkmak için her yolu deneyen İslamo-faşist tarikat, cemaat ve iktidar gaspçılarını anlatan kitaplar yazdım.
Yine sola ihanet eden ve sol diye sağa yaslanan, tüm emekleri yok eden kendi partimin de tüm hatalarını anlatan kitap ve binlerce makale yazdım.
Daha doğrusu ben bazı insanlar gibi duyarsız ve ikiyüzlü olup halkları ve masum insanları kandırıp lüks ve şatafat içinde görgüsüzce yaşayıp keyfime bakamıyorum!!!
Bıktım usandım bu sahtekârlıklardan ama bir türĺüde bu dünyadan çekip gidemiyorum.
En çok canımı yakansa maddi manevi ve siyasal hiçbir beklentim olmadan tüm ömrümce mücadele edip, bedeller ödedim ama kimseye bedel ödetmediğim halde bu psikolojiye girmek zorunda kalmamdır.
İyi insanlara, masumlara ve zorda olanlara Dost oldum, Yoldaş oldum, Can oldum ama asla başa kalkmadım ve karşılık beklemeden Abla, Anne oldum.
Sevenim sayanım çok oldu ama hak etmediğim halde beni kıran, inciten, kıskandıkları içinde haklı haksız saldıran ve üzenlerde çok oldu!!!
Sanal medyada yalan söylemek, sahte kahramanlık yapmak, uydurma bir site kurup itibar cellatlığı yaparak, itibar bulmak bile kolay oldu!!!
Özellikle siyasette en idealist, en duyarlı, en vicdanlı ve gerçekten halklara saygılı, mağdurun yanında olarak mücadele edenler bile bu kirli atmosferde sonunda savrulan bir konuma düştüler.
Adeta siyah-beyaz bir yaşamın içinde kendilerine yön arıyorlar.
Topluma ve kendilerine her zaman emek verenlere sırtlarını dönüp düzene uyarak güçlerini, varlıklarını sürdürmeye ve konumlarını koruyabilmek için gerçeklere gözlerini kapayarak siyaset yapar oldular.
Hatta yılarca kendilerini ve çalışmalarını görmezden gelen, yok sayan ve bağlı oldukları güçlere hizmet etmek için ismini anmayanlara sahip çıkıp saygın kavramlarla itibar eder oldular!!!
Neyse ben bu gün çok üzgünüm hiç uyumadan sancılar içinde bir gece geçirdiğim için bunları yazmak zorunda kaldım.
Gerçekteyse ben bu acımasız ve haksızlıkların egemen olduğu soldan sağa çoğunluğun düzene uyarak yaşamayı marifet saydığı dünyada çok mutsuz ve yaşamakta isteksizim.
Keşke yaşama hakkını ve süresini seçmek kendi elimizde olsaydı.
Ben şahsen tüm yaşamım süresince cehaletinden, bilgisizliğinden ve çaresizliğinden hata yapanları her zaman affetmişimdir.
Ancak, nankörlükte, haksızlıkta, saygısızlıkta, hatta edepsizlikte sınır tanımayan, hak etmeden sınırsız varlık ve imtiyaz sahibi olup büyük küçük, eş dost ve akraba bilmeyenlere çok kızdım.
Özellikle toplumsal olaylara duyarsız olup, mesleklerinin hakkını vermeden görgüsüzce sevgisiz, saygısız ve saldırganlıkla yaşayanları asla affetmeyeceğim.
Bu yazımı okuyup ister ders alın ve benim ne demek istediğimi anlayıp; iyilikte, güzellikte, dürüstçe davranıp haksızlık yapanlar kim olursa olsun itibar etmeden ve savrulmadan yaşayın, isterseniz üç değil hatta dört maymunu oynayın.
Unutmayın, kötülere, haksızlara ve bencillere itibar edip kendilerine emek veren itibar edenleri yok sayan kişiler herşey olabilir ama asla solcu ve erdemli olmazlar.
Tercih sizlerin.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayın ve yaşatın…
GÜLER BUĞDAY

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?