Zeki Baştürk yazdı; İNSANLİK KRİZİ

Zeki Baştürk yazdı; İNSANLİK KRİZİ

Köşe yazarımız Zeki Baştürk makalesinde;

Sistemler, insan hakları, insanın mutluluğu üzerine kurulmalıdır. İnsanı sömüren her düzen toplumları koyunlaştırır. Sistemi eleştirmek bir çok ülkede suç olarak kabul edilir. Oysa, insanın yaşamı sorgulaması suç olmamalıdır. Bizleri birbirimizden ayıran hiçbir özellik yok iken nasıl olur da ekonomi , bizleri yoksul- varsıl diye ayırır? Bu sorunun yanıtını bulduğumuzda mutluluğu yakalamış oluruz.

Sorgulama nedir? Bir işin, bir olayın iç yüzünü öğrenmeye çalışmaktır. Nedenini, niçinini, kimler tarafından yapılıp yapılmadığını
araştırmaktır.

Yazarımız, Melda VATANCİ, hayalî bir ülke yaratmış. Aşiyan ülkesi adını vermiş bu hayali ülkeye. Bu ülkede yaşananları, sömürü düzenini sorgulamış. Baskılı dönemlerde, aydın insanlar kendileri için hayali bir ülke yaratıp bu ideal ülkelerde yaşamak istemişlerdir. Abdülhamit döneminin baskısından kurtulmak isteyen yazar ve ozanlar,  bilinmeyen ve çok uzak bir ülkede yaşamanın özlemi içinde olmuşlar.

İngiliz yazar Thomas Moore, usunda yarattığı özgün ve ideal ülkenin adına ÜTOPYA, demiştir. Melda VATANCI adlı genç ve araştırmacı yazar, bu hayali ülkeyi sorgulayarak günümüze ayna tutmuştur.


Sevgiye aç insanları, milyonlarla dolara, avroya sahip olmak bile doyuramaz. Servetlerine servet katsalar da doyuramazlar hırslarını, sevgiye olan açlıklarını, özlemlerini. Hep doyumsuzdur onlar. Hep isterler. Çekler ve senetler en önemli silahlarıdır.

Günümüzün sömürü düzeni böyle işler. Egemenler, emperyalist ülkeler, yoksullaşan , ekonomik krize giren ülkeleri görünce cömertliklerini sergilerler. Yardımseverlik duyguları kabarır. Yüksek faizli borçlarla, sahte bağışlarla yardıma koşarlar. O ülkelerin zayıflıklarından yararlanırlar. Marshall yardımı adıyla yapılan   bağışlarla ülkemizin bağımsızlığı elden gitti. Şimdilerde Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşlarla iyice yerleştiler. Binbir güçlükle kurulan Cumhuriyetimizi, ekonomik yöntemlerle tutsak aldılar.

Bu sömürü düzenini kurmak  için, ülke içinden birilerini elde etmek gerek. En yoksul kişiler, bunun için biçilmiş kaftandır. Elde edilmeleri kolaydır. Bunlara da işbirlikçi denilir. Tarihteki Truva Savaşı’nda kullanılan Truva atı hilesini bilmeyen yoktur sanırım. Dışarıdan yapılan kuşatmalarla ele geçirilemeyen ülkeler, içeriden teslim alınır. Bu savaş stratejisi günümüzde ekonomik yöntemlerle uygulanır.

Medya kanalları, yazılı ve görsel basın yoluyla insanları ikna edecek yöntemler kullanılır. Haberler, diziler, reklamlar yoluyla algı yönetimi oluşturulur.  Yalan ve dolan üzerine kurulu algı yöntemiyle insanların beyinleri içine girilir. Tarih ve tarihsel  olaylar çarpıtmalarla, karalamalarla , yalanlarla insanlar yanıtılır. İtiraz edenler yargılanırken bu yalanları, iftiraları yapanlar ” fikir özgürlüğü” denilerek aklanır.
Böylelikle, insanların mutluluğu, barışı için uğraşanların değil sömürenlerin ve egemenlerin kararları uygulamaya başlanır. Siyaset , kirli ellerin eline geçtiğinde insanların ruhları da kararır. Kararan beyinleri ve ruhları aydınlatmak da güçleşir, zorlaşır.

Duran ve durağanlaşan her şey çürümeye mahkûmdur .Bozuk ve karanlık düşünceler, değişim ve dönüşüm yaşanmadığı için çürüme ortaya çıkar.

Tüm bu olumsuzlukların çözümü ve ilacı vardır elbet. Birinci yöntemi kitap okumak, ikinci yöntem ise sanatla ilgilenmektir. Bazen bir tiyatro, bazen bir şiir, bir şarkı, bir resim, insanlara kendilerini yansıtır. Kimileyin bir takıya yaptığı tasarımla kendi ruhunu işler. Sözcükler, bir oya gibi işlenerek şiir olur, öykü olur, roman olur. Ortaya çıkan bu yapıt, kalbin aynasıdır.

Kitaplarla, sanatla, sanat yapıtlarıyla yozlaşmanın kanatları kırılır. Toplumun ilacı sanattır.

Gerçeği öğrenmek, ruhunuzu aydınlatmak istiyorsanız okuyun bu kitabı. Sorgulayın yaşamı. Sorun kendinize;
Yalanlara inanmak neden bu denli  kolay?
Alın yazılarının yazıldığına inanılır da egemenlerin yoksullar için yazdıkları senaryoları neden sorgulanmaz?

Okuyun, sorgulayın, gerçeği yakalayın.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?