Camilerde çok söylenen meşhur sözdür; “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü. Camiye gelen iman sahiplerine, şükür, sabır, hak, hukuk, adalet, hatta ısrarla helalleşmek telkin edilir. Bunlar dillenir, isteyen uyar isteyen uymaz. Cami imamlarından, kamu çalışanlarının 5-7-9-11 maaş almasının, dinle imanla, insanlıkla ilgisinin olmadığını, üzerine basa basa söylemek şöyle dursun dillerinin ucuyla bile söylediklerini hiç duyamadım.

Diyanet işleri başkanının milyonlar değerindeki lüks makam arabasına binerek mesai saatlerini değilde çift korumayla 7-24 görev başında olması..! Hangi dini kılıfa uygun bilen var mı? Bunu dile getirecek cesur bir siyasi ya da cami görevlisi, gazeteci beden bulunmaz. Merakımdan soruyorum. Acaba Diyanet işleri başkanı da huzur hakkı alıyor mu? Peygamberlerin, yaptığının karşılığını Allah’tan alacaklarını bize bildiren Kuranı Kerimin ayetleri, Diyanet işleri başkanını belli ki bağlamıyor.! Güzel ülkemde, haksızlık karşısında susmayan insanların sayısının arttığı zaman birileri mutlaka rahatsız olacaktır.

Yoksa “Benim yolsuzum, yoksulum, çulsuzum, malı götürenim, ahlaksızım, hırsızım, katilim iyidir” demeye devam edecekler. Lafa gelince yetim hakkını, ahlakı, adaleti dillerinden düşürmeyenler neden sessizlik denizinde kayboluverirler?!

İnancımıza göre mahşerde bize hangi partiye oy verdiğimiz sorulmayacak. Haksızlıklar karşısında , Aldığımız ve almadığımız tavırların, hesabı sorulacak. Karınca gibi tarafımızı belirlemekte mecburuz.

Bu ülkede toprağın altında öyle yatanlar var ki. Belki de;

Allah onların hatırına bu ülkeyi sahipsiz bırakmıyor. Haksızlık karşısında susmayanlara selam olsun.