Zeki Baştürk Yazdı; DÖRT MUM… İÇİNİZDEKİ UMUT IŞIĞINI HİÇ SÖNDÜRMEYİN!

Zeki Baştürk Yazdı; DÖRT MUM… İÇİNİZDEKİ UMUT IŞIĞINI HİÇ SÖNDÜRMEYİN!

Köşe yazarımız eğitimci Zeki Baştürk;

“Bugün Pazar,
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar”

der ya Nazım. Ben de bugün ilk kez güneşle, ışıkla tanıştım. Bugün benim doğum günüm. Bugün yeni yılın ilk günü. Bugün Cumhuriyet’imizin 100. yılının ilk günü. Ne denli önemli ve ne denli değerli bir gün değil mi?

Ben bugün ilk kez dünyaya gözlerimi açtım. Işığı gördüm, aydınlığı gördüm, sevdiklerimi gördüm. Çevremdekilerin neler olduğunu, kimler olduğunu ayırt edemezsem de boş boş bakınsam da aydınlık bir dünyaya geldiğimi söyleyebilirim.

Bugün yeni yılın ilk günü. Yine aydınlık, güneşli bir gün. Sanki gelecek günleri muştular gibi. Bugünün aydınlığı, ilk günün aydınlığı CUMHURİYET’İN ilk yıllarını anımsatır gibi. O günlerin yeniden geri geleceğini anlatır gibi aydınlık bugün. Işıl Işıl, pırıl pırıl bir gün.

Aydınlık günlerin geleceğine ilişkin umudumu ve inancımı hiç yitirmedim. Tevfik Fikret’in ” Sabah Olursa” adlı şiirinde ;
“Sabah olacaktır, sabah olur,
Geceler kıyamete dek sürmez ” dizelerinde
belirttiği gibi bir inanç benimki de . Irmakların tersine akmayacağına inandığım denli iyimserim. Bu yazgıya inanma gibi değil. Bu iyimserliğin içinde kuşkuculuk, araştırma isteği ve sorgulama var.

Size Dört Mum adlı bir öyküyü anlatarak duygularımı pekiştireyim.

Bir odada dört mum sessizce yanıyordu.

O kadar derin bir sessizlik hüküm sürüyordu ki odada, aralarındaki fısıltı şeklindeki konuşmalar bile rahatlıkla işitiliyordu.

1. Mum “Benim adım BARIŞ” dedi. Ancak kimse benim sürekli yanık kalıp etrafıma ışık saçmama yardımcı olmuyor.

Artık sönmek üzereyim… Ve sessizce karanlığa gömülüverir…

2. Mum “Benim adım GÜVEN” der. Ama artık gerekli olduğuma inanmıyorum.

Yanık kalmamın da bir önemi kalmadı, diye eklerken hafif bir esinti ışığını söndürüverir…

3. Mum çok üzgündür. “Benim adım SEVGİ” ama etrafıma ışık verecek gücüm kalmadı.

İnsanlar beni hep kenara itiyorlar. Kendilerine en yakın olanları bile sevmemeye başladılar. Sessizce söner gider Sevgi mumu…

O sırada içeri aniden bir çocuk girer. Üç mumun söndüğünü görünce nedenini sorar ve niçin sonuna kadar yanmadıklarına hayıflanarak ağlamaya başlar.

4. Mum, yumuşak ve yatıştırıcı sesi ile çocuğa ağlamamasını söyler. “Korkma ben etrafıma ışık saçtığım sürece diğerleri yeniden yanarlar ve onlar da aydınlatmaya devam eder. Çünkü benim adım UMUT!”

Gözleri parlayan çocuk umut mumunu alır ve diğerlerini sevgiyle teker teker yakar.

İçinizdeki umut mumunun saçtığı ışığı asla söndürmeyin.

Tıpkı çocuğun yaptığı gibi diğer, sönmek üzere olan üç mumun da sürekli yanık kalmaları için de çaba harcayın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?