BİR ÇOCUK KÜRSÜYE NİÇİN ÇIKAR?

BİR ÇOCUK KÜRSÜYE NİÇİN ÇIKAR?

Yıllarca öğretmenlik yaptım. Eğitimin değişik kademelerinde görev yaptım. Görevim sırasında pek çok anma ve kutlama etkinliğinde bulundum.

Okulların açılış gününden başlayarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 10 Kasım Atatürk’ü Anma, 24 Kasım Öğretmenler Günü, 18 Mart Çanakkale Şehitleri’ni Anma, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı gibi çok sayıda etkinlik düzenledik.

Her etkinlikte yüzlerce çocuğumuzu ve gencimizi kürsüye çıkardık. Kimine sunuculuk görevi verdik, kimine şiir okuttuk, kimine konuşma yaptırdık. Kürsüye çıkacak olanları arkadaşlarımla birlikte belirledik. Peki bunları niçin, hangi amaçla yaptık? Neyi amaçladık?

Bir çocuk ya da genç kürsüye niçin çıkar?
Bir çocuk kürsüye çıkıp şiir okuyorsa; sevgiyi dillendirir. Yüreğindeki sevgiyi , arkadaşlarıyla paylaşır. İçindeki sevgiyi sözcüklere döker, kendisini izleyenlere yansıtır. Dağa taşa vurur sevgisini. İçinde kötülük yoktur, nefret yoktur, kızgınlık yoktur. Büyüklerini sever, arkadaşlarını sever, çiçekleri sever. İçinde büyütür sevgiyi.

Bir çocuk kürsüye çıkıp marş okuyorsa; yurduna, bayrağına, Ata’sına olan bağlılığını anlatır! Avazı çıktığınca haykırır! ” Sana bağlıyız ta derinden, çünkü yurdumuzu sen kurtardın !” diye büyük kurtarıcıya seslenir. ” Ey göklerin kızıl ve beyaz süsü!’ diye sesini yükseltiyorsa bağımsızlığımızın simgesi bayrağımıza sahip çıktığını gösterir. O anda özgürlük yanlısıdır, bağımsızlık yanlısıdır o çocuk.

Bir çocuk kürsüye çıkıp şarkı söylüyorsa; sevincini belli eder. Neşesini, coşkusunu seslendirir. Sevincini paylaşmak ister arkadaşlarıyla, kendisini sevenlerle. Bir yandan şarkı söyler, öte yandan dans ederek şarkıya eşlik eder. Bırakın şarkı söylesinler, dans etsin çocuklar. Engellemeyin şarkılarını.

Yaşıtlarıyla oyun oynar çocuklar. Oynaya oynaya büyürler, oynaya oynaya öğrenirler. Birlikte şarkı söylemekten , el ele dans etmekten mutlu olurlar. Dilleri, dinleri, renkleri, ırkları ne olursa olsun barıştan yanadırlar.

Bir çocuk kürsüye çıkıp nefret kusuyorsa; dedesi yaşındakilere hakaret ediyorsa , bu çocuk davranışı değildir. Bu, sizin suçunuzdur, bu sizin “hiç” olduğunuzu gösterir! Çünkü çocuklar, büyüklerini izler, onları kendine örnek alır ve sonunda onlara benzer.

Çekin çocukların üzerinden ellerinizi!!!! Sevgi dolu, barış içinde bir dünya bırakalım çocuklara. Nefret dili yerine sevgi dilini kullanalım. Sevgiyle kucaklayalım birbirimizi.
Yaşamak , sevgiyle başlar; sevgisizlikle biter.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?