Efendimiz olmaya hazır binlercesi sarmış etrafımızı.
Bir yere gelmek, makamda yükselmek için her yönü ile güçlü bir arka mı bulmalıyım?
Her yere dolanan sarmaşık misali kan emici gibi asalaklaşmalı mıyım? Yaradılışıma, inancıma zıt şeyleri mi yapmalıyım?
Sayıları çoğalan sonradan görmelerin önünde ceket ilikleyip yalakalık mı ya da şaklabanlık mı yapmalıyım?
Ya da;
Hakkı haketmek uğruna divane gibi kafa yorup, dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
Yoksa şöhretin peşini bırakıp kendimi, evrenin harika işleyen sisteminin akışına mı bırakmalıyım? Hakikat yolundaki çileli yolculuktan vazgeçip boyun mu eğmeli kadere? Ha belki de bu karamsarlığım, acıları içimde öldüremediğimdendir!
Dünyaya kendimce bakmak,
aklıma geleni yapmak!?
Bazen de şairane bir eda ile kalemime sarılmak isterim.
Zenginlik, mal, mülk, para makam düşünmek yerine başarıyı alnımın teriyle elde edebilmek isterim.
Hayatta asalak olmadım olamam.
Varsın olmasın şanım şöhretim param pulum makamım.
Bak yine başardım
Çok yazarak hiç bir şeyi anlatamamayı !
O nedenle ben;
Düşünmeyi , düşünmek için seviyorum. Kendime soruyorum.
Sahi başka ne yapmak gerek?