PAYLAŞMANIN GÜZELLİĞİ BİRLİKTE BAŞARMANIN YÜCELİĞİ

PAYLAŞMANIN GÜZELLİĞİ BİRLİKTE BAŞARMANIN YÜCELİĞİ

Birlik olmak, birlikte başarmak , en güzel erdemdir. Birlikte başarmanın mutluluğunu bir kez tartın mı, bu tadı asla unutamazsın. Bunun en güzel adi da İMECE’ dır. Halkımızın en güzel geleneğidir. Birlikte başarmanın , İMECE’ nin en güzel örneği de Ulusal Kurtuluş Savaşı ‘mızdır. Iktidar olmak, karanlıkları aydınlık yapmak için birlik olmak, birlikte olmak gerekir.

Dostların sayısını çoğaltmak, rakiplerin sayısını azaltmaktır. Bu düşüncemi bir örnekle desteklemek isterim: Bir gün bir gezginin yolu bir köye düştü. Gezginin geldiğini gören tüm köylüler kendilerini evlerine kapatıp, kapılarını ve pencerelerini kilitlediler. Gezgin, “niçin hepiniz benden korkuyorsunuz” diye sordu. Ben kendi halinde bir gezginim, sadece gece kalmak için yumuşak bir yer ve yemek için sıcak bir yer arıyorum.

Köylüler “burada bir lokma bile yiyecek yok, çocuklarımız zayıf ve aç. Yolunuza devam edin” diye seslendi saklandıkları yerden. Ah, ama ihtiyacım olan her şeye sahibim” dedi Gezgin. “Aslında, sizlerle paylaşmak için biraz taş çorbası yapmayı düşünüyordum.” Pelerininden demir bir kazan çıkardı, suyla doldurdu ve altına bir ateş yakmaya başladı köy meydanında. Sonra büyük bir törenle ipeksi bir çantadan sıradan görünümlü bir taş çıkardı ve suya bıraktı.

Yemek söylentisini duyan köylüler merakla evlerinden gezgini izlemeye başladılar. Gezginin “suyu” koklaması ve yapacağı lezzetli taş çorbasının beklentisiyle dudaklarını yalaması onları iyice meraklandırdı. Korkularının üstesinden gelip yavaş yavaş evlerinden çıktılar. “Ahh,” dedi yabancı, oldukça yüksek sesle, “Lezzetli bir taş çorbasını çok severim. Tabii ki, lahanalı taş çorbası, ayrı bir güzel olur ama bulmak zor” dedi.

Köylülerden biri tereddütle de olsa evinden getirdiği küçük bir lahanayı gezgine verdi. Gezgin çorbayı karıştırmaya devam etti. Derken çorbayı tattı “Olağanüstü!!” dedi sonra da “biliyormusun, bir zamanlar ben de lahana ve biraz dana bifteği ile taş çorbası vardı ve krallara layık bir yemek olmuştu” Köy kasabı bir miktar et bulmayı başardı. Bu durum patatesler, soğanlar, havuçlar, mantarlar vb. ile devam etti. Ta ki köy meydanında herkese yetecek nefis lezzette bir çorba olana kadar.

Herkes çorbanın hayatlarında içtikleri en güzel çorba olduğu konusunda hem fikirdi. Herkes çorbasını içtikten sonra, Gezgin çorba yaparken kullandığı taşı itinayla çıkardı. Güzelce temizledi ve tekrar ipeksi özel çantasına koyup kaldırdı. Köyün en yaşlısı, gezgine çorbada kullandığı taş için büyük miktarda para teklif etti, ama gezgin kabul etmedi. Ve ertesi gün köyden ayrıldı. Giderken, yolun kenarında duran bir grup köy çocuğuna rastladı. En küçük çocuğa, içinde çorbada kullandığı taş olan ipeksi çantayı verip, gruba fısıldadı “çorbanın o kadar güzel olmasının nedeni taş değildi, ellerindekini paylaşan köylülerdi” dedi ve yoluna devam edip gitti.

Birlikte çalışıldığında, herkes ellerinden geldiğince katkıda bulunduğunda, herkes için daha büyük fayda elde edilir. Köylüleri harekete geçiren meraktı. Gezgine güvenmeleri ve bu güvenle ellerinden geldiğince paylaşımda bulunmalarıydı, onları hayatları boyunca içtikleri en güzel çorbaya ulaştıran. Belki de farklı zamanlarda yaşasak da öyküdeki köylülerden pek de farklı değilizdir. Elinde gizemli taşı ile bir gezginin ortaya çıkmasını beklemeden korkularımızı dizginleyip, her birimizin kazanacağı çözümleri gözden geçirmemiz lazım. Hala vakit varken… Karanlığa küfretmektense bir mum da sen yak. Aydınlığa ortak ol.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?