Yazarımız geçmiş dönem Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan Erdem Saker’in müsilaj ile ilgili değerlendirmesini gazetemiz için paylaştı.
Ali Yazır; “Bilmeyen arkadaşlarımız için ufak bir bilgilendirme yapalım:
Marmara Denizi sakat bir çocuktur! Çünkü babası Karadeniz (suyu soğuk, minareli yüksek), annesi Akdeniz (suyu sıcak, tuzu yüksek) bu yüzden Akdeniz’den gelen su yaklaşık olarak 20/25 metre derinlikten Marmara’ya girer. Karadeniz ise 10/15 metre derinlikten girer. Bilmeyenler için şöyle açıklıyalım: iki deniz suyu birbiri ile karışmazlar.
Marmara’nın üst yüzeyindeki su ise akarsulardan gelen sulardır ki bunlar asıl Marmara Denizini oluşturur.
Buraya kadar anlamışsınızdır umarım.
Şimdi Marmara çevresinde yaşayan yaklaşık 30 milyon kişi en az 2 şer defa tuvalete girip sifonu çekerler. Bu pislik nereye gider? Önce kanalizasyona, oradan da Katı Atık Arıtma Tesisine gider. Burada arıtılır; ne arıtılır? Katı olduğuna göre kaka arıtılır ve sıvı halinde suyun 15 metre altına derin deniz deşarjı yapılır. Yani bizim pis suyumuz Karadenize yollanır. Neden? Çünkü Karadeniz derin ve soğuktur. Buradaki güçlü minareller bu pisliği zamanla yok eder. Bu kanalizyon içindir, bunu da cebinize koyun.
Şimdi geçelim diğer soruna… Marmara Denizimizin Büyükada açıklarında büyük bir çukurumuz vardı. Bu çukur derinde olduğu için içerisindeki su Akdenizin sıcak suyu idi. Peki biz ne yaptık? Marmaray yaptık! O güzargahtan aldığımız çamuru bu çukura doldurduk. Yetmedi, Avrasya tüneli yaptık! Oradan aldığımız çamuru da bu çukura boşalttık! Yetmedi, Yenikapı miting alanı yaptık! Oradan gelen çamuru nereye attık? Büyükada çukuruna! Yetmedi, Galataport’tan gelen çamuru da oraya attık! Böylece bu çukur tamamen yok oldu!
Hal böyle olunca Akdeniz’in suyu nereye gitti? Yukarı doğru çıktı! Bu da Karadenizden gelen suyu yukarı itti!
Ne demiştik? Karadeniz’e giden pislik Karadeniz’in suyu soğuk ve minerali çok olduğu için pisliği zamanla yok ediyordu ama su yükseldiği için bizim pis suyumuz tekrar Akdeniz’e döndü.
Ama yüksek
Çanakkale akıntısı orada duvar olduğu için bu pis su geri dönerek baskılana baskılana Marmara Denizinin dibine çöktü bunu da cebimize koyalım. Bu saydıklarımız Marmara Denizinin üzerinde korkunç bir baskıya neden oldu ama bu da yetmedi! Tekirdağ’dan başlayarak sanayi atıkları yüzünden zehir akan Ergene Çayını kurtarmak adına yapılan projede arıtmadan geçen su sizce nereye yönlendirildi? Tabii ki Marmara Denizi’ne…
Bu zehirli sular Karadeniz’e gidecekti ama yukarda belirttiğim sebepler ile bu zehirli su da Akdeniz’e yöneldi ve yine Çanakkale Boğazındaki akıntı duvarına çarparak Marmara’ya geri döndü.
Bu Ergene Çayı projesi Kasım ayında hayata geçti ve 10 gün sonra Marmara Denizinde ‘musilaj’ (deniz salyası) oluşmaya başladı.
Havalar ısınmaya başlayınca Akdeniz suyu da ısınmaya başladı. Bir de üstüne küresel ısınmadan dolayı Akdeniz rekor kırarak 2,5 derece birden ısınınca Marmara denizindeki su sıcaklığı çok fazla arttı
Sıcaklık, Fosfor , azot ve güneş bir araya gelince bu musilaj çok hızlı çoğalmaya başladı ve artık maalesef önüne geçilemez bir hal aldı Marmara Denizi’ndeki yaşam bir yıl içinde son bulacak ve Marmara da Maalesef çok ağır bir koku oluşacak ve buralar dayanılmaz olacak… Elbette temizlenebilir ama bu bir süre alacak. Yaklaşık olarak 2/3 sene ondan sonra yeniden hayat başlayabilir bu konu çok nettir ve kesindir. Bunun olmaması için bir mucize gerekmektedir. İşimiz maalesef dualara kaldı. Erdem Saker, yirmi yıl boyunca DSİ bölge müdürü idi. 1994 -1999 arası Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı idi.” dedi.