Köşe yazarımız Cüneyt Bülent Şeker kaleme aldığı yazıda;
Dün “Karar Haber” de Akif Beki’nin; “Aşı koploları masum değil” isimli yazısını okudum.
Öncelikle bu yazının mantık hataları ile dolu, ısmarlama bir yazı olduğunu söyleyebilirim.
Bu yazıyı okuyunca birde şu soruyu kendime sordum; İnsanın kendisini, akrabalarını, içinde yaşadığı toplumu kurtaracak bir aşıyı-ilacı reddetmesi için deli olması lazım, içinde doktoru, okumuşu, aydını, yazarı vs. olan bu kadar büyük bir kitle ACABA GERÇEKTEN DELİ Mİ?
Yoksa sapasağlam insanlara, yakalanacakları şüpheli bir hastalık için, faydası şüpheli, yan etkisi-zararı kesin, deneysel bir sıvıyı enjekte etmek delilik olabilirmi?
Neymiş; “Niye dünya nüfusu aşılardan sonra niye üçte birine düşmemiş miş!”
Bu ne acele böyle?
Öncelikle biz insanlara siyanür cinsi bir zehir verildiğini, bir anda insanları toplu olarak öldürmek istediklerini iddia etmedik ki…
Bize göre insanları birden öldürmek değil, SÜRÜNDÜRMEK istiyorlar. Hem aşılar insanları birden öldürse işin ne heyecanı kalır ki, işin foyası birden ortaya çıkar.
Bizce bunların amaçları insanları çeşitli hastalıklara boğarak ömürlerini
kısaltmak ve tedavi olmak için kalan ömürleri boyunca para harcamalarını sağlamak.
Arabalar ortaya çıktıktan sonra atların sonu malum…
Onlar dünyanın ağası, biz marabası…
Eeee bu kadar marabayı haybeye niye beslesinler, özellikle emekli maaşı alıp yan gelip yatacak yaşlıları…
Çünkü getirmek istedikleri yeni dijital sistemde birçok meslek gurubuna yer yok, makinalar, robotlar, yapay zeka insanların işini görüyor.
Bu kadar işsiz kalacak insanı niye beslesinler, aç bıraksalar isyan çıkar, üstelik dünyayı rahatça yönetmek için daha az insan istiyorlar, para da önemsiz değil ama asıl mesele tanrı (?) olmak.
Yeni dijital dünya düzeninde insanların artık işçi veya pazar olarak bir değeri yok, Sadece toprağımızı ve çocuklarımızı isyorlar o kadar.
Onları da yeni düzene uyumlu olarak; tepkisiz, etkisiz, inançsız, cinsiyetsiz istiyorlar, hatta gerektiği kadar insanı kendileri üretmek ve aile bağı olmadan yetiştirmek istiyorlar.
Her halde bu genç tibi size bir çağrışım yapmıştır, evet evet Z kuşağı, ZOMBİ nin Z’si gibi…
Ama birden değil tabi, alıştıra alıştıra, yedire yedire…
Günümüzde aşı vurulanlar (Özellik ile biontech) kalp krizleri, damar tıkanması, aniden ortaya çılan 4. evre kanserler, felç gibi rahatsızlıklar geçiriyor, sapa sağlam insanlar (hatta profesyonel sporcular) aniden ölüyor.
Yani ortalık amiyane tabiri ile “KIRILIYOR”
Artık 3-5 aşı olanlar bile durumu anladı, bin pişman “kandırıldık” diye ateş püskürüyor….
Eline kalem verilmiş bunun gibi zevatlar ise UTANMADAN, hala aşılara güzellemeler yapıyor, aşı karşıtlarını da koplocu-terörist ilan etmeye çalışıyor?
———-
Tabi o kadar da hor görmüyorum bu zevatları,
Ne de olsa ekmek parası…
Ama benim merak ettiğim bunların insanlıklarını ve insanlığın geleceğini kaç paraya sattıkları?
Umarım çok ucuza gitmemişizdir!
———
Neymiş efendim;
“Amaç yoksulların nüfusunu azaltmak, batıya yük olmasını engellemek ise, batı niye önce kendine (kendi toplumlarına) aşı vurdurtmuş muş!
Bu zevat ya kime çalıştığını bilmiyor veya insanları yanlış yöne manüple etmek istiyor. (Bence ikincisi…)
Bir kere bu operasyonların talimatını verenler batı insanı değil, batı halkları da kurban…
Şimdi ben bu şeytanların kimler olduğunu burdan uzun uzun, (cahile anlatır gibi) anlatacak değilim, ama insanlığı gerçekten ölümden kurtaracak aşıları bedava verecek, afrikalılara yoksullara bağışlayacak tipler olmadıkları kesin…
Tabi bu zevatın bir yandan; “Kimi batılı komplocular” diye batıdaki aşı karteline tepki gösteren aydınlara giydirme yapması da ne derece çelişkisi içinde olduğunu anlatmaya yeter sanırım.
———-
Topu topu Almanyada açılan 350 dosya imiş???
Şu lafın ucuzluğuna, bu zevatın insana verdikleri değere bakın!
Bir insanın zarar görmesi bile önemli iken, 350 dava dosyasını hor görüyor. Halbuki bu doğru dahi olsa herkes bunun buzdağının ucu olduğunu biliyor.
Biz etrafımızda aşı olan ve olmayanları kıyaslayarak bir sonuca varıyoruz, akrabalarımızın, arkadaşlarımızın dertlerini dinliyoruz, yani bir gözleme dayanıyoruz ve aşılar zararlı diyoruz.
Tabi ingiltere ve ABD’de yapılan “Aşı olanların daha fazla covit’ten öldüğü vs. yönündeki haberleri de dikkate alıyoruz,
Ancak aşı güzellemesi yapan bu zevat neye dayanarak aşıları savunuyor merak içindeyim, aşıları nasıl test etti, YALADI MI?
————–
Elbette Almanyadaki dava sayıları basında çıkan bir çok habere göre daha yüksekti, fakat bu kadar baskının olduğu bir devirde 350 dava dahi az mı?
Tabi bizi daha çok ilgilendiren Türkiyeki aşı madurlarının durumu, benim bu konudaki tespitlerim şu yönde;
İnsanımızın yargıya güveni yok!
İnsanlar aşı olduktan sonra rahatsızlanıyorlar, çeşitli hastalıklar zuhur ediyor, ancak bunu “AŞIYA BAĞLAYACAK BİR TIBBİ RAPOR” elde etmek çok zor, örneğin kalp krizi geçiren insanlara bazı doktorlar bunun “aşı kaynaklı” olabileceğini söylüyor, ancak bu yönde bir rapor vermeye çekiniyorlar, çünkü başlarına gelecek malum…
Zaten böyle bir raporu (Vermek istese bile) Sağlık bakanlığı dahi verebilirmi? Aşıların içeriği patentli ticari sır!
Açılacak bir davada rahatsızlığı aşılara bağlayacak adli tıp kurumlarının tarafsızlığına güven yok, en nihayet adli tıp raporları arasındaki uyuşmazlığın gittiği yerde “Sağlık Bakanlığı”
Yani “Şıracının şahidi bozacı” durumu söz konusu.
Bunların şımarıklığının, rahatlığının, utanmazlığının sebebi bu!
———–
Tabi bu durum bizi şu sonuca getiriyor;
Halkımız artık elindeki en önemli şeyin; “NE PAHASINA OLURSA OLSUN A$I OLMAMAK” olduğunu anlamalı!
Zaten sıvılanıp rahatsızlandıktan sonra tazminat davasını kazansanız ne fayda, tazminat ne miktarda olursa olsun size verilen zararı telafi edebilirmi?
Bunu; “boşuna tazminat davası açmayın” anlamında söylemiyorum, aksine çok sayıda tazminat davası açılmalı ki halkın tepkisi adli kurumlara ve basına yansısın, en azından sonraki aşı baskılarına engel olsun.
Ama gördüğünüz gibi bunlar halkı öldüresiye korkutup, aşı baskısı yaptıktan sonra dahi “Kendi rızanızla aşı oldunuz…” diyecek kadar yüzsüz…
(Not; Biontech olanlara imzalatılan feragatname geçersiz, bunun ile aydınlatılmış onam-rıza alınmış olmuyor)
Bunlar benim gibi sıvılanmamış COVİT bile olmadığı, aşı olanların önemli bir kısmının ise aşıdan sonra rahatsızlandığı halde “Aşı olmayanlar çoğunluk ile kalp krizi geçiriyor…” diyecek kadar yalancılar!
Bu yüzden demem o ki;
artık çocuklarınıza ve kendinize bu sıvıları vurdurmayın, bunu zorlayacak hiç bir hukuk kuralı yok, kanun çıkartılsa idi dahi bir anlamı olmazdı, böyle bir kanun; “Seni isteğimiz zaman toplum sağlığını bahane ederek öldürebiliriz…” anlamına gelir ve böyle bir kanun çıkartan hükumetin meşruiyeti ortadan kalkar.
Bildiğiniz gibi günümüzde bir çok aşı-ilaç sonradan ortaya çıkan ağır yan etkilerinden dolayı piyasayadan toplatılıyor, peki o zamana kadar aşı olanların durumu ne oluyor?
“Pardon…” Oluyor.
Yani böyle bir yasa halkını ilaç şirketlerine kobay olarak satmamış bir devlette çıkamaz.
Hatta Anayasa değiştirilse bile bu güne kadar imzalanan ve Anayasaya aykırılığı dahi iddia edilemeyen Uluslararası sözleşmeler karşısında çıkartılan yasa anlamsız olur, çünkü bu durumda hukuk anlamsız hale gelir, insanlık kedi-köpek seviyesine indirilimiş olur.
———–
Bence bu kalemşör’ün en önemli amacını ise;
“AŞI KARŞITLARINI TERÖRİST İLAN ETMEK!
Bunu nerden anlıyoruz?
Kalemşörümüzün; “….dolduruşa gelenlerden yerli bir seri bombacı çıkmaz….vs.”
cümlelerinden anlıyoruz!
Bu ısmarlama yazının vardığı nokta burası, peki bunu nasıl okumalıyız?
1-) Bunlar aramıza soktukları ajan-pravakotör veya bir-birkaç meczup’a biryerleri bombalatıp suçu üzerimize atabilirler!
Bunun tarihte bir çok örneği görüldüğünden, bu uçuk bir koplo teorisi sayılmaz.
2-) ikincisi sizi yasal olmayan tepkilere teşvik eden önder bozuntularından uzak durun! Bunların amacı (deli değillerse) globalcilerin amacına hizmet etmekten başka birşey değildir.
Yazın, çizin, basın açıklaması yapın, yasal miting yapın…
Ancak, toplumun düzenini bozacak şeylerden kaçının, çünkü;
Hem bunların… eline koz vermiş olursunuz,
Hemde toplum düzeni bir kez bozuldumu, bu herkesi etkiler.
Elbette yasal haklarınızı cesurca, sonuna kadar kullanın, hukuka aykırı bir zorbalığa da asla boyun eğmeyin.
———–
Bence bu zevat aşı karşıtı kitleyi (Aslında global faşizme karşı olup ulus devletini savunan halkı) ötekileştirmek ve toplumu karşı karşıya getirmek istiyor.
Yani Türkiye üzerinde her zaman oynanan oyunun yeni bir versiyonu piyasaya sürülmeye çalışılıyor.
Kürt-Türk, Alevi-Sünni, Sağcı-Solcu vs. oyunundan sonra birileri Aşı olanlar ile olmayanları birbirine sokmaya çalışıyor.
Bu sık yapılan pravakosyanlara karşı her zaman şunu söylemişimdir;
Aşı olanlar bizim kardeşlerimiz, akrabalarımız, komşularımızdır bizim onlar ile bir sorunumuz yoktur, o yüzden global çeteye karşıymış gibi görünüp, aşı olanları ötekileştirenlerden de uzak durun.
—————-
Peki aşı karşıtı denen kitle kimdir?
Sadece insan gibi yaşamak isteyen, hayatını-sağlığını DSÖ gibi global sernaye güdümündeki dış örgütlere teslim etmek istemeyen, ulus devletine sahip çıkan HALKIN TA KENDİSİYİZ…
Ve ne yaparlarsa yapsınlar insanlığımızı, haklarımızı, çocuklarımızı bunlara TESLİM ETMEYECEĞİZ!
Deveden büyük fil,
Global çeteden büyük Allah C.C. var.