10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı’nın “bayram” olmaktan çıktığı bir dönemde, basın emekçileriyle paylaşabileceğimiz tek şey umut ve dayanışma.

Hep “toplumun aynası” dediğimiz basına baktığımızda; ekonomik krizi, işsizliği ve demokrasiyle bağdaşmayacak uygulamaları görüyoruz. Aynada gördüklerimiz ve ülkenin tamamında gördüğümüz gerçekler ne yazık ki umut vermiyor.

Basın 59 yıl önce bayram olarak kutladığı bugünü “dayanışma günü”ne çevirmişse bunun ardındaki yakıcı gerçekleri görmemezlikten gelemeyiz.

Basın sektöründe işsizlik çığ gibi büyüyor, bugün bırakın bayram kutlamayı sadece “çalışan gazeteci” olmak bile zor elde edilen bir durum… Çalışma koşulları her geçen gün kötüleşiyor. Oysa 10 Ocak tarihinin çok anlamlı bir geçmişi var… Hatırlayalım…

59 yıl önce 10 Ocak’ta basın emekçilerine önemli haklar kazandıran ve çalışma koşullarını iyileştiren 212 sayılı yasa yürürlüğe girdiğinde, 9 gazete patronu 3 gün boykot kararı alıp gazetelerini çıkarmamıştı. Haklarına sahip çıkan basın emekçileri ise boykot süresince çalışıp kendileri 3 gün boyunca “Basın” adını verdikleri bir gazete çıkardılar. İşte bu dayanışma ve bu sağlam duruşun yarattığı toplumsal hava, gazete sahiplerinin direnişini kırdı ve 212 sayılı yasa böylece yürürlüğe girdi. Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıktı.

Ancak geçen 59 yılda ülkedeki demokrasi ortamının aldığı yaralar elbette basın sektöründen de çok şey götürdü ve ne yazık ki bayramların yerini dayanışma günleri aldı.

Bugün ülkemiz, emeğin, demokrasinin ve fikir özgürlüğünün büyük baskılar altında kaldığı bir dönemden geçerken, 10 Ocak’ları “bayram” yapan o “dayanışmanın gücünü” hatırlamak gerek.

Dayanışma varsa, umut da her zaman var olacak.

Basın emekçileriyle her zaman dayanışma içinde olacağımızı belirtir, 10 Ocak’ların yeniden “bayram” olacağı günleri de hep birlikte kutlamayı dilerim…

Sevgi ve saygıyla…

Turgay Erdem

Nilüfer Belediye Başkanı