TBMM ASLİ GÖREVİNİ YAPMALI VE DAHA FAZLA GÜVENLERİ SARSMAMALIDIR.  AYRICA KİRLİ AKAN SUDA DEFALARCA YIKANILMAZ… SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’DA  YALNIZ DEĞİLDİR.

TBMM ASLİ GÖREVİNİ YAPMALI VE DAHA FAZLA GÜVENLERİ SARSMAMALIDIR. AYRICA KİRLİ AKAN SUDA DEFALARCA YIKANILMAZ… SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’DA YALNIZ DEĞİLDİR.

Geçmiş dönem PM Üyeliği yapan Güler Buğday makalesinde;

Milliyetçi geçinen Devlet Bahçeli’nin yıllarca yapmadığı hakaret ve suçlama kalmayan Tayyip Erdoğan’ı birdenbire karalamalarından vazgeçip Tek Adam yapmak için 360 derece dönerek adeta kendisine biat etmişti.
Gerçi Bahçeli biat ederken de kendisine mecbur bıraktığı Tek Adam Saray Rejimini aynı anda da esir almıştır.
Böylece ülkemiz, dünyada saygı duyulan laik ve sosyal hukuk devleti olan cumhuriyetimiz Bahçeli’nin desteği ile AKP’nin Genel Başkanı Erdoğan’ı sınırsız bir güçle Tek Adam yaptı ve olanlar oldu!!!
Burada tekrar tekrar 24 yıldaki yıkımı, soygunu, talanı, haksız ve hukuksuz despotizmi yeniden yazmayacağım.
Burada TBMM’nin işlevsiz bir konuma sokulmasını, millet açken astronomik ücretler ve imtiyazlar alarak beslenen 600 milletvekilinin ara sıra yaptıkları şovlarla meclisi işlevsiz kıldıklarını izliyoruz.
AKP ve MHP’nin oyları ile seçilen TBMM başkanıysa adeta Saray rejiminin görevlisi gibi hareket ediyor ve TBMM’nin saygınlığını ve güvenirliğini yok ediyor.
Numan Kurtulmuş, aylardır haksızlığın hukuksuzluğu ve bağlı olduğu tartışmasız uymak zorunda kaldığı Anayasanın kararlarını saraydan aldığı emirden dolayı uygulamayarak ve uygulatmayarak TBMM’nin itibarını ve güvenirliğini yok etmektedir.
Hatay halkının seçtiği ve TBMM’ne kendilerini temsilen gönderdiği Can Atalay, aylardır keyfi yöntemlerle siyasi tutsak konumundadır ve Anayasanın 2 kez TBMM ni uyarmasına karşın TBMM ve Başkanı görevini yapmamaktadır.
Unutulmasın büyük önder Atatürk “Hatay’a şahsi davam olarak bakıyorum” demişti.
Ülkemizi yıllardır yönetenler ve özellikle Tek Adam Saray Rejiminde ilim- bilim ve liyakati yok ederek “din-iman-bayrak-ezan” diyerek ülkemizi kuşattılar.
Çok üzülüp kahrolduğumuz Hatay’da, ülkemizde meydana gelen depremdeki maden ocaklarının, her türlü enkazların ve yıkılan binaların altında canlı canlı kalarak binlerce insanımız can verdiler.
Bu acılı halka Tek Adam inatla kendilerine oy verilmedi diye hizmet götürmedi ve ülkenin en özel kenti olan Hatay’ımızı her türlü cezalandırdılar.
TBMM Başkanı eski AKP ve Erdoğan düşmanı Numan Kurtulmuş, kendi milletvekillerinin hakkını hukukunu korumazken ve yaptığı yemine de ihanet ederek anayasanın değiştirilemez maddelerinden
(3. Maddeyi) tartıştırarak TBMM’ni istismar etmektedir.
Gerçekten merak ediyorum:
Bu gerici ve Tek Adama tutsak olan başkan ve göbekten bağlı Cumhur ittifakının çıkarcı vekillerimi yeni anayasa yapacaklar.
Hadi oradan… Hadi oradan… Başka kapıya…
*****
Gelelim son haftada daha önce 2 kez denenmiş daha doğrusu istismar edilmiş Kürt Sorununun yeniden gündem olmasına…
Kürt sorunu denince kimyası bozulan, sadece kimyası değil ağzı ve söylemi bozulan ve adeta kan ve nefret kusan Devlet Bahçeli yine 360 derece ters döndü.
Ülkeyi sürükledikleri yoksulluk ve perişanlıkta halklarda yükselen tek “AÇIZ… AÇIZ…” seslerinden dolayı artık kendileri sokağa çıkamaz konuma sokulmuştur.
Tek Adamın yıllarca yaptığı manevralar ve algı yöntemleri artık halklarda hatta kendi yandaşlarında bile itibar bulmamakta ve kitleleri kandıramamaktadır.
Yolun sonu görünmüş ve Tek Adam despotizminin sonu gelmiştir.
Bu konumda her zaman emek vermeden ülkede söz ve güç sahibi olan milliyetçi (!) Devlet Bahçeli yine ortaya çıkmış ve Cumhur İttifakının kazanması ve saltanatın devam edebilmesi için görev almıştır.
Hatta kendisi yine her zamanki dönüşlerinden biriyle yıllarca kan kustukları, bırakın kendileriyle görüşme ve saygı duymayı o siyasi partiyle temas kuran el sıkan hatır soranlara bile ağza gelmeyecek hakaretleri yapmış Bahçeli inanılmazı yapmıştır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, PKK’nın eylemlerinden sorumlu tuttuğu HDP’nin kapatılması hatta bu karar çıkmayınca Anayasa Mahkemesinin kapatılmasını isteyecek kadar izansızlaşmıştır.
Ayrıca Devlet Bahçeli:
“Türkiye’nin Kürt sorunu yoktur, bölücülük sorunu vardır. Türk ile Kürt, Alevi, Sünni arasında uçurumlar oluşturmak için hizmet edenler, alçakların en alçağı hainlerin en haindir…” diyerek ısrarla ülkenin en önemli sorununu görmezden gelmekte ve bu güne dek yok saymaktaydı.
TBMM’nin yeniden açılışında Devlet Bahçeli beklenmeyen bir hareket ve tavırla devamlı hakaretler edip kapatılmasını istediği DEM PARTİ’LİLERİN de ellerini sıkmıştır.
Yeni bir oyunun baş aktörü olan Devlet Bahçeli, “Uzattığım el, gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın temenni ve teklifidir” diye açıklamıştır.
Kimsenin samimiyetine inanmadığı ve döne döne fırıldağa benzeyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Salı günü parti grup toplantısında yaptığı konuşmada PKK lideri Abdullah Öcalan’a seslenerek:
“Terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin” çağrısında bulunmuştur.
Birden bire ülkedeki gündemi bu samimiyetsiz tavır belirlemiş ve herkes bu yeni tiyatroyu izleyerek “bu sefer olur mu?” diyerek iyi niyetli bir beklentiye girmişlerdir.
Keşke olsa… keşke…. Samimi, iyi niyetli dürüst olsalar hepimiz destek versek!!!!
Keşke gerçekten ülkede barışı, eşit yurttaşlığı, kardeşliği hakça paylaşımı ve hakkı hukuku istismar etmeden barış içinde bölmeden ötekileştirmeden yaşamayı sağlasalar.
Ancak kimse unutmasın kirli akan suda defalarca yıkanarak arınılmaz.
Yıllar boyu haksızlık ve hukuksuzluklara muhatap bırakılan Dem Parti ve Kürt yurttaşlarımızda bu tezgâha itibar etmesinler.
Sadece bir el sıkma ile ne istedikleri ve nasıl bir yol izleyecekleri yne belli olmayan bu yeni tezgâha v e üsten tavra karşı piyon olmasalar.
Evet ülkede bir Kürt Sorunu vardır.
Bu sorunu zaman zaman benim partim CHP’de de anlayamayan ve kaba bir milliyetçilikle davranan arkadaşlarımız oluyor.
Ancak Sol/Sosyal Demokratlar yıllar önce bu sorunu çözebilmek için çalışmalar yapmış ve bir “Kürt Sorunu” raporu hazırlamıştır.
Bu sorun yine kapılar ardında pazarlıklarla çözülmez…
Sorunu çözmek için açık ve net talepler iki taraflı olarak TBMM’ne sunulur ve CHP’ önderliğinde ancak ete kemiğe bürünebilir.
Bunun dışındaki girişimler yeniden Tek Adam sultasına hizmet ederek can suyu vermek olur.
SON NOT:
Herkes aklını başına alsın.
Hiç ama hiç kimse 13 yıl Genel Başkanlığımızı yapmış, dürüstlüğü, namusu ve tecrübeleri ile örnek olan ve ülkedeki en büyük birlik ve ittifakı sağlayarak devlet gücünü kullanıp istismar edenlere karşın milyonlarca insanın oyunu almış Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaret edemez ve onu polis zoruyla mahkemeye götüremez.
Sayın Kılıçdaroğlu Anakara’da oturmaktadır. Hiç kimse İstanbul’a kendisini polis zoruyla götüremez.
Unutmayın:
Sap döner keser döner gün gelir hesap döner
Zor yürüsem ve çok rahatsız olsam da ben bile bu halimle kendisinin yanında olur ve asla Faşizme ve Saray Sultasına ne kendisini nede tek bir yoldaşımızı teslim etmeyiz.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
GÜLER BUĞDAY

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?