“Bursa’da okulların açılması pek mümkün değil” Covit-19 salgınının bütün hızıyla devam ettiği Türkiye’de okulların 31 Ağustos’ta hangi şartlarda ve nasıl açılacağı tartışılırken Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona’dan çarpıcı açıklamalar geldi. Rona, öğrenciden servis çalışanına kadar herkesin covit-19 testinden geçirilmesini istedi. Sağlık Bakanlığı okulların açılma sürecinde salgın kapsamında alınması gereken tedbirleri madde madde açıklamış; Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da pandemi sürecinde eğitim sisteminin nasıl işleyeceğine yönelik 4 senaryo üzerinde çalıştıklarını kamuoyuyla paylaşmıştı. Ancak her iki bakanlığın değerlendirmeleri eğitim camiasını rahatlatmadı. 2020-2021 eğitim yılı için yüz yüze eğitim başta olmak üzere birçok senaryo tartışılırken, Eğitim- İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı tedbirler dikkate alındığında eğitimlerin Bursa’da yapılamayacağını söyledi.
Alınacak tedbirler arasında en çok tartışılan metrekareye düşecek öğrenci sayısı. Devlet okullarında mevcut alanların yetersiz kaldığını söyleyen Rona, Bursa’daki derslik ihtiyacını işaret etti ve “Sağlık Bakanlığı, sınıflarda öğrenciler arası mesafeyi 1 metre olarak öngörüyor ancak okulun genel birimleri arasında her bir öğrenciye 4 metre kare alan düşecek şekilde bir planlama yapılması gerektiğini söylüyor. Şayet sınıfta dahil ise, bugünkü koşullarda sınıf metrekarelerinin ortalamalarına baktığımızda her bir sınıfa 7-8 öğrenci düşer öğretmenle birlikte. 40-45 kişilik sınıflarda bunu değerlendirirsek, sınıfları en az 6-7 parçaya ayırmak gerekir. Bu koşullar altında Milli Eğitim Bakanlığı’nın elinin altında yeterli derslik yok. Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği 4 metrekarelik alanlar ölçüleri ile 1 metrelik mesafe ölçülerinde okulları açma şansının olmadığını biliyoruz okul ve derslik açısından. Bursa derslik ihtiyacı en çok olan illerden birisi ve son derem nedeniyle yıkılan ve yapılmayan okullarında ortaya çıkarttığı derslik ihtiyaçlarını da dahil ederek değerlendirecek olursak, 4 metrekarelik alanı ve 1 metrelik sosyal mesafeyi Bursa’nın 31 ağustosta sağlama ihtimalinin hiç olmadığını görüyoruz.” dedi.
“ÖĞRENCİ KUYRUKLARI ÖTEKİ MAHALLEYE ULAŞACAK”
Rona, okullarda sosyal mesafe kadar maske ve dezenfektan temininin de sorun oluşturacağını savundu. Rona ; “Bütün bu koşullar sağlandığında geriye kalan önlemler arasında bir de maske var. Her gün 20, 40 milyon maske. Uzaktan ateş ölçerler. Bir anda okula 500 öğrenciyi aldığınızı düşünün. Alışveriş merkezlerinin önünde ateş ölçeme kuyrukları gibi mahallenin öteki ucuna kadar öğrenci kuyrukları oluşacak. Bunun önüne geçmek için her okula bir den fazla ateş ölçer olması gerekecek. Yine sensörlü dezenfektanlar, okul lavaboları, tırabzanların temizliği, sıralar masalar gibi geniş alanlar ve bu alanları temizleyecek yardımcı personeller. Bütün bunları bir araya getirirsek. Zaten ciddi anlamda yardımcı personel ihtiyacı varken, bunun birkaç daha arttırılması da ayrı bir yük getirecek velilere. Ciddi anlamda tedbir almak gerekiyor. Şayet Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilerin, öğretmenlerin ve toplumun genelinin buradan hareketle sağlık güvenliğini sağlayamayacaksa kaldı ki, yakın zamanda yapılmış olan genel merkezi sınavlarda alınan tedbirleri gördük. Bu anlamda okulların açılması toplum sağlığı için büyük bir risk oluşturacak.”
“HERKESE COVİT-19 TESTİ YAPILMALI, VELİ DEĞİL DEVLET TAAHHÜTTE BULUNMALI”
Velilere ‘taahhütname imzalatılacak’ iddialarını da değerlendiren Eğitim- İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, “Veli çocuğunu hasta olmadığını nasıl taahhüt eder onu bilemedik. Testlerde bile yanılma payı varken. Kaldı ki, okula gönderse bile veliye nasıl bir yaptırım uygulanacak? Bunlar açıklanmamış. Olayın karanlıkta kalan bölümleri bizce de çok önemli velilerden neden taahhüt alıyorsunuz? Yaygın bir testle okula gidecek bütün çocukları eğitim ve öğretim faaliyetinde bulunacak öğretmenler, okul yöneticilerini, yardımcı personelleri, kantincileri hatta servis araçlarını kullanacak kişilere testten geçirirsiniz, hasta olanları ayırır kalanlarla da kontrollü bir şekilde eğitime başlarsınız. Bizce aslında 31 Ağustos’ta veliler değil devlet öğrenciye, öğretmene, veliye taahhütte bulunması lazım. ‘Ben gerekli koşulları sağladım’ diye. Veliden taahhüt beklememeliler.” dedi.