Köşe yazarımız Cüneyt Bülent Şeker kaleme aldığı yazıda bir gerçeğin kodlarına dikkat çekti. Şeker; “Bazı eksiklikler olabilir, bunlar ile ilgili uyarıları elbette yapacağız, ancak sinirlerin gerildiği, ölümlerin ve mağduriyetlerin olduğu böyle bir ortamda halkı galeyana getirecek, asayişi bozacak paylaşımlardan kaçınmalıyız.

En kötü düzen düzensizlikten-kaostan iyidir, beterin de beteri vardır. Bu çapta bir deprem büyük bir felakettir, ancak; isyan, iç karışıklık da buna eklenir ise, Devlet otoritesi kalmaz ve telafi edilemeyecek bir durum ortaya çıkar, yardımlar yerine ulaşamaz, yaralar sarılamaz hale gelir. Dış güçlerin istediği, hasret ile beklediği ortam doğar.

Bu sebeple;

1. Elimizden gelen maddi yardımı yapmalı,

2. Dua etmeli,

3. Bu konuda kamu görevlilerine ve eğitimli, yetkin özel kuruluşlara yardım etmeliyiz. Mevcut eksiklikleri eleştireceğimiz, bunların hesabını siyaseten soracağımız zamanlarda gelecektir, ancak zaman SİYASET YAPMA ZAMANI DEĞİLDİR.

Devlet-Millet el ele yaraları sarma zamanıdır. Bu yüzden ağzımızdan, kalemimizden öfke değil, dua ve merhamet dökülmelidir. Zaman; kırıp dökme değil, bina etme, yapıcı olma zamanıdır. Bu dönemler Millet olarak birliğimizin bütünlüğümüzün test edildiği zamanlardır.

Bu sınavdan başarı ile geçmeli, dünyaya böyle sarsıntılar ile yıkılmayacağımızı göstermeliyiz. Fırsatçıların hevesini kursağında bırakmalıyız. Bazılarının kaş yaparken göz Göz çıkarttığını görüyorum…

Bir çoğunun bunu kötü niyetle yapmadığını düşünüyorum, ama yine de bunlar Türkiye’de kargaşa çıkartmak isteyenlerin, Türkiye’yi içten çökertmek isteyenlerin, Türkiye’yi savaşmadan işgal etmek isteyenlerin hesabına yazılıyor!!!

Ve bazıları da bunu KASTEN YAPIYOR…! Bu yüzden yakınlarımız, vatandaşlarımız için ne kadar üzülürsek üzülelim, bunların gazına-oyununa gelmeyelim. Korku ve paniği tetiklemeyelim. Gayret ve çabayı destekleyelim.

Allah’ın izni ile bunları da atlatacağız. Allah galip gelecektir. Milletimiz bu sarsıntı ile yıkılmayacak, bu vesile ile birliği bütünlüğü daha da sağlamlaşacaktır. İstanbul’daki Türk vatandaşı, Hatay’daki Türk vatandaşı için endişeleniyor, kamyon kamyon malzeme gönderiyor, afet eğitimi almış insanımız işini gücünü bırakıp Türkiye’nin bir ucuna gidiyor ise bizim saramayacağımız yara yoktur.

Kimse birliğimizi bütünlüğümüzü bozamaz, kimse aramıza nifak sokamaz. Yeter ki; kızgınlık ve üzüntü ile yanlış seslere kulak vermeyelim… Kalbimizin sesini dinleyelim.