Türkiye’nin tarım sorunları TBMM’inde. Bursa’yı yakından ilgilendiren tarımsal sorunlar hakkında yaptığı gözlemleri meclise taşıyan CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan, Gıda, Hayvancılık ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin de TBMM’de bulunduğu oturumda gündem alarak cevaplandırılması gereken soruları sordu. Özkan; “Ülkemiz tarımsal ürün olarak ürettiğinin 12 katını neredeyse ithal ederek tüketiyor. Bursa Ovaları ise tarımsal çeşitliliği çok fazla olmasına rağmen, kontrolsüz büyüyen sanayi ve çevre sorunları nedeniyle ekilebilir dikilebilir rezervi yüzde 40 oranında düştü. Tüm bunları da dikkate alarak sayın Bakan Pakdemir’e bazı sorunları da iletmek istedim. Misal Bursa’da şuanda zeytin dalından toplanamıyor, neden en büyük çiftçi birliği olan Marmara Birlik zeytini bekletecek havuzlardaki doluluk oranının çok fazla olması nedeniyle yıllık alım oranının dip noktaya çekti. Bu yüzden Bursa ve bölgesindeki zeytin üreticilerinin bankalara olan borç katlandı. Herkes borç batağı içinde inim inim inlerken neden tarım üreticilerinin faiz borçlarını silmiyorsunuz? Zeytin üreticilerinin borçları karşılığında bankalara verdikleri ipoteklerin değerini biliyor musunuz? Kredi borcunu ödeyemeyen kaç zeytin üreticisinin tarlalarına, mallarına icra kanalı ile el konmuştur, bilginiz var mı bu yaşanan krizden!” dedi.
“Kimlik çıkartılmış”
Özkan’ın hedefinde canlı hayvan ithalatı da vardı. Özkan; “ Sayın Bakan, sabah bütçe sunumunuzu izledim, Sayıştay Raporlarının hiçe sayıldığı, görselliğin ön planda olduğu bir konuşmaydı. Sayıştay Raporlarıyla ilgili konuşmanıza devam etmeniz istendiğinde Sayın Komisyon Başkanının “Gelin oturun, siz yönetin.” şeklindeki tutumunu ve sizi böyle bir refleksle savunmasını inanın yadırgadığımı belirtmek istiyorum. Sayın Bakan; Tarım ve Orman Bakanlığının 2018 yılı Sayıştay Denetim Raporlarında, diğer bakanlıklarda da olduğu gibi, çok çarpıcı ihlaller ve bulgular yer almaktadır. Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğünce sığır cinsi, koyun ve keçi türü hayvanların kimliklendirilerek kayıt altına alınması işlemi “TÜRKVET” yani Tarım Bakanlığı Bilgi Sistemi’yle yürütülmektedir. Söz konusu sistemin her yaşta hayvan kaydının açılmasının sisteme sanal hayvan kayıtlarının yapılmasına yol açmıştır. Bu sanal hayvan kayıtlarının destekleme ödemelerinde kamu zararına yol açabileceği vurgulanmaktadır. Özellikle sınır illerinden kaçak girişleri ile çeşitli hayvan hastalıklarının ve ülkemizde görülmeyen farklı salgın hayvan hastalıklarının yerli hayvanlarımızın bulaşmasına yol açtığı da raporlarda vurgulanmaktadır. Bu durum, ülkemizde gıda güvenliğini ve halk sağlığını tehdit etmektedir.” Dedi.
“Bakanlık Kusurlu”
Özkan; “Sayıştayın raporundaki diğer bir not ise Bakanlık tarafından ithalatına izin verilmeyen hayvan ırklarının ülkeye girişine izin verilmesidir. Diğer yandan, 2018 yılı içerisinde Romanya’dan girişi yapılan 13 bin 420 büyükbaş hayvandan bin 637’sinin karantina süresinde ölmüş olması, bu hayvanlarla ilgili yeterli araştırmanın önceden yapılmadığını göstermektedir. Ayrıca, ithal edilen hayvanların bazılarının yirmi bir günlük karantina süresine uyulmadan kaydı yapıldığı görülmektedir. Raporlarda ihlallerden TİGEM sorumlu tutulmaktadır. Hastalıklarla mücadele için yapılan giderler bir yana, 2018 yılında tüberküloz, bruselloz gibi hastalıklar nedeniyle kamu kaynaklarından 115 milyon 538 bin 299 lira hayvan sahiplerine tazminat olarak ödendiği saptanmıştır. Yine, hayvan hastalıklarıyla mücadele için satın alınan aşıların Bakanlığın uygun ve yeterli soğuk zincir altyapısına sahip olmaması, diğer yandan da Bakanlık birimleri arasında aşıların dağıtımı konusunda ihtiyaçlara göre planlama yapılamamasından dolayı zayi olduğu kaydedilmektedir. Soğuk zincirdeki eksikliklerden dolayı etkinliğini yitirmiş aşılarla yapılan aşılamalardan dolayı hayvanlarda bağışıklığın sağlanamadığı da ifade edilmektedir. Bu durumların hem ekonomik kayıplara yol açtığı hem de hayvan hastalıklarıyla etkin bir mücadelenin yapılamadığı, insan ve hayvan sağlığı için büyük bir tehdit olduğu vurgulanmaktadır. Bir hekim olarak bu raporları okuduğumda inanın dehşete kapıldım. Özetle, Tarım ve Orman Bakanlığının yanlışlıkları, eksiklikleri ve ihmalleri ciddi kamu zararına yol açtığı gibi, cebimizi yakmaya ve en önemlisi de sağlığımızı tehdit etmeye devam etmektedir. Tabii ki bu bütçeye “evet” demek vicdanları sızlatır ve sorumluluğumuzu yerine getirmemek demektir.”