Köşe yazarımız Zeki Baştürk makalesinde;
Sevinçliyim. Mutluyum. İçim içime sığmıyor. Bu seçim yerel seçimden çok bir genel seçim havası içinde geçti. İktidar, tüm olanaklarıyla seçimi kazanmak için uğraştı.
Yerel seçim sonuçları gösterdi ki karanlığın aydınlığa dönüşünü muştuladi. Halkımız , sandığa giderek demokrasiye olan inancını kanıtladı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…
Her seçimde kimileri kazanır, kimileri yenilir. Değerlendirmeler yapılır. Herkes kendince bir sonuca varır. Hiç kimse yitirdiğini düşünmez. Ben de kendime göre bir değerlendirme yapmak istiyorum. Kimin kazandığından çok neyin yitirdiğine neyin kazandığına bakmak gerektiğini düşünüyorum.
Halka tepeden bakan, parmak sallayan, kibirli, büyüklenme anlayışı yitirdi. Halkın yanında duran, halkı kucaklayan, alçakgönüllü davranan anlayış kazandı.
Ulusun kendilerine verdiği yetkiyi ulusu korkutmak, tehdit etmek ve aşağılamak için kullananlar , “oy yoksa hizmet de yok ‘ diyenler yitirdi. Sevgi dilini kullanan, halkına sevecen davranışla güven veren anlayış kazandı.
Atatürk ve cumhuriyet değerleriyle sorunu olanlar, cumhuriyet kazanımları ile savaşmak isteyenler yitirdi. Atatürk ilke ve devrimlerine ve cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkanlar kazandı
Algı, karalama, kara çalma, kumpas kurma, asılsız söylentilerle seçmeni kandırmaya çalışanlar yitirdi. Halkın gönlüne girenler, çalmadan çalışanlar kazandı.
Ulusun parasını kendi paraları gibi har vurup harman savuran haramzadeler yitirdi. Kendi paraları gibi halkın parasını koruyanlar, halka elini uzatan, halkın derdini kendi derdi gibi görenler kazandı.
Bulundukları makamları kendilerine babalarından kalma miras gibi görenler , mirasyediler yitirdi . O makamların emanet olduğunu savunanlar kazandı.
Kavga ve ayrıştırıcı , ötekileştiren, aşağılayan, hakaret dili ve söylemi yitirdi. Sevgi dili ve birleştirici, kaynaştirici, kucaklayıcı söylem kazandı.
İnanç ve etnik kimlik siyaseti yitirdi; hizmet etme, birleştirici , bütünleştirici siyaseti kazandı.
Demokrasiyi yok sayan, hukuku ayaklar altına alan anlayış yitirdi; demokratik hukuk devletini yeniden kurmanin sözünü veren anlayış kazandı.
Toplumu köleleştirerek kendilerine muhtaç duruma getirenler, sadaka kültürünü yaratanlar yitirdi. İnsanı birey olarak gören, yaşam hakkini kutsal , özgürce yaşamı erdem olarak görenler kazandı.
İsrafla ve yanlış politikalarla ülkeyi borç batağına sürükleyen anlayış yitirdi. İsrafı bitirip, yatırım yapmayı , iş alanları açmayı öneren anlayış kazandı.
Çalışanı , açlık sınırının altında yaşamaya , emekliyi evde oturmaya, dilenci konumuna sokanlar yitirdi . Alın terinin karşılığını vermeyi, emeğin değerini bilen, insanca yaşamayi vadedenler kazandı.
Ülkeyi sığınmacı ve göçmen istilasına uğratan anlayış yitirdi. Ülkenin geleceğine sahip çıkma isteği ve bilinci kazandı.
Ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yabancılara peşkeş çekenler , ülkemizin doğal yapısını bozan, suyunu, toprağını, havasını kirletenler, zehirleyenler yitirdi. Doğal çevreyi ve kaynakları koruma sözünü veren, çevre bilinci ve donanımıyla ülkeyi korumak isteyen çevreciler kazandı.
Sosyal yardımları kendi ceplerinden veriyormuş algısıyla dağıtanlar, belediyelerin topladığı paralara el koyarak halka ulaşmasını engelleyenler yitirdi. “Bir elin verdiğini diğer el görmeyecek “diyenler kazandı…
Biat edenler , itaat edenler
yitirdi; sorgulayanlar kazandı.
Betonlaşmayı savunanlar yitirdi, yeşili savunanlar kazandı.Kendi çıkarları için siyaset yapanlar yitirdi; halk için, ulus için , yurttaş için siyaset yapanlar kazandı.
Özetle öfke, kavga, yitirdi, sağduyu kazandı. Bu kazanimdan emekli kazançlı çıktı, öğrenci kazançlı çıktı, esnaf, köylü kazançlı çıktı.
Peki bu başarıda en çok etkisi olan olay nedir, hangi kesimdir? Bir tepkisel davranış mıdır? Tepki oyları mıdır? Örgütsel bir çalismanin sonucu mudur? Emeklilerin bu sonuçta payı ne kadardır? Bu soruların yanıtının bilimsel olarak verilmesi gerekir. Ölçülmesi ve değerlendirmesi gerekmektedir.
Bu sonuçlardan sonra iktidarın tutumu ne olacaktır.Bir ders çıkarıp kendine çeki düzen mi verecektir? Yoksa baskıcı tutumunu sürdürecek midir?
Tüm bunların çözümlenmesi ve doğru anlaşılması gerekir. Yol haritası bu saptamalara göre belirlenmelidir.
Bu sonuçlar, hepimizi mutlu etti. Ancak her şey bitmedi. Her şey şimdi daha yeni başliyor. Bu tepki oylarını bilinçli seçmene, sorgulayan , hakkını arayan, örgütlenen seçmene dönüştürmek zorundayız. Ancak o zaman tepki oyları, kalıcı oylara dönüşür.
Birlikte çalışmanın, birlikte başarmanın erinci, mutluluğu içindeyiz. Başarıyı sürdürülebilir kılmak için herkesin, hepimizin elimizi taşın altına koymak, sorumluluk almak zorundayız.
Unutmayalım! Bu daha başlangıç. Çalışmak zamanıdır şimdi. Yarından tezi yok.
Zeki BAŞTÜRK
Not: Bu yazı, salt kişisel görüşleri içermektedir. Bilimsel bir tahlil yazısı değildir. Yorumlarınızı bu çerçevede değerlendirmenizi dilerim.