Zeki Baştürk Yazdı; ULUSAL BÜTÜNLÜK

Zeki Baştürk Yazdı; ULUSAL BÜTÜNLÜK

Köşe Yazarımız Zeki Baştürk yazısında;

“Siyasetçilerden sıkça duyduğumuz bir sözdür: “Ulusal birlik ve bütünlük”. Ne zaman ekonomi dar boğaza girse, ne zaman bir şiddet ( patlama, toplu ölüm vb)  ya da yıkım ( sel, deprem, yangın vb.)  yaşansa  ilk açıklamalar şöyle olur : ” Her zamankinden daha çok ulusal birlik ve beraberliğe gereksinmemiz var.” denilir.

Neden böyle zamanlarda gereksinim duyulur birlik ve beraberliğe, ulusal bütünlüğe ? Hep olağanüstü zamanlarda ve olaylar yaşandığında mı usumuza gelmeli ulusal bütünlük? Neden barış zamanlarında  anımsanmaz?

Oysa   ne güzel sözcüktür şu “bütünlük”.Bedenen, ruhen, yüreğinle ve benliğinle aynı anda aynı yerde olmayı nasıl da isteriz, nasıl da özleriz. Ama bizim bütünlüklerimiz çoklukla eksik kalır. Bir parçamız, başka birinde, ilgisiz bir zamanda ya da ortamda tutsaktır. Yaşamımız , bu parçaları toplamakla geçer. Kişisel yaşamımızda böyledir de toplumsal yaşamda nasıldır bütünlük?

Nedense siyasal erkler ve egemen güçler, ulusal bütünlükten pek hoşlanmazlar. Sevmezler bu sözcüğü. Onlar için ilke; ” böl, parçala ve yönet”tir. Etnik kodlarla biçimlendirilmiş çoğunluk ve azınlık kavramları, siyasal iktidarların elinde dışlama ve ötekileştirmeye neden olmuştur. Bunun sonucunda “ötekiler” ya da azınlıklar olarak mağdurlar yaratılmıştır. Mağdurlar, kendi sorunları ile boğuşurken  egemenler, saltanatlarını sürdürürler.

Bütünlüğün içinde ” doğruluk” ve  “dürüstlük” anlamları yer alır. Bütünlük olmadan doğruluktan söz edilemez. İnsana olduğu kadar topluma ve devlete de bütünlük  gerekir. Devletin sürekliliği de buna bağlıdır. Çünkü bütünlük, sınırların korunması, geçmişin parçalarına sahip çıkılması, onlardan ders alarak bugünü yaşamayı, geleceği kurabilmeyi de öngörür.

Bunun için devletin tüm yurttaşları hiç bir ayrım gözetmeksizin kucaklaması gerekir. Yeni bir konuşma biçemi, bir sevgi dili oluşturmak gerekir. Karşılıklı konuşabilme, bilgi aktarabilme, düşünce ve anlatım özgürlüğü sağlanmalıdır. Bunun yolu da Türkiye’min demokratikleşmesinden ve ülkemizde gerçek demokrasinin kurulmasından geçer. Ülkemiz gerçek demokrasiye  kavuştuğunda ulusal bütünlük sağlanmış olur. Ayrıştırma, ötekileştirme ve dışlama ortadan kalkar. Herkes  barış içinde birarada, mutlu ve erinçli biçimde yaşar. Ayrıcalıksız, kaynaşmış bir toplum biçiminde yaşamak özlemiyle aydınlık bir gelecek dilerim tüm ulusumuza. ”

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?