Cüneyt Bülent Şeker Yazdı; YENİ DÜNYA DEVLETİNİN BAYRAĞI “MASKE”

Cüneyt Bülent Şeker Yazdı; YENİ DÜNYA DEVLETİNİN BAYRAĞI “MASKE”

Köşe yazarımız Cüneyt Bülent Şeker kaleme aldığı yazıda;

“Babam bana gönderdiği mesajda; “Maske cezaları kaldırılmış haberin varmı? seninde ödemediğin maske cezan vardı…” dedi,

Bende; “Bu cezaların kaldırılması aslında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin halka; “MASKE TAKMAYANLAR VE MASKE CEZASINI ÖDEMEYENLER HAKLI” mesajıdır, yoksa bir devlet koyduğu kurallara uymayanları ödüllendirebilir, UYANLARI cezalandırabilir mi…” dedim. Gülüştük…

Ben de bu pandeminin başlarında maske takmış ve hatta takmayan polisleri bile şikâyet etmiştim, tabi bunun sebebi daha çok; bir yanda maske cezası kesen, diğer yandan maske takmayan” polislere KIZMAMDI.

Amire ayrı, memura ayrı vatandaşa ayrı muamele olurmu? ama oluyordu işte, Tv de de gördüğümüz manzara; üst düzeylerin maske takmadığı, yanındakilerin ise MASKELİ olarak dolaştığıydı…

Ama yinede başlarda yedim mi bu yalanı?

Yedim…

Cahillik gerçekten başa bela.

Aslında aşıların ne mal olduğunu hemen anlamıştım, hayat kurtaran bir ilacı-aşıyı (insanlara öldüresiye zorlamayı bırak) bedava vemezlerdi, ellerini öpene fahiş fiyattan satarlardı…

Ama o zamanlar virüslerin havadan bulaşarak hastalık yaptığı teorisine (Kartel bilimine) inanıyordum, bu yüzden de en çok “Maske” konusunda tereddüt ettim, çünkü yalnız benim değil, başkalarınında hayatı-sağlığı söz konusu idi.

Ancak astım hastası olduğum ve maske takmakta çok zorlandığım için bu konuyu araştırdım, güvendiğim doktorlara sora sora şu sonuca vardım;

Aslında MASKE HASTA OLMANIZI ENGELLEMİYOR, AKSİNE HASTA OLMANIZA ZEMİN HAZIRLIYORDU!

Etrafımdaki maskeye çok özen gösteren, çift maske takan, hatta gece yatarken bile maskeyi çıkarmayan insanların hasta olması bu görüşümü kuvvetlendirdi.

Bir kere maske takarak daha az oksijen alıyor, daha çok karbondioksit soluyor, böylece savunma sistemini zayıflatıyordunuz.

Maskenin ön kısmı nemli olduğu için, havada ne kadar zararlı materyal varsa hepsi maskenin önüne yapışıyor, böylece onları ciğerlerinize çekiyordunuz.

Tabi sık sık maskeye ve özelikle ön kısmına dokunduğunuz için, kapı kulbu, asansör düğmesi, toplu taşıma vs. gibi alanlarda ne varsa önce maskeye, oradan da ciğerlerinize taşıyordunuz.

(Maskenin mali külfeti halka yüklendiği için sık değiştirilmesi gereken maskeyi günlerce, hatta haftalarca taktığımız, cebimize, oraya buraya attığımız için de bu zararlı etki artıyordu.)

Maske elyaftan yapıldığı için (özelikle uzun süre taktığınızda) ciğerleriniz plastik parçaları ile doluyordu, işte asıl sizi bunlar hasta ediyor ve astım gibi hastalıkları tetikliyordu…

Bir çoğumuz bunları malum süreçte cesur doktorlar sayesinde öğrendik.

Tabi sade vatandaşa bunları anlattığınızda size korku içinde; “Covitten (Hastanede) ölen komşularını, yakınlarını” örnek veriyordu.

Onlara; “siz daha çok vurulduğunuz aşılardan,
güya covit tedavisi için kullandığınız ilaçlardan, yediğiniz zararlı yiyeceklerden, havanın suyun kirletilmesinden dolayı hastalanıyorsunuz…” diyemiyordunuz!

Yada bu PCR testi nasıl bir test, bu gün pozitif çıkardığını yarın negatif çıkartıyor, hiç hastalık belirtisi göstermeyene de covit diyor” diyemiyordunuz…

Vatandaşın her gün açıklanan ölüm rakamlarından dolayı gözü korkmuştu…

Bunlara; “Yahu salgından önce de astım-bronşitten, koah’dan zatürreden, nezleden bu kadar insan ölüyordu… diyemiyordunuz, aşı pazarlamacısı televizyon doktorları halkı öyle korkutmuştu ki, kimse dinlemiyordu.

Bence maskenin asıl fonsiyonu; “SAHTE PANDEMİNİN DEVAMINI psikolojik olarak sağlamasıydı…”

Etrafınızda öcü gibi maske takmış, korku içinde sizden uzak duran insanlar oldukça salgının gerçek olduğuna inanıyordunuz, pandemi öncesi daha çok insanın nezle-grip-zatürre vs. öldüğünü hatırlamıyordunuz.

Hem bu kadar insan, bu kadar uzman yanılcak değildi ya…

Evet bu pandeminin başarılı (!) olmasında pompalanan KORKU’nun büyük etkisi vardı, bu korku hem savunma sisteminizi zayıflatıyor (Korku-endişe tek başına insanı hasta etmeye yeter, eskiler dertten verem olanlara şarkılar yazmış), hemde düşünme yeteneğinizi baltalıyordu…

İnsan hayati bir tehlike karşısında “Savaş yada kaç” moduna girer, sorgulamaz ve yaygın olan söyleme göre hareket eder, çoğunluğa uyar, sürüyü takip eden koyun gibi davranır.

Nihayetinde anladım ki MASKE; Ulus devletlerin ortadan kalktığı, insanların köle olduğu YENİ DÜNYA DEVLETİNİN, DİJİTAL FAŞİZMİN BAYRAĞI!

Ne demişti Bingür Sönmez;
“10 yıl boyunca kedi köpek gibi aşılanacaksınız, aşı olmayan vatan haini sayılacak…vs.” ama hangi devlete ihanet etmiş olacağımızı söylememişti, işte o devlet; global şirketleri elinde tutan siyonist şeytanların kurmak istediği ve insanın (tam) köle olduğu “Yeni Dünya Devleti ve Yeni Dünya düzenidir.” Maske de bu yeni dünya düzeninin (şimdiki uzantısı ile) DSÖ’nün bayrağıdır!

“Benim böyle bir niyetim yok, başkasına hastalık bulaştırmamak için maske takıyorum…” diyebilirsiniz, ancak faydası olmadığına ve yukarıda izah ettiğim maskenin zararlarına inanmıyor dahi olsanız netice değişmiyor, bayrak ağzınızda…

Üstelik maske takmaktan daha etkili önlemlerde var; mesela hasta iseniz (kimse semptomlarını göstermeden, hastalık ağız-buruna yerleşmeden havadan hastalık bulaştıramaz) toplu alanlara girmemeniz, kendinizi karantina altına almanız kesin bir önlemdir.

Toplu alanlara girmeye mecbur iseniz en azından sperlik takmanız daha etkilidir, aniden öksürseniz bile siperlikden dışarı tükrük sıçratamazsınız, maskenin delikleri ise bakteri ve virüsler için çok büyüktür…

Maske eskiden kölelerin taktığı bir aksesuar olduğu biliniyor, eğer modern köleler olmak istemiyor isek, yeni dünya düzenine ve Dünya Devletine hizmet etmek istemiyor isek, bu ticari malzemeyi takmayı reddetmeliyiz.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

1 Yorum

  1. Bu meselede dik duruş sergileyen malesef sadece bir siyasi parti çıktı.Iktidar ve muhalefet koro hâlinde hep aynı şeyi savundu.Kral çıplak diyen birtek Fatih Erbakan’dı…

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?