HAYAT EVE SIĞAR MI?

HAYAT EVE SIĞAR MI?

Gözle görünemeyecek denli bir düşman geldi ülkemizden içeri girdi. Adına Corona dendi, Covid 19 denildi .Bu amansız düşman bizleri evlerimize hapsetti. Özgürlüklerimiz kısıtlandı. Yasaklar, kısıtlamalar önce 65 yaş üstü insanlara uygulandı.

Fiziksel olarak belki yaşlı ama düşünsel olarak, mücadele azmi olarak genç olan bu insanlar, evlere kapatılınca salgının önleneceği sanıldı. Hemen bir slogan geliştirildi.. “Evde Kal Türkiye’m!” Ardından işyerleri kapatıldı. Fabrikalar, lokantalar, bakkallar, berberler,kuaförler, kafeler , AVM’ler kapatıldı. İşverenler, işçileri kapının önüne koydular.

Kimilerini ücretsiz izne çıkardılar. Esnaf kepenk indirdi. Bu kez geçim sıkıntısı baş gösterdi. İşlerine, işyerlerine gidemeyen işçiler, İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun önüne gittiler. Bağış almak için Kaymakamlıkların , Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakıflarının(SYDV) önlerinde kuyruklar oluşturdular.

Yığınların, kitlelerin işsiz kalmaları, açlıkla burun buruna gelmeleri üzerine bu kez slogan yön değiştirdi: “Biz Bize Yeteriz” Yasaklar, kısıtlamalar yetmedi. Bu kez 20 yaş altına getirildi yasaklama. Sonra 31 ilde sokağa çıkma yasağı uygulaması başlatıldı. Kentler arası gidiş gelişler yasaklandı.

Mehter Takımının yürüyüşüne benzedi bu uygulamalar: ” İki ileri bir geri.” Dört gün yasak , üç gün dışarı çıkma özgürlüğü. Bir gün 65 yaş üstü gençlere özgürlük, öbür gün çocuklara, bir sonraki gün gençlere. İnsanlar şaşkına döndü. Hangi gün, hangi saatlerde sokağa çıkacaklarını şaşırdılar.

Bu arada Corona, hız kesmiyordu. Yayılmayı, can almayı sürdürüyordu. Önlemlerin sürmesi gerekiyordu. Bu kez sloganın adı değişti: “Hayat Eve Sığar” Yaşam, eve sığmadı. İnsanlar, salgından ölmezlerse açlıktan ölebilirdi. Köylülerin tarlalarina gitmesi, ekim dikim yapması gerekiyordu. Üretim gerçeği ile karşılaşıldı. Köylüler, tarlalarina gidemezse, sebze, meyve, tahıl üretilmezse bu halk, bu ulus , ne yiyip ne ne içecekti?

Köylünün tarlasına gitmesine izin verildi. Yaşam, eve sığmadı. Dükkanını açamayan, kepengini indiremeyen esnaf , geçim kaygısına düştü. İşine gidemeyen işçi, açlıkla sınava çekildi. İşyerini açamayan işveren, işçisinin ücretini ödeyemez oldu. Ülke ekonomisi krizle başbaşa kaldı.

İşverenler, fabrikalarını, esnaf dükkanlarını, AVM’ler kapılarını açtı. Yaşam, eve sığmadı Türkiye’m. Çay biçme zamanı gelmişti. Çay üreticileri, çayın toplanması zamanının geldiğini söylediler. İstek, yerindeydi. Çay toplanmalıydı .Çay üreticilerine de izin verildi. Sırada Turizm sektörü var. Onlar da sahillere çıkılma zamanının geldiğini ısrarla vurguluyorlar.

Yakında deniz kıyılarına da izin çıkacağını umuyorum. İnsanın en doğal gereksinimi olan beslenme, evlerin kapısını zorladı. İnsanlar, evlere sığmadı. Kendilerini sokaklara attılar. Yaşam, eve sığar mı? Sığmaz elbet. Sığmadı da zaten. İnsan, düşünen, hayal eden varlık.

Evin içinde kalsa da radyo ile, TV ile, telefon ile dünyaya açılıyor. Dünyada olup bitenleri görüyor, yaşıyor. İnternet erişimi ile dünyanın her köşesiyle iletişime geçiyor. Uzak ülkelerde yaşayanlar, çalışanlar, okuyanlar var. Bu kişiler, evlerinde kalamaçlar. Çalışmak, okumak zorundalar. Bu nedenle yaşam eve sığmaz. Yaşam, eve sığmaz. Biz Bize yetemeyiz. Corona ile mücadele etmek, aşı üretmek için tüm bilim insanları el ele vermek zorunda.

El birliği ve iş birliği yapmak zorunluluk. Elektriği, petrolü, doğalgazı dış ülkelerden alıyoruz. Bunları alamadığımızda neler olacağını düşünmek bile istemeyiz. Dünden bugüne yeni bir sözcük, yeni bir kavramla tanıştık. Svam . Para takası, para değişimi yapmak zorunda kaldık.

Dolar bulamazsak yandı gülüm keten helva. “Hayat Eve Sığar” ; Biz Bize Yeteriz!” Sloganları; içimize kapanmak, dünya ile ilişkimizi koparmak anlamını taşımaktadır bence. Bu üretilen sloganlar, salt sağlık amaçlı değildir. Sağlığımızı düşündükleri, bizi korumak istedikleri için değildir. Bunları doğru okumak gerekir. İyi okumalar dilerim.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?