Günlerdir kamuoyunun gündeminde emeklinin bayram ikramiyeleri. İki yıl önce verilmesine başlanan ikramiyeler, onca enflasyon artışına, onca zamma karşın yerinde sayıyor. Muhalefet partileri ve emekli dernekleri birtakım rakamlar önerse de iktidar kanadından ses çıkmıyor.
Resmi makamların açıklamalarına göre %61 olan enflasyon oranı, çarşıda, pazarda, manavda, markette, kasapta % 140′ lara ulaşmış durumda. Fiyatlar uçuşa geçmiş, emeklinin alım gücü dibe vurmuştur. Emekliler, daha ucuz ekmek alabilmek için yağmur altında ve soğuk havalarda kuyruklarda beklemeye mahkum edilmiştir. Daha ucuz meyve , sebze alabilmek için akşam karanlığını , fiyatların ucuzlamasını bekler duruma gelmiştir. Kasaba uğrayamaz , et alamaz olmuştur. Kilo ile aldığı sebze ve meyveleri tane ile alır olmuş. Konu ikramiye olunca ,iktidar dilini yutmuş.
Emekli, bayram yaklaşırken kara kara düşünmeye başlamış. Elini öpmeye gelecek olan oğluna, kızına, gelinine, damadına ne ikram edecek? Boynuna sarılan , kucağına atlayan torununa nasıl harçlık verecek? Onların yüzüne nasıl bakacak? Oysa nasıl da isterdi sofraları donatmayı, torunlarını sevindirmeyi. Bu denli sevinci, bu denli mutluluğu çok gördüler emekliye.
Emeklilere bu kadarcık mutluluğu çok görenler, geçilmeyen köprülere, kullanılmayan havaalanlarına, uçulmayan uçaklara milyonları saçmaktan çekinmediler. Beş yıldızlı , yedi yıldızlı otellerde binlerce yandaşı iftar sofralarında ağırladılar. Paralarını dövize yatıranlara, yandaşlara gelince para çok, emekliye gelince para yok.
Emekliler, bu ülkenin yüz akıdır, en yüce varlığıdır. Gençliğini, yaşamını bu ülke için harcamıştır. Emekli, ülkenin çocuklarını eğitmek için gecesini gündüzüne katan öğretmendir. Emekli, halkın sağlığını korumak için çabalarken kendi sağlığını hiçe sayan doktordur, hemşiredir. Emekli, ülkenin sınırlarını koruyan asker, halkın can güvenliğini sağlayan polistir. Emekli, yiyeceğimizi üreten köylü, rahatımız için makineler üreten işçidir. Memurdur, bürokrattır, gazetecidir, ordu komutanıdır, büyük elçidir. Sizleri bu makamlara getiren onlardır.
Her birinin mesleği farklı olsa da amaçları birdir: Bu ülkeye , bu ülkenin insanına hizmet etmektir. Bunun için çalışmış, çabalamıştır. Azla yetinmiş, kıt kanaat geçinmiş ama asla çalmamış, çaldırmamıştır. Haram paraya el uzatmamıştır.
Ülkesine yıllarca hizmet etmiş bu onurlu insanlara uygun görülen davranış bu mudur? Üstelik kimin parasını kime veriyorsunuz? Vermeye kıyamadığınız paralar, emeklinin kendi parasıdır. Göreve başladığı günden itibaren daha eline geçmeden aylığından kesilen vergilerdir, emekli kesenekleridir. Çalıştığı süre boyunca sorgusuzca elinden aldığınız, kullandığınız paralardır. Şimdi kendi parasını istemektedir.
Emekli ” yaşı yetmiş, işi bitmiş” değildir. Emekli hakkını aramasını da bilir, hesap sormasını da. Emeklisini düşünmeyen, ele güne muhtaç eden , yakınlarına karşı yüzünü eğdirenlerden günü ve zamanı geldiğinde hesabını soracaktır.
Emekliler, birleşin. Değerinizi bilmeyenlerden sandıkta hesap sorun. Emekli , toplumun saygıdeğer insanıdır. Yıllarca emek verdiniz, emeklerinizin karşılığını istemek en doğal hakkınızdır.
Tüm emeklilerimize sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşam dilerim.