Köşe Yazarımız Ali Yazır; KPSS deki skandalı kaleme aldı. Yazır; “KPSS ile ilgili ortaya çıkan skandal büyüyor. Basın ve sosyal medyada biraz araştırma yapınca nelerin yaşanmış olduğunu şaşkınlıkla okudum. Bu suistimalle hem binlerce gencin kaderiyle oynanmasına üzüldüm hemde Devlet Denetleme Kurulu Savcılığa iddialar ile ilgili çok hızlı bir şekilde suç duyurusunda bulunmasıyla da gelecek adına az da olsa ümitlendim.
Süreç ÖSYM’nin ortaya çıkan skandalı kabul etmeyerek bir açıklama yapmasıyla başladı. İddiaların ciddiyeti, Cumhurbaşkanlığının dikkatini çekti ve Cumhurbaşkanının emri ile Devlet Denetleme Kurulu Savcılığa iddialar ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Savcılık başvurusu sonrasında hemen soruşturma başlattı. Bu gelişmeler yaşanırken YÖK’de bir açıklama yaptı ve inceleme başlattıklarını duyurdu.
Ve bu gelişme sonrası Ankara Emniyet Müdürlüğü, 21 adayın cevap kağıtlarının tamamen aynı olduğu tespit edilen Yedi iklim yayın evine ait iş yerlerinde arama başlattı. Çünkü sınavın ekonomik maliyeti neyse ama milyonların emek hırsızlığı var olması affedilir gibi değil. Kim bilir kaç sınav soruları çalındı, ortaya çıkmadığı için de bugüne kadar kaç bin insanın hakkı yendi ya da haksızca devlet memurluğuna atananlar yıllardır haketmediği görevde.
Kpss’nin iptal olması önceki sınavları ve benzeri diğer sınavları aklar mı? Veya aksine daha fazla soru işareti,daha fazla şaibe mi oluşturur. Soruların çalındığı ortaya çıktığı için KPSS iptal edildi. Ya bu çalmak eylemi ortaya çıkmasaydı! Ha birde ÖSYM’nin en baştan yaptığı “Yapılan incelemede herhangi bir usülsüzlüğe rastlanmamıştır” şeklindeki açıklamak garabetini nasıl yorumlayacağız?
Sosyal medya baskısı olmasaydı sınav iptal olur muydu?
Yedi iklim ve Eğitim-Bir Sen arasında yapılan anlaşma sonucu Milli Eğitim Bakanlığına yönetici seçme sınavı EKYS için bir çalışma yapıldığı da ayrıca bu durumun ortaya çıkmasıyla basında yer aldı. Sendika bu işin içinde neden olur? Bu sınavda da sorular çalınmış olup olmadığı elbet araştırılacaktır! Ha ayrıca ilgimi çeken bir ayrıntı oldukça ilginç! Yedi iklim yayınevinin sahibinin bir yayınevinde işçi olarak çalışırken sonrasında İhtiyaç Akademi ve Yargı Yayınları ile ticareti ve sonrasında hızlı büyümesi çok manidar geldi bana.
Titizlikle incelenerek daha önce de bu ve benzeri şaibeli olaylar yaşandı mı araştırılıp kamuoyu ile paylaşılacağına inanıyorum. Çünkü halkımız bu haksızlıklardan nefretini dışa vurmaya başladı.
Devlete güveni sarsan bu tür olayların bittiğini inşallah hiç olmazsa bundan sonra görürüz.
Ayrıca; ÖSYM sorularını basan METEKSAN isimli bir firmaymış. Hatta 2010 sorularını çaldırdığı için yargılanan şirketmiş. Kurucusu da İhsan Doğramacı. Sayıştayın bu şirkete bastırmayın diye raporu var olduğu sosyal medyada manşetlerde!.
Kemal Gürüz ÖSYM’nin matbaasını kapatıp ÖSYMyi bu şirkete mahkum eden kişi olduğunu da not edelim.
Son olarak bu yazıyı okuyanlar “Soruları neden çalıyorlarki zaten mülakatlarda sınavlarda başarı gösterenleri değil kendi torpillilerini alıyorlar!” sorusunu sorabilir. Bu sorunun muhatapları bu dünyada olmazsa da zamanın birinde yaptıklarının hesabını vereceklerine inanıyorum.
Bir toplumda Sadakat liyakatın önüne geçtiyse o toplumda adalet ve ahlak gözlerde, gönüllerden ıraklaşır derdi bir büyüğüm. Sağlıkla kalınız.