Çözdüler çözdüler, çözmezlerse az kaldı biz çözeceğiz!

Çözdüler çözdüler, çözmezlerse az kaldı biz çözeceğiz!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Bursa ve Balıkesir’de! Gözlemleri ile Bursa’ya yeni bir soluk getiren köşe yazarımız ilimizin önemli kalemlerinden olan Çağla Şahin ziyaretleri an ve an takip etti. Çağla Şahin; “Selam olsun tüm okuyuculara ve selam olsun tüm güzellikleri hakeden ülkemin güzel yüzlü insanlarına…
Bu hafta sonu oldukça hareketli geçti diyebiliriz.
Cumartesi günü Nilüfer Belediyesinin “Büyük Mübadil Buluşması” kapsamında düzenlediği Rumeli ve Balkan Türklerini bir araya getirdiği organizasyonu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla gerçekleşti.
Rumeli Balkan Türkleri buluşmasına yönelik olsa da bu diyarlardan olmayan birçok Bursalı da oradaydı. Ellerinde bayraklar Görükle’den onca sıcağa rağmen stadyuma yürüyerek gelen birçok insan vardı.
Programa konuşmacı olarak katılan Profesör İlber Ortaylı Lozan antlaşması ve mübadeleyi muhteşem tarih bilgisiyle anlatırken İzmir ve İstanbul’dan gelen Mübadil dernekleri de Balkan şarkıları ve danslarıyla geceye renk kattılar. Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında: Lozan’ı eleştirenler Türkiye’yi bilmiyorlar, cumhuriyeti demokrasiyi sevmiyorlar derken ayrıca güçlü bir Türkiye için hiçbir çocuğun gece aç yatmaması, herkesin eşit olduğu hak hukuk adaletin herkes için olması hayalimdir gerçekleştireceğiz diye de devam etti.
Kılıçdaroğlu programda konuşmasını kısa ve net cümlelerle bitirirken belli ki asıl başlıkları pazar günü Balıkesir’de yapılacak “Milletin Sesi” mitingine bırakmıştı.
İzlenimlerimizi sağlıklı bir şekilde yapabilmek için Balıkesir’e gittiğimiz pazar günü Kuvayi Milliye Meydanı’nda gerçekleşen mitingde ise tam bir insan seline şahit olduk. 100 binin üzerinde katılımın olduğu tahmin edilen mitingde çevre il ve ilçelerin neredeyse tamamı oradaydı. Balıkesir’in ilçe ve köylerinden gelen binlerce vatandaş ise sloganlar eşliğinde desteklerini gösteriyorlardı. Kaldı ki Balıkesir’e 4-5 yıl önce gittiğinizde çok farklı bir profil olduğunu birçoğumuz bilir.
Milletin Sesi mitingi ismine yakışır şekilde şu anda vatandaşın en çok dert yandığı, şikayet ettiği konularla ilgili milleti temsilen vatandaşı kürsüye çıkardı. Öncelikle çocukları üniversiteyi bitirmiş ama iş bulamamış, eskiye göre şimdiki geçim zorluğunu anlatan köylü bir kadınımız kendini ifade etti.
Sonrasında hayvancılık ve tarımla uğraşan Ali Durmaz adında bir çiftçimiz sözü aldı. Ve öyle bir aldı ki yüzbinler alkışladı. Sözlerinde yaptığı gelir gider hesabını kalem kalem anlatırken bir yılda 447 bin lira gelir, 545 bin lira gideri olduğunu ve ayakta kalmaya çalışan üreticinin ya maliyetine ya da maliyetinin altında kazanarak yaşamaya çalıştığını belirtti. Ayrıca verdiği örneklemede;
“Demokrasi insan vücuduna benzer. Nasıl sağlıklı bir bedende kan basıncı vücudun en ücra köşesine adil bir şekilde basınç yapıyorsa sağlıklı tam bir demokrasi de o ülkenin gayri safi milli hasılasını yurdun en ücra köşesine kadar adaletli bir şekilde dağıtır. Dikkat buyurun, eşit demiyorum adaletli bir şekilde diyorum” diye ifade etti. Tabii daha başka örnekler ve bolca alkış tezahürat eşliğinde…
Sonrasında ise tıp fakültesini henüz bitiren genç bir doktorumuz kürsüde yerini alarak doktorların yaşadığı sıkıntılarla ilgili kısa bir konuşma yaptı.
En son söz alan Kemal Kılıçdaroğlu büyük alkışlar ve sloganlarla kürsüye çıktı. Kılıçdaroğlu özellikle kadınlar, gençler, üretici, EYT’liler ve doktorların yaşadığı sıkıntılar üzerine konuştu. Yeri geldi gürledi, yeri geldi gülümsetti. Özellikle yapacaklarını Bay Kemal başlığıyla ifade ederken…
-Meclis açıldığında ilk yapacağımız iş Lozan’ın kabulünü bayram ilan etmektir. Bu teklifi TBMM Genel kuruluna getirirken kimlerin vatansever olup olmadığını, kimlerin milliyetçi olup olmadığını, kimlerin bir karış vatan toprağı için canını verebileceğini hep beraber göreceğiz.
-Kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun vatanını ve bayrağını seven herkesin başımızın üstünde yeri vardır.
-Rüşvet alan büyük elçileri sizlerin takdiriyle iktidar olunca derhal görevden alacağım. Derhal!
-Uyuşturucu baronlarıyla sonuna kadar mücadele edeceğim.
-Gençlerimizin bir köşeye atılmalarını, umutlarını yurt dışında aramalarını içimize sindiremiyoruz. Üniversiteli evlatlarımız işsizse ben bunun hesabını sormak zorundayım.
Baskı kuruyorlar, tazminat davaları açıyorlar geri adım atmam için ama ben asla atmam. Çünkü ben kendim için, çoluk çocuğum için değil milletim için çabalıyorum.
-İktidara geldiğimizde ilk bir hafta içinde çiftçilerimizin bankalardan veya tarım kredi kooperatiflerinden çektikleri kredilerin faizini sıfırlayacağız.
-Hiçbir çiftçinin ektiği ürün, beslediği hayvan için zarar etmesine asla izin vermeyeceğiz.
-Havadan para kazananlara işçi memur vatandaş vergi verirken, vergi vermeden milyonları kazananlara izin vermeyeceğiz.
-Kırsalda çalışan kadın ve gençlerin sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek.
-Emekliler ve EYT’liler hiç merak etmeyin! Çözdüler çözdüler, çözmezlerse az kaldı biz çözeceğiz.
-Emekliye her bayramda en az asgari ücret tutarında ikramiye vereceğiz.
-158 bin taşeron işçi hala kadrosuz çalışıyor. İktidar olduğumuzda göreceksiniz herkes kadrolu çalışacak.
-Aynı işi aynı kurumda yapan fakat farklı ücretlerle çalışan tüm öğretmen ve din görevlilerimize aynı maaş verilecek.
-İktidara geldiğimizde İstanbul sözleşmesini bir hafta içinde yürürlüğe koyacağız.
Pazartesi günü grup başkan vekillerimiz, sağlıkta şiddetin önlenmesi için sağlıkla ilgili bütün STK’ları ve meslek kuruluşlarını sorunu çözmek için davet ettiler. Bir kanun teklifi hazırlandı. Ayrıca bir genel görüşme yapılması için de TBMM olağanüstü toplantıya davet edilecek. Pazartesi günü bu teklifi vereceğiz ve bu işin takipçisi olacağız.
Bir doktora bir hastayı 5 dakika muayene süresi veren sistemin dünyadan haberi yoktur.
-Suriyeli mülteci ve sığınmacı kardeşlerimizi onların can ve mal güvenliğini uluslararası teminatını alarak ülkelerine göndereceğiz. Gerekirse o bölgede çok sayıda Gaziantepli iş adamlarımızın fabrikalarında çalışmalarını da sağlayacağız.
-Üniversite öğrenci yurt sorununu bir yıl içinde çözeceğiz.
-Gençlerimiz düşüncelerini özgürce ifade edecek, bizi eleştirebilecek. O hakkı onlara vereceğiz. Onları baş tacı etmek bizim görevimizdir.
-Biz hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği aile destekleri sigortasını uygulayacağız. Yoksul hiçbir kadını erkeğe mahkum ettirmeyeceğiz. Bankaya gidip parasını alarak evlatlarına bakacak. Hazırlıklar tamam, kanun teklifini verdik. Yoksulun onuru korunacak.
Türkiye zengin bir ülke. Biz kul hakkını yiyenden hesap soracağız ve kimseye yedirmeyeceğiz. Bay Kemal olmak halka hesap vermeyi namuslu bir görev olarak kabul etmektir…
Daha birçok konuya değinen Kılıçdaroğlu akıllarda soru işareti ve beklenti olan tüm meselelere açıklık getirdi konuşmasında diyebiliriz. Kalabalık kadar Kılıçdaroğlu da oldukça coşkulu ve motivasyonu da çok iyiydi. Tabii ki katılımın yüksek olması, alkışlar ve sloganlar da bunu iyice perçinliyordu.
Dileğimiz; vatanımız, bayrağımız, insanlarımız için en vicdanlı, en adil, en vatansever kimse onlara çıksın yolumuz…”

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

1 Yorum

  1. 2002 öncesi CHP zihniyetinden olan dsp ve MHP ülkeyi yönetiyordu ve güzel ülkemizi batırıp enkaza çevirdi.
    2002 sonrası ise AKP tek başına iktidar oldu, kötüye gidince yine dsp gibi MHP ile ortak oldu ve maalesef ülkeyi yine batırdılar, tarih tekerrür etti.
    O yüzden tekrar CHP zihniyetinden medet ummak son derece aptalca bir şey, çünkü denenmiş olan bir daha denemez.
    Bu nedenle ülkemizin ihtiyacı olan yönetim yeniden milli görüştür, Yeniden refah partisidir inşallah

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?