Köşe yazarımız Zeki Baştürk makalesinde;

Ne güzel bir söz. ‘Şiir, sessizliği, şarkılar coşkuyu sever.” Şiir, sessizlikte dinlendiginde anlam ve değer kazanır; şarkilar, eşlik edildiğinde ve birlikte söylendiğinde. Duygular, bütünleşir, tek bir ses çıkar, tek bir yürek atar bu anda.

” Bir kuble şiir, bir kuble nağme ” etkinliğinin sloganı olan bu söz, şiire ve müziğe genelde sanata gösterilen saygının bir anlatımıdır. Dışa vurumudur.

Uzun bir aradan sonra katıldım bugün bu etkinliğe. Özlemişim şiiri, müziği ve dostları. Hele İlkogretmen okulundan bir arkadaşım, birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum bir öğretmen ve şiirsever bir öğrencimle buluşmaktan büyük mutluluk duydum. Sanat, burada da birleştirici özelliğini bir kez daha göstermişti.

Sunucu Hayati Yıldırım, doğum haftası nedeniyle Nazım Hikmet’i anarak başlattı etkinliği. Metin Ataygül, ” Safalar getirdiniz , safa geldiniz ” dostlar şarkısıyla sürdürdü. Ardından sırasıyla bir şiir yorumlanarak, bir şarkı okunarak şölene dönüştü ortam.

Katılmadığim süre içinde sesler ve yüzler değişmiş. Yeni katılımlar olmuş. Değişimden, bu izlence de nasibini almış. Yeni çehreler, yeni sesler nitelik kazandırmış. Daha bir güzelleşmiş.

Sevdiğim ve beğendiğim bir söz vardır: ” Suyun kayayı delmesi, gücünden değil sürekliliğindendir.” Başlanan bir etkinliğin, bir projenin, bir üretimin sürdürülebilir olmasını anlatır. Sürdürülebilirlik çok önemli ve değerli bir kavramdır. Bu etkinliği başladığı günden bu yana bıkmadan, usanmadan sürdüren Selahattin Seymen, Niyazi Nam, Hayati Yıldırım ve Metin Ataygül’u yürekten kutlarım.

Bugünkü etkinliğe şiir yorumuyla, şarkıyla katılarak değer katan sanatseverlere, izleyici ve dinleyicilere de sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Şiir tadında ve şarkı güzelliğinde geçsin günleriniz.