Köşe yazarımız Cüneyt Bülent Şeker kadınları göz hapsinde tutan sapkınlığın perde arkasını kaleme aldı. Cüneyt Bülent Şeker;
Bu konunun İslami bir yönü de var, Müslüman bir kadının “el, yüz ve ayaklar” haricindeki vücut bölümleri mahremidir, ancak kimse Müslüman olmak zorunda değildir, dolayısı ile dini yönü de herkesi ilgilendirmez.
Bunun yanı sıra bazı kadınların yarı çıplak dolaşmasının; adalet, haksız rekabet ve karşı cinse zarar vermekle ilgili bazı yönleri de vardır, bende yazımda bunlardan bahsetmek istiyorum. Yani konumuz karşı cinsi tahrik edecek şekilde, Anadolu-Türk geleneğine aykırı giyinen kadınlardır.
———————————————
Öncelikle şunun altını çizmek isterim ki; erkeklerin ve kadınların tabiatları farklıdır; “ERKEKLER GÖRMEK İLE CİNSEL OLARAK TAHRİK OLURLAR”, bu yaradılışlarından gelen bir zaaftır.
Kadınlar ise konuşması-tarzı-kişiliği ile kendisini etkileyen, yani hoşlandığı erkeğin dokunuşu ile tahrik olurlar, dolayısı ile kadın seçicidir, örneğin; bir kadın 100 erkek ile karşılaşsa belki yüzde beş (% 5 ) kadarına cinsel ilgi duyar, erkeklerde ise durum tam tersidir.
Bu bir tabiat kanunudur ve bu kanununun amaçlarından birisi de; cinsel birleşmeye erkeğin hazır olduğu anda, kadının cinsel ilişkiye dâhil edilmesidir.
Çünkü cinsel birleşme erkek vücudu için yıpratıcıdır, erkek birleşme anında (yerine konulması zaman alan) çok kıymetli vücut maddelerini kaybeder, kadın ise (sağlığı tehlikeye girmeden) üst üste çok sayıda cinsel ilişkiye girebilir, yani kadın (bir rahatsızlığı yoksa veya regl döneminde değilse) her zaman cinsel birleşmeye hazırdır, erkek gibi dinlenerek, beslenerek güç toplaması gerekmez.
Ayrıca erkekler (gücüne-yaşına göre) kısa aralıklar ile cinsel ilişki kurma ve boşalma isteği duyarlar, bu ihtiyaç erkekler için zorlayıcıdır. Kadınlar ise erkeğe nispet ile çok uzun aralıklar ile cinsel ilişki ihtiyacı duyarlar. Kimi kadınların çok fazla cinsel ilişki kurma ihtiyacı duyması veya hiç cinsel istek duymaması istisnaidir, genellikle psikolojiktir.
Bu yüzden kur yapan, cinsel ilişki talep eden, kadını buna hazırlaması gereken hep erkektir. Talep edilen, peşinde koşulan ise kadındır. Kadın hoşlandığı erkeğe kendisini dolaylı olarak arz eder, sinyal verir, erkeğin hislerini anlamasını bekler. Bu durumu “Geleneklerin kadın üzerindeki baskısı…” olarak yorumlayanlar olabilir, ancak bu insan tabiatının geleneklere yansımasından kaynaklanır.
————————————
KADINLARIN CİNSEL ZAAFI “HERKES TARAFINDAN BEĞENİLME” İSTEĞİDİR.
Egolarının alt katmanında erkekler; “Bütün kadınları elde etme isteği ile” kadınlar ise; “Tüm erkekleri tahrik etme-ilgisini çekme ve diğer kadınlardan bu rekabette üstün olma isteği ile” doludur.
İşte “özgürce” davrandığını zanneden bir kısım kadının yarı çıplak dolaşmasının asıl sebebi budur; “Erkekler üzerindeki cinsel gücünü ve diğer kadınlardan daha güzel olduğunu hissetmek…” Gerçekten de cinsel çekicilik; para veya mevki gibi bir güçtür ve aynen onlar gibi kötüye kullanılabilir.
Ve en önemlisi yarı çıplak bir kadın bir erkek için “tamamen çıplak” bir kadından çok daha TAHRİK EDİCİDİR…
Bu görüntü özellikle genç-cinsel açıdan güçlü erkekleri tahrik eder ve erkekler tahrik oldukları zaman tatmin olmazlar ise fiziksel ve ruhsal olarak sıkıntı çekerler. (Örneğin cinsel organları ağrır.)
Aynı zamanda bu durum; kanın erkeğin beyninden çekilmesi, nesli devam ettirme güdüsünün (hayata kalma içgüdüsünden sonra) en güçlü güdü olması sebepleri ile erkeği akılsızca şeyler yapmaya da iter. Bütün erkekler benzer tecrübeler yaşamıştır.
Erkeklerin bu şekilde (yerli yersiz) tahrik edilmesinin aile hayatı ve toplumsal ahlak üzerindeki olumsuz etkilerini ise saymakla bitiremeyiz.
Bu yüzden bir kadının ortalıkta yarı çıplak dolaşıp yüzlerce erkeği tahrik etmeye HAKKI YOKTUR!
Bir kadının ancak “TATMİN EDEBİLECEĞİ BİR ERKEĞİ” (Helali-Eşi-Nikâhlısı vs.) tahrik etmeye hakkı vardır, aksi takdirde bu (Hukuki tabir ile) “HAKSIZ TAHRİK” olur.
Özetle yarı çıplak kadınları görünce tahrik olan erkekler SAPIK FİLAN DEĞİLDİR, bunlar normal-sağlıklı erkeklerdir, aksi ise anormal bir durumdur, kimse sağlıklı bir erkekten “HOMOSEKSÜEL” gibi hissetmesini bekleyemez.
————————————–
Bazı kadınların sosyal medyada;” Erkekler bize bakmasın, onlar ahlâklı davransın…” vs. dediklerini görüyorum, bence bu doğru bir söylemdir.
Ancak bu devirde (caddede yürüyen) bir erkek başını hangi tarafa çevirse benzer bir manzara ile karşılaşması kaçınılmazdır! Üstelik erkeğin tahrik olması için uzun uzadıya bakmasına da gerek yoktur, erkek bir anlığına böyle bir manzara ile karşılaşsa yine aynı şekilde etkilenir, tahrik olur.
Bu işin tek taraflı çözümü ancak; “ERKEKLERİN SÜREKLİ GÖZLERİNİ KAPATARAK YÜRÜMESİ VEYA HEPSİNİN KÖR OLMASI” şeklinde olabilir?
Tabi gözlerini dikip uzun uzun kadınlara bakan erkekler; işin tadını çıkartan, edepsiz erkeklerdir, bu da ayrı bir sorundur. Bir toplumda her zaman böyle “ahlaksız-sapık” olarak nitelenen bir kitle bulunur, ancak kadınların tahrik edici-yarı çıplak dolaşması bu kitleyi azaltmaz, aksine artmasına sebebiyet verir.
Aslında bu kadınlar elbette erkekleri nasıl etkilediklerini “bal gibi” bilmektedirler, zaten amaç da bu dur, Avrupalı bir kadın bunu açıkça söyler, hatta seksi görünmekle iftihar da eder, ama Türkiye de ki kadınlar bu konuda İKİYÜZLÜDÜR .
Bu kadınlar yaptıklarını; ÖZGÜRLÜK (Başkasına-topluma zarar veren şey özgürlük değildir),ÇAĞDAŞLIK (Binlerce yıldan beri bu tür giyinen kadınlar vardır), EŞİTLİK (Kadın ve erkeğin farklı üstünlükleri vardır, erkek ve kadın arasında eşitlik olmaz, adalet olur), HAVANIN SICAKLIĞI (Kışında dekolte-mini giyen kadınlar var, üstelik erkekler sıcaktan, kadın ise soğuktan daha fazla etkilenir) vs. mazeretler ile savunurlar, elbette bu mazeretleri ileri sürenler sadece kendilerini kandırmaktadır, benzer bir giyiniş tarzını erkek sergilese, mesela; “cinsel organını ortaya çıkartan bir tayt giyse” hemen “SAPIK” oluverir.
Günümüzde bazı kadınların bu derece seviyesizleşmesinin (Onlar buna CESARET diyor?) sebebi bence; Türk toplumunu ve aile kültürünü tahrip etmek isteyen dış güçlerin ellerindeki (Medya, internet, siyasiler, kanunlar vs.) araçlar ile onları manipüle etmeleridir.
Fazla değil birkaç yıl önce tüm gazete bayilerinde çıplak kadın dergileri ulu orta satılmaktaydı, kadın cinselliğinin bu şekilde ticari bir meta olarak sergilenmesinin kadınlar için ne derece aşağılayıcı olduğunu hatırlatmama gerek yok sanırım.
Reklam sektörü ve basın uzun zamandan beri kadın cinselliğini sömürmektedir ve bu rezalet kadın hakları derneklerini “nedense” hiç ilgilendirmemektedir! Ben bunu (çoğu) kadın hakları derneklerinin dışarıdan beslenmesine bağlıyorum.
Bu yarı çıplak kadınlar dünyayı yöneten Kapitalist-Global güçler tarafından adeta DOKUNULMAZ KILINMIŞTIR, daima medyada pohpohlanırlar, onlarda ortalıkta “Atomu parçalamış veya kansere çözüm bulmuş” gibi gurur ile dolaşırlar.
Halbuki bu bir aldatmacadır. Zamanımızda kadının saygınlığı, onuru, mahremiyeti “özgürlük” bahanesi ile ayakları altına alınmakta, kadın “cinsel ve ekonomik” açıdan sömürülmekte, bu aşağılama kadınlara iyi bir şeymiş gibi gösterilmekte ve ne yazık ki bir kısım kadın da bu yemi yutmaktadır.
Bu yanlışı destekleyen halk kesimi ise; toplum tarafından kınanmadan cinsel gücünü erkekler üzerinde hissetmek isteyen kadınlar ile bu manzarayı seyretmekten zevk duyan ve yanındaki (yarı çıplak) kadını kıskanmayan erkeklerdir. Bu işin sözde mazereti de; “Batılı-çağdaş yaşam tarzına” uyum sağlamaktır.
Ama bu tarz giyinen (veya soyunan) kadınların yaptıkları; kendileri kadar güzel olmayan kadınlara ve erkeklere yapılmış bir HAKSIZLIK, hatta EZİYETTİR. Ayrıca yarı çıplak dolaşan kadınlar, (güzel vücutları olmasına karşın) onurları-edepleri sebebi ile onu sergilemeyen kadınlara karşı da haksız bir rekabet içindedirler, çünkü erkeklerin ilgisi ister istemez bu tarz kadınlara yönelir.
Bunları yazarken eleştirdiğim kadın ve erkeklerden kendimi üstün görmüyorum, benim de geçmişte benzer hatalarım oldu, sadece artık isteklerimi-arzularımı (toplum tarafından kınanmamak veya ahlaksız damgası yememek için) komik bahaneler ile savunmaktan vazgeçtim, gerçeği görmeyi tercih ettim. Bu yazdıklarım da sadece “Kral Çıplak” demekten ibaret.
Umarım zaten ortada olan bu gerçekleri bir gün kendimize itiraf etmeyi başarır ve toplum olarak kandırıldığımızın, yanlış yönlendirildiğimizin ve aile hayatımızın altının oyulduğunun farkına varırız.
Avukat Cüneyt Bülent Şeker.
Harika bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık. Ama okumayan bir toplum var artık malesef.