İlkçağlardan bu yana insanlar sanatla iç içe olmuştur. Yaşadıklarını, gördüklerini , duyumsadıklarını şiirle anlatmışlar, mağaralara çizmişler, yontularla görselleştirmiş, müzikle sese dökmüşlerdir. Günümüze dek uzanan sanatların kaynağı ilkçağlara uzanır.

Peki sanat nedir? Herkese göre farklı tamımı olabilir.

Bir güzelliğin, bir tasarımın , anlatılmasında kullanılan yöntemlerin tümüdür sanat. Yaratıcılıktır, üretkenliktir. Güzelliktir , paylaşımcılıktır. Emektir, geçeridir. Karşındaki insana , meslektaşına saygı duymaktır.

Sanatçı kimdir? Kime denir?

Bir düşünceyi en iyi biçimde anlatan, bir görselliği en güzel biçimde yansıtan kişiye de sanatçı denir.

Günümüzde pek çok kişiye sanatçı deniyor. Tanınmış insanlar , sanatçı diye anılıyor.

Gerçekte sanatçı kimdir?

Antalya Altın Portakal film festivalinin ödül töreni. Yılın en iyi kadın ödülünü kazanmış Nihal YALÇIN, ödülünü almak üzere sahnede. Oynadığı rol, beğenilmiş, başarılı bulunmuş. Ödüle değer görülmüş.

Ödülünü kendisine verecek kişi ” Taş fırın erkeği ” olarak kendini tanıtan Tamer KARADAĞLI.” Çocuklar duymasın” adlı bir TV dizisiyle adını duyurmuş. Başka da hiçbir çalışması, oyunu yok.

Ödül kazanmış kişi Nihal YALÇIN, ödülünü almadan konuşmaya başlıyor. Kadın haklarından , insan haklarından söz ediyor. İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yaşama geçirilmesini, kadınların bu sözleşme ile güvence altına alınacağını anlatıyor. İşte tam bu sırada Taşfırın erkeği devreye giriyor. Belli ki konuşmacıya tahammül edemiyor. Belli ki bir yerlere yaranmak istiyor. Ödül sahibi Nihal YALÇIN’a hemen ödülü uzatıyor. Nihal YALÇIN, ” Sus mu demek istiyorsun? ” diyerek konuşmayı sonlandırıyor.

Bir yanda oynadığı oyunun hakkını verdiği için ödüle değer görülmüş bir sanatçı. Bir kadın. Kadın ve insan hakları savunucusu. Öte yanda bir kadının sözünü kesen, oynadığı dizideki gibi Taşfırın erkekliğine soyunmuş , kabadayı bir adam.

Sizce hangisi sanatçı? Ödüllü, üretken, yaratıcı Nihal YALÇIN mı? Yoksa bir yerlere yaranmak isteyen, hiçbir başarısı olmayan Tamer KARADAĞLI mı?

Sanatçı, toplumun önünde giden, topluma yol gösteren, gereğinde eleştiri ve özeleştiri yapabilen kişidir. Birilerine , bir yerlere şirin görünmek isteyen değildir.